25 Temmuz 2013 Perşembe

Meditasyon


YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN KISACA VE KOLAYCA MEDİTASYON

Meditasyonla ilgilenen, yapmak isteyen, deneyen bir çok kimse kitap veya değişik makaleler gibi bir bilgi kaynağını alarak veya meditasyon öğrettiğini iddia eden bir yere mesela bir derneğe giderek işe başlar ve bu kişilerin büyük bir çoğunluğu da hayal kırıklığına uğrar. Çünkü konu kendilerine yanlış olarak anlatılır. Yaptığını ve bildiğini iddia eden kişilerin büyük bir çoğunluğu da kendisine "Anlamamış geri zekalı" dedirtmemek için yaparmış gibi, bilirmiş gibi konuşur veya yazar fakat yurdumuzda yayınlanmış ve anlatılmış meditasyon hakkındaki bilgilerin hepsi de eksik veya yanlış.Bu yazıyı kuyanların büyük bir çoğunluğunun da meditasyon denemesi yaptıklarını ve Başarılı olamadıkları için boş verdiklerini, "Ben beceremiyorum" düşüncelerine girdiklerini biliyorum. Aslında meditasyon inanamıyacağınız kadar kolay ve sadece dört beş dakikada ne olduğunu anlayabileceğiniz, on dakika uğraşırsanız da yapmaya başlayacağınız birşeydir.

Bütün mesele şimdiye kadar, ne olduğunu bilmeyen kişiler tarafından yanlış anlatılmış olmasındadır. Meditasyonu anlatmak ve öğretmek için de ne öyle yüzlerce sayfalık kitaplara ve ne de saatler ve günlerce süren konuşmalara gerek vardır.

Benim rastladığım hemen hemen her kaynak meditasyon yapmayı anlatmaya başlarken işin esası olarak "Zihninizi durduracaksınız" veya "Zihninizi tamamen boşaltacaksınız" veya "Hiç bir şey düşünmeyeceksiniz" diye başlıyor. Sonra da bir sürü şey anlatıyorlar. Fakat bu zihni durdurmak, boşaltmak, düşünmemek nasıl olabilir? Nedir? buna değinen
yok. Sanki bu zihin durdurmak, gözlerini kapatmak veya kafayı kaşımak gibi insanın tabii bir işleviymiş gibi bahsediyorlar. İşte Başarısızlıklar da burada başlıyor.Şimdi iddia ediyorum ki "Zihin durmaz!" Bu mümkün değildir. Zihni durdurmak, düşünmemek, boşaltmak ancak bir ölünün beyninde mümkün olabilecek birşeydir.

Hatta ölülerin bile beyin dalgalarının bir süre devam ettiği söylenir. İnsanın veya hayvanın, fiziksel bir beyni olan bir canlının zihni durmaz. Boşalmaz. Meditasyon yapmaya kalkıp da bunu başaracağım diye uğraşan kimselerin de Başarısız olmalarının nedeni bu anlatımdır.

Bu şekilde anlatılmasının da bence tek sebebi o kitapları yazanların, batıdan ya da isterse doğudan olsun, çeviri yaparken olayı böyle anlamalarıdır. Tabii ki yurdumuzda da neyin ne olduğunu anlayan ve uygulayan, uğraşa uğraşa kendisine göre değişik bir yöntem bulmuş olan insanlar vardır fakat bu kişiler kendi deneme yanılma deneyleri ile bir sonuca ulaşmışlardır.Yazılı veya sözlü bir bilgiden faydalanarak bunu başarmış değillerdir.Konunun izahına geçmeden önce meditasyonun neden şart olduğunu ve çalışılması gerektiğini biraz anlatmam gerekiyor.

Değişik meditasyon teknikleri vardır. Bunların hepsini bildiğimi iddia etmem bile saflık olur fakat sonuçta hepsi bir noktada birleşirler. Peki meditasyon nedir, nasıl yapılır?

ZİHNİ SUSTURMAK

Herşeyden önce bilinmesi gereken "Zihni susturmak" kavramıdır.Durup dikkatle kendinizi dinlerseniz farkedersiniz ki, zihninizden devamlı olark bir takım kelimeler,zihinsel sesler geçmektedir.Bu düşünürken,farkında olmadan yaptığımız birşeydir. Birisini dinlerken bile zihin kendisi kelimeler ve cümleler üretmese bile dinlediğimiz konuşmanın bazı sözlerini tekrarlar. Hiç bir söz tekrarlamadığı zamanlarda bile zihnimizden yerli veya yabancı saçma sapan şarkı sözleri veya müzikler geçer. Bazı zamanlarda da birisi ile yapacağımız ya da yaptığımız bir konuşmayı bilerek veya bilmeyerek zihinsel olarak tekrarlarız. Bu durum zihnin kendi kendisi ile konuşmasıdır. Öyle bir haldir ki, bunu sesli olarak yapsak, yolda, işte, evde böyle ilgisiz şeyler söylesek herkes psikiyatrik tedaviye ihtiyacımız olduğunu düşünür.

İşte "Zihni susturmak" zihnin bu konuşmasını durdurmaktır. Bunu yapmak çok kolaydır fakat ilk başlarda sadece bir veya iki saniye sürer ve ne kadar zorlarsanız zorlayın, kontrolünüz nederece güçlü olursa olsun bir an gelir ki, zihinsel sesiniz hiç aklınızda olmayan bazı kelimeler söylemeye, cümleler tekrarlamaya ve hatta küfürler sıralamaya başlamıştır.
Zihninizi susturmayı başardıktan sonra yapılan çalışmalarla bunu bir,iki dakikaya kadar uzatmanız çok kolaylaşır.İşte zihni boşaltmak veya hiç birşey düşünmemekten kastedilen budur.Zihin susturulur fakat durdurulmaz.Zihninizin konuşmasını durdurduğunuz zaman da zihin durmuş olmaz.Gözünüzün önünden bir sürü görüntü geçebilir.Çevrede olan biteni farkedebilir, sesleri duyabilirsiniz.Tabii bu meditasyon amacı ile sessiz bir yerde oturmayıp, yolda yürürken zihninizi susturma denemesi yaptığınız takdirde geçerlidir.Şayet oturduğunuz, rahat bir ortamda zihnizi susturmaya çalışıyorsanız ve gözünüzün önüne olmadık görüntüler geliyorsa, doğru yoldasınız demektir. Bu görüntüler ister resim şeklinde gözünüzün önüne gelen şeyler olsun, ister zihinsel düşünceler olsun hiç farketmeksizin, durdurulamazlar!Zaten amacımız bunları durdurmak da değildir.Bu görüntü fışkırmaları bilinçaltımızın temizlenmesidir.Hatta zaman zaman konsantremizi bozacak kadar ani ve çarpıcı görünümler de olabilir.

Merak etmeyin, çıldırmıyorsunuz ve hayal de görmüyorsunuz.Sadece bilinçaltınızda düğümlenmiş kirliliklerden arınıyorsunuz.

Birinci Nefes Tekniği;

burnunuzdan nefes alma süreniz 4 saniyeye yayılsın , sonra 2 saniye nefes aldıktan sonra bekleyin. sonra 4 saniyede nefes verin ve nefes verdikten sonra 4 saniye bekleyin. bu ilk başta hemen olmaz.

nefes verdikten sonra ilk seferinde biraz bekleyin ve zamanla bu düzene girmesini bekleyin nefes alışverişinizin. sakinleşin ve rahatlayın. nefesinizi hep izleyin. burnunuzdan giriyor ve içinize doluyor. nefesinizi verirkende tüm bedeninize yayılıyor verdiğiniz nefes. içiniz gıdıklanmaya başlayacaktır zamanla.




ZİHİN NASIL SUSTURULUR?

Bunu yapabilmek her durumda mümkündür ve özel bir hazırlığa gerek yoktur fakat ilk başlamada durumu tam olarak yaşayabilmek ve anlayabilmek için birinci nefes tekniğini kullanmak gerekir.Rahat bir yerde oturun.Tercihen odanın ortasında ve bağdaş kurmuş olarak oturmanız iyi olabilir.Bel kemiği zemine 90 derecelik durumda olmalıdır (Çalışma içinde yorulmak ve bu dikliğin bozulması mümkündür. Bu olursa zarar yoktur).İki eliniz, iki dizin üzerinde rahat bir konumdadır. Kafa geriye kalkık veya öne eğilmiş değildir.Kafanın dikliği, başın arkasının, bel kemiği ile aynı doğrultuda olmasına yetecek kadardır.Yani sırtınızı ve başınızı, ensenizi bir duvara dayamış gibi bir dikliktesiniz.
Önce on veya yirmi defa birinci nefes tekniğini tekrarlayacaksınız. Nefes tekniği yapılırken düşüncelerin daldan dala atlaması, ilgisiz konularra odaklanmaları gerekmez fakat zihinsel bir zorlamaya da gerek yoktur. Burada sadece ciğerler genişletilmekte, hazırlanmakdır. Fiziksel bir aktivite içindeyiz.Burundan kısa sürede ve hızla alınan nefes alınır. Bundan sonra ağızdan ağır ağır verilir. Nefesin verilişi mümkün olduğu kadar uzamalıdır. hava boşalınca karın adaleleri kasılıp, içeriye çekilerek ciğerlerdeki son hava kırıntıları da dışarıya atılır ve yeniden nefes alınır.Nefes çalışmasını yaparken yorulduğunuz takdirde duraklayıp, bir, iki normal nefes alıp vermeniz mümkün ve gereklidir. Bu nefes tekniği ve zorlamalar ayrıca fazla sigara içenlere de faydalıdır. Birinci nefes tekniğini kararlaştırdığınız sayıda yaptıktan sonra zihin susturma çalışmalarına başlayabilirsiniz. Burada unutmamanız gereken şey şu anda meditasyon yapmayıp, zihni susturmayı öğrendiğimizdir.


Önce gene aynı şekilde nefes alacaksınız ve aynı şekilde nefesi boşaltacaksınız. Herşey birinci nefes tekniğindeki gibidir. Nefesi boşaltıktan sonra karın adalelerinizi kasarken normal nefes çalışmasından daha gevşek davranacaksınız ve içerde çok az miktarda hava kalacak. Boşalmanın sonunda nefesinizi tutacaksınız. Gözler kapalıdır. Bu durumda yani ciğerlerde hava yokken nefes tutmak, nefes aldıktan sonra nefes tutmaktan çok daha zor ve kısa sürelidir. Nefesinizi tutuğunuz anda da zihninizin konuşmasını susturacaksınız. Bu durumun, bu şekilde çalışılmasının nedeni, ciğerler boşken nefes tutulunca zihnin susturulmasının çok kolay olmaıdır. Deneyin. Bu durumda iken zihinsel sesinizin durmasının, normal bir zamanda veya ciğerlerde hava varken durmasından çok daha kolay olduğunu göreceksiniz.


İçinde olduğunuz durum en fazla iki veya beş saniye sürebilir. Bundan sonra ya nefesiniz tüknir ve nefes alma ihtiyacı duyarsınız veya zihinsel konuşmanız tekrar başlar. Her iki durumda da nefes alıp, baştan başlayacaksınız. zihinsel sesinizi uzun süre sustursanız da nefesinizi tutmak için zorlamayın. Ciğerlerdeki en ufak zorlanmada nefes alarak baştan başlayın.İşte nefesinizi tuttuğunuz o kısacık anda zihinsel sesinizi durdurunca, zihni susturmanın ne demek olduğunu anlaycaksınız. Bu çalışmayı günde beş dakika ya da iki dakika yapmanız yeterlidir. Zihninizi susturma ve nefes tutma süreniz giderek artacaktır.Bu şekilde onbeşgün, bir ay çalıştıktan sonra normal meditasyon çalışmalarına başlayabilirsiniz.

MEDİTASYON

Aynı şekilde oturacaksınız ve aynı şekilde önceden birinci nefes tekniğini az veya çok sayıda uygulayacaksınız. Bundan sonra normal nefes alış verişne geçeceksiniz. Hatta kısa kısa ve az nefes almanız gereklidir. Başlarda gene nefes verdikçe zihinsel sesinizi susturacak, tecrübe kazandıkça da normal nefes alış verişi sırasında da, nefes gibi şeylerle hiç uğraşmadan zihninizi susturmaya devam edeceksiniz. Gözünüzde patlayan ışıklar, renkler, görüntüler gibi şeyler konsantrenizi bozarsa baştan konsantre olup devam edeceksiniz. Zihniniz konuşmaya başlayınca tekrar susturacaksınız. İşte herşey bu kadar.Bu çalışmaların on dakikadan fazla sürdürülmesi (Baştaki nefes çalışmaları hariç) hem yorucu hem de gereksizdir. Bu nefeslere ve meditasyona alışınca ilerki seviyelerde yeni teknikler mantra ve enerki çekme ve yönlendirme alışmalarında kullanılacaktır fakat önce bunlarda ustalık kazanmanız gereklidir, şarttır.Meditasyon çalışmanızda görsel etkileri yani zihinsel imajları durdurmaya çalışmayın. Hatta çalışmadan sonra aklınızda kalan renk, görüntü gibi şeyleri not edin.

Çalışma sırasında bir mum yakılması, rahatsız etmeyen bir elektrik ışığında olunması, tam karanlıkta oturulması gibi şeyler mümkündür. Gözlerin kapalı olması gerekir fakat tecrübe kazandıkça açık gözle de yapılabilir. Bulunulan yerde mesela herhangi bir kokudaki bir çubuk tütsünün yakılıp, yakılmaması tercihinize kalmıştır fakat bu gibi şeyler, mümkünse çevreye ritüelistik, mabedimsi bir görünüm kazandırmak açısından insanı motive edici faktörlerdir. Ama bunlar olmasa da olur.

FİZİKSEL DENEYLER

Zihnizi susturmayı ve meditasyon halini başardığınız zaman bunu fiziksel yansımalarını çok rahat görebilirsiniz. Örnek olarak en sevdiğim deney kuş deneyidir. Kentteki büyük camilerin avlularındaki ya da Kuşlara yem atılan meydanlardaki güvercin sürülerini herkes bilir. Yerdeki güvercin topluluğuna doğru yürüyün ve zihninizi susturarak meditasyon haline girin. Şayet Kuşları düşünmez, ayağınızla birisine çarpmaz, tekme atmazsanız normal bir yürüyüşle bir tek Kuşun bile havalanıp kaçmasına sebep olmadan Kalabalık bir kuş sürüsünün içinden yürüyüp geçebilirsiniz. Şayet korkmuyorsanız mesela İstanbul, Kadıköy sahilindeki ev hayvanı satılan pazar gibi bir yerde elinizi uzatıp rahatça bir Yılanı tutabilirsiniz. zihinsel sesiniz başlamadan Yılan kıvranıp, kaçmaya çalışmaz. Burada önemli olan hayvanları da düşünmeden hareketinizi yapmanızdır. Bu deneyler yapılması gereken şeyler ve şart olan şeyler değil. İsteyen deneyip, zihinsel aktivitenin gerçekten de hayvanlar tarafından hissedildiğini görsün diye yazıyorum.

Bir, iki yaşlarındaki bir çocuğa, yüzünüzü gözünüzü buruşturup korkunç olmadan, normal bir yüz ifadesi ile, hatta gülümseyerek fakat gözlerinizi kırpmadan ve zihninizi susturarak bakarsanız, çok kısa bir an sonra çocuğun korktuğunu veya ağlamaya başladığını görebilirsiniz.

ZİHNİN SUSKUN HALİ TABİİ YAPIMIZDIR

Çok yabancı bir şeyden bahsedermiş gibi anlatmama ve size de tuhaf geldiğini düşünmeme rağmen suskun bir zihin yaratılıştan sahip olduğumuz tabii durumumuzdur.

Konuşan ve kelimeleri bilen, tekrarlayan fiziksel beynimizdir. Konuşmak tabii halimiz değil, sonradan öğrendiğimiz bir şeydir. Yeni doğmuş bir bebek konuşmayı bilmez. Ana dili dediğimiz şeyi, hangi dilden olursa olsun dinleyerek ve anne babasının gayreti ile öğrenir. Bebek önce dünyayı farkeder.Şekilleri görür. Annelerin çoğu, çocuğu başka odadayken ve ağlamaya başlamadan önce de onun acıktığını veya altına yaptığını bilir.Bunun nedeni, bebeğin zihinsel sesinin olmamasıdır. Bu durumda bebek bir tür telapatik enerji gönderebilir ama bu durumun farkında değildir. Çocuk çevre seslerini duydukça beyin bunları tekrarlamaya başlar ve zihinsel suskunluk kaybolur böylece bebekteki zihinsel enerji gönderme hali de önce kısmen sonra tamamen kaybolur.Mantıklı cümleleri ve konuşmaları anlamaya,tekrarlamaya başladıkça da majikal açılardan tamamen sıyrılırız.

Bu suskun zihin durumu ikinci olarak da ölümden sonra gerçekleşir. Ruhun fiziksle beyni yoktur. Bu yüzden de kelimeleri ve zihinsel sesi de yoktur. Bir ruh sadece imajinasyon görür.



Basit Bir Yansıma Meditasyonu Uygulaması;

Masada duran çay bardağına dikkatli bakın.Bardağın bir tarafında ortamdaki ampülün yada güneşin verdiği ışığın oluşturduğu yansıma noktasını göreceksiniz.Bir beyaz nokta gibi ışığın geri döndüğü yer.O noktaya odaklanın.Gözlerinizi kapatmayın.Hatta kırpmadan bakmaya çalışın.Bir yandan nefesinizi izleyin.Etraftaki gürültüye aldırış etmeyin.Odaklanın sadece bakıcaksınız.Bir süre sonra gözleriniz ağrımaya ve sulanmaya başlıycak.Kırpmak zorunda kaldığınızda kırpın fakat hemen dikkatinizi o noktada tekrar toplayın.2-3 dakika gözlerinizi ayırmadan baktığınızda bir süre sonra uğultu olacak kafanızın içinde ve etraftaki sesleri duymamaya başlayacaksınız.Gözleriniz bulutlanacak beyazlık artacak ve o ışık birden tüm gözünüzün önünü kaplayacak ve dalıcaksınız.Meditasyon yaptınız bile.Bunu deneyipte yapamayan arkadaşım olmadı.En kolay yöntemdir.3-5 saniyede sürse başardınız.Bunu tekrar edin son anda çekilirken korktuğunuz için ilk etapta korkacaksınız ama ilerledikçe zaman meditasyonda kaldığınız süre de ilerleyecek.Karadelik gibi içeri çekileceksiniz.


(Alıntıdır
“Oğuzhan Korkmaz - Kişisel Gelişim Uzmanı”

Astral Seyahate Çıkış Aşamaları

İlk olarak farklı bir teknik üzerine vurgu yapmamız gerekiyor.Astral seyahatte sabır çok önemlidir. 

Sırt üstü yattınız ve sessiz,karanık bir ortam sağladınız.İlk olarak gözlerinizi kapatmayı unutmamalısınız.Gözleriniz açıkken astral çıkış gerçekleşmez.Gözleriniz bazen açılma eğlimine girecektir.kesinlikle açmayınız yarım açıklık durumlarına müdahele ediniz.

Sırt üstü yatışta bir kaç denemeden sonra beden duruşunuzu gözden geçirmelisiniz.Ölü duruşu olarak tabir edilen tabuta konulan ölülerin duruş biçimine değinelim.

Ayaklar üstüste koyulmuş eller göğüs hizasının az altından rahat bir pozisonda parmaklar aralarından geçirilmiş biçimde birleştirilsin.Fakat düz bir biçimde yatın.

Birinci aşama;(5 dakika kadar sürer)

bir süre sonra çınlamalar başlar ve odaklanmanıza hız vermelisiniz.ilk aşamada kafanızdaki düşünceler dönüp dolaşacaktır.bu düşünceler olucakmı yapabilcekmiyim heh başlıyor işte şeklindedir.bunlardan arınmanız gerekir.ve kesinlikle dudaklarınızdan nefes almamalısınız sadece burun kullanılmalı.sebebi ise dudaklardan alınan nefes tükürük yapar ve yutkunmanıza mecbur bırakır.bir süre sonra ikinci aşamaya geçersiniz.

İkinci aşama;(10 dakika kadar sürer)

Halen telkin kullanmanıza gerek yoktur.İlk aşamada kafanızdaki düşünceleri attıktan sonra ikinciye geçersiniz ve uğultular başlar.uğultular sizi heyecanlandırır bu aşamada kalp çakranız hızlanır ve kalp atışlarınız düzensizleşir.bu aşamada da kalbinizi yavaşlatmalı ve bedeninize iyi ce hakim olmalısınız ve bir mumya gibi hareketsiz sabit yatmalısnız.kaşıntılar varsa sonkez kontrol etmelisiniz.

üçüncü aşama (yanıltıcı aşama);(10 dakikayla 1 saat arası sürebilir)

ikinci aşamada beden hakimiyetinizi tamamladıktan sonra uğultular çoğalır ve çeşitli ışıldamalar tek boyutlu görüntüler başlar.bu görüntüler insan şekillerine dönüşebilir.(bazıları bunları cin sanıyor) bunlar bilinçaltınızın hazırlık evresine şahit olmanızdır.rüya oluşumudur bu.bedeniniz artık uykuya geçtiğini sanır ve rüya hazırlar.sizde bunlara şahit olursunuz.bu aşamada birden ses kesilir ve işitme kabiliyetiniz durur.adeta bir sessizlik sağlanır.bu noktadan sonra çeşitli efektler görmeye başlarsınız.winamptaki görsel efektlere benzer bunlar.bu efektlere kaptırmalısınız(bedavadan meditasyon işte bedenimiz kendisi hazırlıyor hepsi uyuyamız için yapılıyor ama uyumuyoruz) bu aşamada pes etmek istersiniz çünkü uyumanız için gerekli herşey sağlanmıştır.Hatta alnımıza kadar donmuş olacağız.mumya gibi.en son alnızmız atacaktır ve canımızı yakcak derecede gerilecektir.3.gözün bu faaliyeti çıkış için herşeyin hazır olduğunun sinyalidir.Bu noktadan sonra telkinlere başlıyoruz.Telkinler (yada teknikler) uygulanır örneğin ip tekniği yada ters düşünme, ruhunun çekildiğini hissetme yukardan kendi bedenine baktığını düşünme gibi ve local çıkışlar hafiften uygulanır.ters düşünme özelliğini burda kullanmanız faydalı olur.sırt üstü duruyorsunuz ama sanki yüzüstü uyuyormuşsunuz hissi verin bedeninize uyuşmalar artacaktır.özellikle ayak topuklarınızda acı hisedebilirsiniz.ve ayaklarım uyuştu hissine kapılaiblirsiniz.ellerinzi tamamen hissetmemeye başlayacaksınız ve bu sessizlik ortamını iyi değerlendirin.

son aşama (çıkış) ;

bir süre sonra adeta çekildiğinizi farkedeceksiniz.hafifleşeceksiniz.önceki aşamada düşüncelerinizi kaybetmişken tekrar düşünmeye başlayacaksınız ve astrali başaramayacaksınız.bu esnada vucudunuz çekilirlken telkinlere devam etmek yerine noluyor,çekiliyorum oluyormu şeklinde düşünceler başarısız kılıyor sizi.telkinlere odaklanıp tırmandığınız ipe konsantre olursanız ne olduğunu farkedemeden o çekilmeler aşırı yüksek bir uğultuyla (radyo frekansı değiştirirken çıkan ses gibi bir sesle) sizi yukarı çekecek ve çıkış gerçekleşecek.bu esnada hiçbirşey düşünmemeye devam ederseniz bir anda yukarda uçuyor olacaksınız ve tavanda bulacaksınız kendinizi.aşağıda uyuyan bedeninize bakacaksınız.

neden ışık olmamalı dedik? çünkü astralde ışıklar farklı görünüyor.bir televizyon açıksa size adeta deniz feneri kadar ışık veriyor.fakat gündüz hava aydınlık olduğu için ışık gözünüzü yormuyor. bu noktalalara dikkat ederek denemelere devam ederseniz başaracağınıza inanıyorum.


ayrıca; 

İP TEKNİĞİ

İpin alnınızın ortasından çıktığını düşünün (belinizie dolanık olduğunuda düşünme yolu vardır ikisinden birini seçin) alnızıın ortasından tavana giden bir ipe tırmandığınızı hissedin.ipi görmek zorunda değilsiniz kendizide tırmanırken görmek zorunda değlsiniz. sadece o hissi yaşamalısınız tırmanma ve çekilme zaten bedeniniz yataktan yükselecek hafiften farkediceksiniz.tam yatmıyorum diyeceksiniz.bunun sebebi sırtınızın uyuşmasıdır hiçbir tarafınızı hissetmiyor olacaksınız.ip tekniğini tüm uyuşmalar bittikten sonra alın uyuşmasında başlayın.bu sırada burnunuz kaşınabilir aldırmamak lazım.çok daraltırsa kaşıyın elinizle.konsantreniz bozulmaz.önemli olan vucudun donmuş mumya halini bozmamak burda.


Astral Seyahatin Mantığı

Burada yeni gelen arkadaşlar için ve mesajların çokluğu nedeniyle hangilerine bakacağını şaşıranlar için en baştan özet olarak Astral Seyahati tekrar anlatma gereği duydum.Forumumuzda astral seyahati yazılarımızıdan ve paylaşımlarımızdan sonra başarabilenlerin olması beni ayrıca keyiflendirdi.

Astral Seyahat uykunun bilinçli yapılmış halidir.Uyumaktan teorik olarka hiçbir farkı yoktur.Bu yüzden geri dönememe gibi bir ihtimalde ortadan kalkar.Tıpkı her gece yatmadan önce ya yarın sabah uyanamazsam demediğimiz gibi Astraldede geri dönemezsem diyemeyiz.Aslında her gece hepimiz astrali yapıyoruz ama bilinçsiz olduğumuz için hatırlamıyoruz.Amacımız bilinçli olarak yapmak ve yaşadığımız şeyleri hatırlamak.

Rüya , Lusid Rüya ve Astral Seyahat ayrımınada kısaca değinecek olursak, rüyanın oluşma sebebi aslında bizim tam olarak dinlenmemiz için bedenimizin bize yaptığı bir oyundur.İnsanlar uyumak zorundadırlar.Çünkü dinlenmeye ihtiyaçları vardır.Eğer uyumazsak psiklojimiz bozulur ve hastalanırız.Uyumadan önce yatağa uzanırız yorulduk deriz.Bazen yatağın içinde bir türlü uyuyamayız sağa döneriz sola döneriz ama uyuyamayız.Uyuyamamızın sebebi birşeyler düşünmemiz ve kafamıza birşeylerin takılmasıdır aslında.Bilinçaltımızda o gün yaşadığımız şeylerin etkisi hala devam etmektedir.Beynimizde bizim aralıksız olarak uyuyabilmemiz biçin ve uykumuzun bölünmemesi için bize rüyalar gösterir.Bu rüyalar olmasa belki biz defalarca uyanabiiliriz ve sağlıksız oluruz.Lusid rüyalar da standart rüyalardan farklı olarak bilinçaltımıza yerleşmiş olan o günkü düşüncelerimizin yada son zamanlardaki yaşadıklarımızın diyelim rüyamızda adeta senaryolandırılmış halidir.Fakat bu senaryoyu siz yazmamışınızdır.Ama film sizin filminizdir bunu anlarsınız.Bunun sebebi beynin bağımsız olarakta bir düşünebilme kabiliyeti olmasıdır.Bu ince noktadan yola çıkarak şizofreni hastalığının mantığı bulunmuştur.Fight Club filmini bir çoğumuz izlemişizdir ve ordaki şizofrenik vaka tam olarak bizim lusid rüyalarımızda bize beynimizin yaptığı şeyin sürekli gerçekleşmesi durumudur.Lusid rüyalarda bu senaryoyu farkedip müdahele edebilirsek enaryoyu yönlendirebiliriz ve astral seyahate geçişi sağlayabiliriz.

 Astral seyahate çıkabilmek için başka bir şeye odaklanmış olmak gerekmektedir.Tıpkı beynimizin bizi gece uyumadan önce uyanmayalım diye rüyaya odaklandırması gibi.Bunu sağlayabilmenin en güzel yoluda sırt üstü bir pozisyonda yatağa uzandığımızda gözlerimizi kapattığımızda bir hayal kurmamız ve beynimizin bize az sonra uyduracak olduğu senaryonun yazarlığını beynimize kaptırmamamız olabilir.Uzandık , gözlerimizi kapattık ama uyumuyoruz hatta uykumuzda yok belkide yeni uyandık.İnsan beyni sırt üstü yatınca ve gözlerimizi kapatınca bizim uyuyacağımızı düşünür ve rüyaya hazırlar kendini.Halbuki bizim uykumuz yoktur.Onu aslında bi nevi kandırırız.İşte bu kandırmaları belirli bir sistem içerisinde gerçekleştirince ruhumuzun kontrolü onu bedenimizin 20 cm kadar üzerinde sabit tutan beynimizden bize geçer ve artık ruhumuz serbest kalmıştır.

Bu esnada alakasız şeyler düşünürsek başka şeylere odaklanırsak örneğin yaz gelmiş deniz kenarındayız tatildeyiz eğleniyoruz .. gibi yani senaryoyu biz yazarsak beynimiz yerine ruhun kontolonü biz ele geçiriyoruz ve karnımızda bir gıdıklanma dürtüsüyle çıkış gerçekleşiyor.

Astral Seyahat İle İlgili Güzel Bir El Kitabı

Arkadaşlar astral seyahat ile ilgili merak ettiğiniz şeyleri detaylı olarak öğrenmek ve bu konuda daha çok bilgi almak isterseniz incelediğim güzel bir el kitabını sizinle paylaşmak istiyorum.
Kitap PDF formatındadır. Bilgisayarınızdan yada TXT formatına çevirip mobil cihazlarınızdan da okuyabilirsiniz. İndirme linki aşağıdadır...
Sevgiyle...

https://hotfile.com/dl/191668388/ef9507f/ASTRAL_SEYAHAT_E-KTAP.rar.html

SPİRİTÜEL UYANIŞ

GIRIS


Son zamanlarda, arkadaslarimin, ögrencilerimin ve müsterilerimin çogu, çok sayida ve çesitli degisimler, garip hisler ve fiziksel duyumlar deneyimlediklerini bildirdiler. Kendim de arkadaslariminkine uyan bir çok sekilde hayatimin olagan olmayan periyodundan geçmekteyim. Önce, bana olmakta olan seyi orta yas krizi ve/veya menopoz olarak etiketlendirdim. Ancak benzer durumlari erkeklerde ve tüm yas gruplarinda da gözlemeye basladim. Bu noktada notlarimi digerlerininki ile karsilastirdim ve bu konu ile ilgili biraz arastirma yaptim. Asagidakiler bulduklarimin bir derlemesidir. Bunlarin çogu bazilarina garip görünebilir, ama bu durumlarin tüm dünyadan fiziksel olarak saglikli, zihinsel ve duygusal olarak saglikli yetiskinler arasinda olduguna sizi temin ederim. Bir uyari notu : Hiç kimseye profesyonel dikkat gerektiren büyük fiziksel veya

duygusal durumlara aldirmamalarini tavsiye etmiyorum. Ancak bu liste herhangi bir sekilde bu semptomlardan sikayetçi olanlara yardimci olabilir. Belirtilerin çogu için verilen tavsiyeler de degisik kaynaklardan toplandi ve benim kisisel deneyimimi yansitmayabilir. Eger bu faydali ise, iyi. Eger degilse, bunlara aldirmayin. Hepimiz kendi spiritüel gelisimimizi kendi essiz yolumuz ile deneyimliyoruz. Bazilarimiz için degisimler yavas oluyor ; digerleri için bir seri olay ani büyümeyi/gelismeyi tetikleyebilir. Hepimiz ayni belirtileri veya degisimleri paylasmiyoruz. Ve tabi ki, kendi spiritüel inançlarimiza sahibiz. Hepimiz kar taneleri gibi farkliyiz, ancak ortak bir özü ve genel şekli paylasiyoruz. Bu bilginin bir kismi sizinle rezonansa girmeyebilir. Diger kavramlar sizin için rahatsiz edici olabilir. Her birimiz yeni bilgiyi incelemeliyiz ve kendimiz için neyin dogru oldugunu ve bize
neyin hizmet etmeyecegini ayirdetmeliyiz. Bu listeyi okurken bunu kendiniz için yapmanizi istiyorum. Kendi yorumlarinizdan siz sorumlusunuz. (Her konu ile ilgili inançlariniz ve düsünceleriniz sizin kendi sorununuzdur)



Baris ve Sevgi,


1. Uyku modellerinin degisimi : huzursuzluk, sicak ayaklar, gece iki veya üç kere uyanma. Uyandiktan sonra yorgun hissetme ve gün boyunca uykulu olma. Çogu kisi için gerçeklesen Üçlü Uyku Modeli : 2 –3 saat uyursunuz, uyanirsiniz, bir baska iki saat uyku için yatarsiniz, tekrar uyanirsiniz ve yine uyursunuz. Digerleri için uyku gereksinimi degisir. Daha az uykuya ihtiyaciniz olabilir. Bunun bir baska degiskeni, “kara – delik uykusu” dedigim uykudur –10 saat veya daha fazla uyursunuz.



Geçen sene taç çakramdan bedenime akan büyük enerji dalgalari deneyimledim. O iyi hissettirdi, ama beni uzun bir süre uyanik tuttu, sonra sakinlesti. Simdi, kara – delik uykusu deneyimliyorum.



TAVSIYE : Buna alisin. Bununla baris yapin ve yetersiz uyku uyudugunuza üzülmeyin. Ayrica, Yüksek Benliginizden bir ara vermesini ve sonra size iyi, derin bir gece uykusu vermesini isteyin. Eger yine de uyuyamiyorsaniz, uyanik zamanlarinizda meditasyon yapin, siir okuyun, günlük tutun veya aya bakin. Bedeniniz yeni modele ayarlaniyor. Ve – eger çok uyuyorsaniz, buna üzülmeyin. Bedeninizin uykuya ihtiyaci var.



2. Basin taçinda aktivite : Kafa derisinde ve/veya asagida omurgada karincalanma, kasinti, huzursuz hisler. Bir dusun basligindan enerji püskürüyormus gibi, basin tepesinde enerji titresimi hissi. Ayrica, “serpinti/çiseleme” olarak tarif edilen taça enerji akisi hissi. Bu ayrica basta basinç olarak deneyimlenebilir, sanki biri parmagi ile basinizin merkezine bastiriyormus gibi.



TAVSIYE : Bu alarma geçecek bir durum degil. Deneyimlediginiz sey taç çakranin açilmasidir. Duyumlar, ilahi enerjiyi almak için açildiginiz anlamina geliyor.



3. Ani duygu dalgalari : Aglama. Küçük bir tahrik ile aniden kizginlik veya üzüntü hissetme. Veya açiklanamayan sikintilar. Sonra çok mutlu olma. Çogu zaman kalp çakrasinda (gögüsün ortasi) tikanmis duygularin basinci veya hissi vardir. Kalp çakraniz açiliyor ! Bu kalp ile karistirilmamali, kalp, kalp çakrasinin sol tarafinda yerlesiktir.



TAVSIYE : Ortaya çikan duygularinizi kabul edin ve sonra birakin gitsinler. Direkt olarak kalp çakrasina gidin ve duyguyu hissedin. Onu disariya alanlariniza dogru genisletin ve göbekten üst gögüse kadar derin nefes alin. Sadece duyguyu hissedin ve birakin o kendi kendine buharlassin. Duygularinizi baskalarina yöneltmeyin. Geçmisinizi temizliyorsunuz. Eger bunu yapmak için yardim isterseniz, tüm bu eski sorunlari salivermeye niyet ettiginizi yüksek sesle söyleyin ve Yüksek Benliginizden size yardim etmesini isteyin. Bedeniniz bu duygulari saliverdigi için ve onlari size zarar verebilecek sekilde içeride tutmadigi için sükran duyun. Bir kaynak, depresyonun artik bize ve bizim frekanslarimiza uymayan insanlarla iliskilerin, isin vs. birakilmasi ile baglantili oldugunu öne sürüyor. Bu iliskileri birakmakta suçluluk hissettigimizde, depresyon bu aciyi

iyilestirmek için bize yardimci oluyor.



4. Eski “sorunlar” yukarida tanimlandigi gibi ortaya çikiyor ve onlarla çalismaya gereksiniminiz olan insanlar yasaminiza giriyor. Tamamlama sorunlari. Veya belki kendine – deger verme, bolluk, yaraticilik, bagimliliklar vs. sorunlari ile çalismaya gereksiniminiz var. Bu sorunlardan geçerken, size yardim etmeye gereksinim duydugunuz kaynaklar veya insanlar ortaya çikmaya basliyor.



TAVSIYE : #3 ün aynisi. Ilave olarak, bu sorunlari çok fazla analiz etmeyin. Onlari çok fazla incelemek sizi basitçe onlara daha derin seviyelerde tekrar tekrar geri döndürür. Eger ihtiyaciniz varsa profesyonel yardim alin ve ondan geçip gidin. Ondan kaçinmaya çalismayin veya kendinizi ondan ayirmayin. Gelen ne olursa olsun kucaklayin ve sizin ilerlemenize yardim ettigi için ona tesekkür edin. Bu sorunlari saliverme firsatini verdigi için Yüksek Benliginize tesekkür edin. Hatirlayin, bu sorunlarin bedeninizde yapisik kalmasini istemezsiniz.



5. Kiloda degisiklik : Bazi insanlarda kilo artisi olabilir, digerleri ise kilo kaybedebilir.



Iyilestirilmek için baski altinda tuttugumuz bir çok korkular simdi yüzeye çiktigi için çogu zaman kilo aliriz. Bir savunma insa ederek reaksiyon veririz. Ayrica kendimizi topraklamak veya bedenlerimizde artan frekanslara hacim saglamaya tesebbüs ederiz.



TAVSIYE : Tiryaki olmayin, ama tam simdi bulundugunuz yerde onu bir belirti olarak kabul edin. Tüm korkulariniz bütünlestiginde kilo alirsiniz/verirsiniz. Bununla ilgili endiseyi saliverin. Sonra sonunda kilo almanin/vermenin kolay oldugunu göreceksiniz. Egzersiz yapin.



Yemekten önce sunu deneyin : Çekici bir sekilde düzenlenmis bir masaya oturun. Bir mum yakin. Yemeklerin görüntüsünden zevk alin. Kullandiginiz elinizi kalbinizin üzerine koyun ve yemegi kutsayin. Bedeninize, bu yemegi duygusal açliklarinizi tatmin etmek için degil, bedeninizi zengin sekilde beslemek için kullanacaginizi söyleyin. Sonra elinizi yemegin üzerinden soldan saga geçirin ve onu kutsayin. (Reiki verin). Yemegin, soguk olsa bile, elinize sicak hissettirdigini görebilirsiniz. Yemegi kutsadigim zaman, çok fazla yemedigimi kavradim. Yemekten önce onu kutsamayi unuttuysaniz, onu herhangi bir sekilde yine kutsayabilirsiniz. Yapabileceginiz baska bir sey yerken simdide kalmaktir – TV seyretmeyin veya okumayin. Önünüzdeki seyden kalpten zevk alin.




6. Yeme aliskanliklarinde degisim : Çilgin arzular ve tuhaf yemek seçimleri. Bazilari eskiden alisik olduklari gibi aç olmadiklarini görüyorlar. Veya daha da acikiyorlar.



TAVSIYE : Bedeniniz ihtiyaci olan seyi size söylediginde bunu ondan esirgemeyin. Eger emin degilseniz, bir gida seçmeden önce bedeninizin onu isteyip istemedigini görmek için kas –testi deneyin. Ayrica, #5 te tanimlandigi gibi yemegi kutsamayi deneyin.



7. Daha önce basiniza gelmeyen besin uyumsuzlugu, alerjiler : Daha spiritüel olmaya büyürken, etrafinizdaki her seye daha hassas olursunuz. Bedeniniz artik neye tolerans göstermeyecegini size söyleyecektir. Belki kendinizi toksinlerden arindiriyorsunuz. Bazi insanlar ağizlarinda beyaz bir kalinti görürler, bir yarisin sonunda kosucularda olana benzer sekilde.



TAVSIYE : Bir akupunkturcu agizdaki bu filmin, 2 yemek kasigi soguk – preslenmis zeytin yagini agzinizda 10 – 15 dakika tutarak giderilebilecegini bana söyledi. (yutmayin),sonra onu disariya bosaltin. Dislerinizi firçalayin ve aynisini yapin. Sonra firçanizi temizleyin.



8. Duyularin kuvvetlenmesi : Artan duyarlilik.



a. Görüs : Agriyan gözler, bulanik görüs, parildayan nesneler, parlayan parçaciklari, etraftaki insanlarin, bitkilerin, hayvanlarin ve nesnelerin auralarini görme. Bazilari daha önce opak (saydam olmayan) gördükleri nesneleri transparan olarak gördüklerini söylüyor. Gözlerinizi kapattiginiz zaman, artik karanlik görmüyorsunuz, kirmizilik görüyorsunuz. Ayrica, gözleriniz kapali oldugunda, geometrik sekiller veya parlak renkler ve resimler görebilirsiniz. Renkler daha canli görünür – çimenler sasirtici bir yesillikte görünebilir. Çogu zaman toprakta dolasan

izgaralar görürüm. Siz daha hassas olurken, havada sekiller veya hatlar görebilirsiniz, özellikle oda hemen hemen karanlik iken. Gözleriniz açikken veya kapali iken, çevresel görüsünüzde beyaz veya altin sekiller görebilirsiniz (bunlar sizin rehberlerinizdir). Son zamanlarda uyaninca gözlerimi asiri derecede kuru hissediyorum ; onlari açmakta zorlaniyorum. Ayrica, agrili gözler deneyimledim.



TAVSIYE : Görüsünüz bir çok sekilde degisiyor – görmenin yeni yollarini deneyimliyorsunuz. Sabirli olun. Ne yaparsaniz yapin, korkmayin. Bulanik görme esneme ile giderilebilir. Kuruluk için bol bol su için.



b. Isitme : Isitmenin güçlenmesi veya zayiflamasi. Diger belirtiler basin içinde anlamsiz sesler, bip sesleri, tonlar (ses perdeleri), müzik veya elektronik modeller isitme. Bazilari su akisi, ari viziltisi, bagirmalar, gümbürtüler veya çinlamalar isitir. Digerleri audio dyslexia (ses isitememe) denen seye sahiptir – insanlarin söyledigi seyleri her zaman isitmezsiniz, sanki artik kendi dilinizi anlayamiyormus gibi. Bazilari rüyalarinda garip sesler isitirler, sanki biri yanlarinda duruyormus gibi. O varliklardan gitmelerini isteyebilirsiniz veya Basmelek Mikail’den

durumu kontrol altina almasini isteyebilirsiniz. Yine, korkacak hiçbir sey yok.



TAVSIYE : Ona teslim olun. Birakin gelsin. Dinleyin. Kulaklariniz yeni frekanslara ayarlaniyor. Bu yaz, iki ruhun varligini hissettim, kafalari karismis veya kaybolmus iki ruh. Etrafimda havada duruyorlardi ve benim ismimi söylüyorlardi. Önce, korktum, sonra onlarin kim oldugunu kavradim (vefat etmis olan benim sevgili yakinlarim, ikisi de felçten öldü). Ister inanin ister inanmayin, her durumda da, tüm yapmam gereken onlara onlari sevdigimi söylemek ve durumlarini degistirmelerine ve gidecek güzel bir yer bulmaya yardim edecegimi söylemekti. Sonra onlari parlak isiga yönlendirdim, onlar isiga ulasana dek onlarla birlikte olacagima dair güvence verdim (onlar sonunda isigi gördügünde, oraya gitmek için daha fazla bekleyemediler !).



c. Güçlenmis koku, dokunma ve/veya tat duyulari : Simdi bazi gidalardaki kimyasal katkilari koklayabiliyorum ve tadini alabiliyorum, hos olmayan bir sekilde. Diger gidalar tamamen mükemmel tat verebilir. Bazi insanlar için, güçlenmeler hem zevkli hem de dikkat dagitici. Simdi, etrafta çiçek yokken çiçek kokulari duyabilirsiniz. Mistiklerin çogu bunu yapardi.



9. Deri döküntüleri : Isilikler, sisler/yumrular, akneler, kurdesen, sigiller ve zona. Kizginlik agiz ve çene etrafinda patlak verir. Eller ve ayaklarimda, geçmisimdeki bir olayin iyilesmesine eslik eden aylarca süren dermatit vardi. Sorunun çogu ile çalistigimda, durum iyilesti.



TAVSIYE : Toksin atiyor ve duygulari yüzeye getiriyor olabilirsiniz. Saliverilecek bir sorun oldugunda ve onu bastirmaya çalistiginizda, deriniz, siz duygulari isleyene kadar sorunu sizin için ifade edecektir. “Sorununuz” ile çalisin. Etkilenen bölgede sardunya, gül, limon veya bergamot yaglarini deneyin.



10. Sizi yataktan siçratacak ve eyleme geçirecek yogun enerji olaylari. Birisi bedeninin çilginca titrestigini söyledi. Bunu uyusukluk ve yorgunluk periyotlari takip etti. Yorgunluk genellikle büyük degisikliklerden sonra gelir. Bu bir entegrasyon zamanidir.



TAVSIYE : Enerjinin dogasi ile akin. Onunla mücadele etmeyin. Onu “yanlis” yolla hissedilecek hale getirmeyin. Kendinize karsi nazik olun. Yorgunsaniz uyuyun. Uyuyamayacak kadar enerji dolu iseniz romaninizi yazin. Bu tip enerjinin avantajini çikarin.



11. Dua ve meditasyonda degisiklikler : Önceki gibi ayni hisleri hissetmeme. Ruh ile temasta olmanin ayni deneyimine sahip olmama. Odaklanmada zorluk. Meditasyon yapmak için gözlerimi kapattigimda, beni hafifleten, daha az yogun ve enerji ile girdap gibi dönen garip, bos bir his algiladim.



TAVSIYE : Simdi, Ruh ile daha anlik ve degismez bir iletisimde olabilirsiniz ve his bundan dolayi degismis olabilir. Bu yeni hisse uyumlanacaksiniz. Siz gerçekte simdi zamanin çogunu Ruh ile partnerlikte geçiriyorsunuz. Meditasyon periyotlarinizin daha kisa oldugunu göreceksiniz.



12. Gücün büyük dalgalari : Aniden basinizdan ayak tirnaklariniza kadar isinirsiniz. Bu anlik bir histir, ama rahatsiz edicidir. Bunun tersine, bazi insanlar açiklanamayan soguk hissetmistir. Ben her ikisini de deneyimledim. Çok yakin bir tarihte, benden akan enerji akimlari veya dalgalari deneyimledim. Bazen enerji o kadar yogun görünüyor ki, bedenime ilk geldiginde biraz midemin bulandigini hissettim. Ancak eger enerjinin ilahi oldugunu düsünürsem ve korkuyu birakirsam, mükemmel hissederim ve duygudan zevk alirim. Eger siz enerji ile çalisan biri iseniz, ellerinizden akan sicakligin çok fazla arttigini algilamis olabilirsiniz. Bu

iyidir.



TAVSIYE : Eger rahatsiz oluyorsaniz, Yüksek Benliginizden eger sizin için iyi ise ve en yüksek hayriniza ise, sicakligi biraz artirmasini veya azaltmasini isteyin.



13. Bir seri fiziksel tezahürler : Ellerde ve/veya ayaklarda yogun enerji, kemiklerde agrilar, basagrilari, boyun agrilari, grip – benzeri belirtiler (bu titresimsel grip olarak adlandiriliyor), sindirim sorunlari, sirt agrilari, kas spazmlari veya kramplar, hizli kalp atisi, gögüs agrilari ve enfeksiyonlar, artan mukus, cinsel isteklerde degisim, kol va bacaklarda uyusukluk veya agri, ve istemeden yapilan beden hareketleri ve ses çikarmalar.



TAVSIYE : Eger gereksiniminiz varsa tıbbi yardim alin. Bunun tıbbi bir durum olmadigini belirlemisseniz, bunun geçici oldugunu bilerek gevseyin.



14. Daha genç görünme : Yuppie ! Duygusal sorunlari temizlerken ve sinirlayici inançlari ve geçmisten getirdiginiz agir bagaji saliverirken hafiflersiniz. Frekansiniz yükselir. Kendinizi ve hayati daha çok seversiniz. Gerçekten oldugunuz mükemmel size benzemeye baslarsiniz. Bazi arkadaslarim saçlarinin daha koyulasmaya basladigini bildirdi. Yüzümün an be an degistigini algiliyorum.



15. Canli rüyalar : Bazen rüyalar o kadar gerçek ki, kafaniz karismis olarak uyanirsiniz. Kontrol ettiginiz net/anlasilir rüyalar da görebilirsiniz. Çogu rüyalar mistik olabilir veya sizin için mesajlar tasiyabilir. Ve bazi rüyalarda, “rüya görmediginizi” bilirsiniz – bu her nasilsa gerçek olan bir sey.



TAVSIYE : Hatirlamanizin önemli oldugu seyi hatirlayacaksiniz. Hiçbir seyi zorlamayin. Her seyin üstünde, korkunun disinda kalin.



16. Yasaminizi tamamen degistiren olaylar ; ölüm, bosanma, is durumunda degisiklik, evinizi kaybetme, hastalik ve /veya diger facialar – bazen çogu ayni anda ! Sizin yavaslamaniza, basitlesmenize, degismenize, kim oldugunuzu ve yasaminizin sizin için ne anlama geldigini yeniden incelemenize neden olan güçler. Görmemezlikten gelemeyeceginiz güçler. Tutkunluklarinizi birakmaniza neden olan güçler. Her sey için sevgi ve sefkat hissinizi uyandiran güçler.



17. Sinirlayici modellerden, hayati tüketen islerden, tüketici yasam tarzlarindan ve toksik insanlardan ve durumlardan özgürlesme arzusu : “Kendinizi bulma ve yasam amacinizi bulma zorlayici ihtiyacini hissedersiniz—simdi! Gerçekte oldugunuz yaratici ve özgür kisi olmak istersiniz. Kendinizi sanata ve dogaya çekilmis bulabilirsiniz. Kendinizi artik size hizmet etmeyen seylerden ve insanlardan uzaklastirmak istersiniz.



TAVSIYE : Onu yapin ! Korkmayin. Ruhunuz bunu yapmaniz için sizi çagiriyor.



18. Duygusal ve zihinsel karisiklik : Yasam tarzinizi düzgünlestirmek için gereksinim hissedersiniz – o bir bela/karisiklik gibi hissettiriyor. Ama ayni zamanda kaotik hissedersiniz ve odaklanamazsiniz.



TAVSIYE : Kulaginizi kalbinize koyun ve kendi ayirt etmeniz bunu izler.



19. Kendi duygu ve düsüncelerini izleme, yalnizlik ve daha disa dönük aktivitelere ilginin kaybolmasi : Bu asama, daha önce kendilerini disa dönük olarak gören çogu kisilere bir sürpriz olarak gelir. Onlar “bunun neden oldugunu bilmiyorum, ama eskisi kadar disari çikmayi sevmiyorum” derler.

20. Yaraticilik patlamalari : Çok büyük oranda imgeler, fikirler, müzik ve diger yaratici ilhamlari alma.



TAVSIYE : En azindan bu ilhamlari kaydedin, çünkü Ruh amacinizi nasil gerçeklestireceginiz ve gezegenin iyilesmesine nasil katkida bulunacaginiz ile ilgili sizinle konusuyor. Yaraticiliga yasaminizda öncelik verin !



21. Zamanin hizlandigi algisi : Yasaminiza esi görülmemis hizda giren bir çok degisiklige sahipsiniz. Degisikliklerin sayisinin arttigi görülüyor. Bazen zaman çöküyor, gününüzde büyük zaman bosluklari varmis gibi hissediyorsunuz. Zaman – uzay algilamamiz degisiyor.



TAVSIYE : Gününüzü görüsmelere bölmeniz ve zaman parçalari hizlanma hissini artirir. Simdiki ana gevseyerek ve elinizde olana dikkatinizi vererek zamani yavaslatabilirsiniz, önünüzde olacaklari umarak degil. Yavaslayin ve kendinize bir sürü zamaniniz oldugunu söyleyin. Yüksek Benliginizden size yardim etmesini isteyin. Dikkatinizi simdide tutun. Bir etkinlikten bir sonrakine akmaya çalisin. İçsel rehberliginiz ile uyumlu kalin. Ayrica, sadece onun olmasini isteyerek zamani bükebilirsiniz. Acele ettiginizi hissettiginiz zaman, söyle deyin, “Zaman, lütfen bükül. ....yapmak için biraz daha zamana ihtiyacim var.” Sonra gevseyin.





22. Olmasi yakin olani hissetme ir seyin gerçeklesmek üzere oldugunu hissetme. Bu endise yaratabilir.



TAVSIYE : Üzülecek hiçbir sey yok. Her sey kesinlikle gerçeklesiyor, ama endise sadece sizin için daha çok problem yaratir. Pozitif veya negatif olsun tüm düsünceleriniz duadir. Korkacak hiçbir sey yoktur.



23. Sabirsizlik : Daha iyi bilirsiniz, ama bazen ona yardim edemezsiniz. Yolunuza çikar görünen seyle basa çikmak istersiniz. Belirsizlik rahatlatici degildir.



TAVSIYE : Belirsizlik ile yasamayi ögrenin, siz hazir olana dek hiçbir seyin size gelmeyecegini bilin. Sabirsizlik gerçekte güven eksikligidir, özellikle Yüksek Benliginize olan güven. Simdiye odaklandiginiz zaman, mucizeler deneyimlersiniz – evet, trafikte bile.



24. Anlam, amaç, spiritüel baglanti ve ifsa (açiga vurma) için derin istek : Belki yasaminizda ilk kez spiritüel olana ilgi. K.D. Lang’in söyledigi gibi , “Degismez arzu”. Materyal dünya bu arzuyu tatmin edemez.



TAVSIYE : Kalbinizi izleyin ve yol sizin için açilacaktir.



25. Her nasilsa farkli oldugunuz hissi : Yasaminizdaki her seyin yeni ve degisik oldugu kaygilandirici hissi, eski beni arkanizda biraktiniz. Sizsiniz. Siz imgeleyebileceginizden daha büyüksünüz.



26. Size spiritüel yolculugunuzda yardim etmek için mükemmel zamanlama ile “ögretmenler” her yerde ortaya çikar : insanlar, kitaplar, filmler, olaylar, Anne Doga vs. Kutupluluk tuzaginda düsündügünüz zaman ögretmenler negatif veya pozitif olarak ortaya çikabilir, ancak, daha yüksek bir perspektiften, onlar daima mükemmeldir. Sadece gereksiniminiz olan onlardan ögrenmek ve ilerlemek. Basa çikabilecegimizden fazlasi ile karsilasmayiz. Her meydan okuma ondan geçerken bize üstatligimizi göstermek için bir firsat sunar.



27. “Size en derin seviyelerden konusan” spiritüel bir iz bulursunuz. Aniden daha önce hiç düsünmediginiz bir perspektif kazanirsiniz. Daha fazla bilmek için açlik çekersiniz. Okursunuz, baskalari ile paylasirsiniz, sorular sorarsiniz ve kim oldugunuz ve neden burada oldugunuz ile ilgili daha fazla kesif yapmak için içinize çekilirsiniz.



28. Ögrenme ve kisisel sorunlar vasitasi ile hizli adimlarla ilerliyorsunuz : “Ona isteyerek sahip oldugunuzu” hissediyorsunuz.



TAVSIYE : Seylerin, iyilestirilmeye hazir olduklarinda size gelecegini hatirlamayi sürdürün. Daha önce degil. Gelen seyler ile cesaretle basa çikin ve bu sorunlardan hizla ilerleyeceksiniz.



29. Görünmeyen Varliklar : Bazi insanlar geceleri varliklar ile çevrelendiklerini hissettiklerini veya kendilerine dokunuldugunu hissettiklerini veya kendileri ile konusuldugunu hissettiklerini bildirdiler. Çogu zaman bir baslangiç ile uyaniyorlar. Bazilari bedenlerinin veya yatagin titrestigini hissediyor. Titresimler, duygusal temizlenme gerçeklestikten sonra enerjisel degisimlerden kaynaklanir.



TAVSIYE : Bu hassas bir konudur, ama uyumadan önce yataginizi ve onun etrafini kutsamaniz daha iyi hissettirebilir. Sadece en mükemmel spiritüel varliklar ile çevrelenmeyi garanti ederek dinlenirim ve her zaman Tanri’nin dikkatinde güvendeyim. Ancak, bazen, beni korku sarar ve Basmelek Mikail’i veya Basmelek Uriel’i çagiririm.



30. Iyi ya da kötü seylerin habercileri, vizyonlar, “illüzyonlar”, rakamlar ve semboller : bunlari görmenin sizin için spiritüel önemi vardir. Rakamlarin farkindaliginizda nasil eszamanli olarak ortaya çiktigina dikkat edin. Eger bakmak için zaman ayirirsaniz her seyin bir mesaji vardir. “Mesajlar alma” deneyiminden hoslaniyorum.



31. Artan bütünlük : Sizin için gerçeginizi arama ve konusma zamani oldugunu kavrarsiniz. Aniden daha gerçek, içten, orijinal olmak, daha kendiniz olmak sizin için önemli görünür. Geçmiste memnun etmeye çalistiginiz insanlara “hayir” demek zorunda kalabilirsiniz. Kim oldugunuzu desteklemeyen bir evlilikte, iste veya yerde durmayi çekilmez bulabilirsiniz. Ayrica, saklanacak hiçbir yer olmadigini, gizleyecek hiçbir sir olmadigini görebilirsiniz. Tüm iliskilerinizde dürüstlük önemli olur.



TAVSIYE : Kalbinizi dinleyin. Eger rehberliginiz size bir seyi yapmamanizi söylerse, eyleme geçin. Bunun gibi, sizi zorlayan seye “evet” demek zorundasiniz. Spiritüel bagimsizlik elde etmek istiyorsaniz suçluluk hissetmeden digerlerini hosnut etmeme riskini almalisiniz.

32. Mevsimlerle ve döngülerle uyum : Mevsimlerle, ayin devreleri ile ve dogal döngülerle daha uyumlu olursunuz. Dogal dünyadaki yerinizin daha çok farkindaligi. Dünya ile güçlü bir baglanti.



33. Elektriksel veya mekanik fonksiyon bozukluklari : Etrafta oldugunuzda lamba ampülü sönüp yanar/titresir, bilgisayar kilitlenir veya radyo karmakarisik olur.



TAVSIYE : Makinenin, cihazin etrafina koruyucu bir isik alani koymasi için meleklerinizi, rehberlerinizi çagirin. Arabanizi mavi isikla çevreleyin.



34. Artan eszamanliliklar ve bir çok küçük mucizeler : Bunlardan daha çogunu arayin.



TAVSIYE : Eszamanli olaylar size dogru yolda olup olmadiginizi veya dogru seçimler yapip yapmadiginizi söyler. Bu ipuçlarini onurlandirin, dogru yoldan çikmis olamazsiniz. Ruh sizinle iletisim kurmak için eszamanliligi kullanir. Bu, günlük mucizeleri deneyimlemeye basladiginizdadir.



35. Artan sezgisel yetenekler ve degisen bilinç durumlari : Birini düsünmek ve aninda ondan haber almak.Daha çok eszamanlilik. Geçmisten modeller veya olaylar ile ilgili ani içgörüler almak. Durugörürlük, beden – disi deneyimler ve diger psisik fenomenler. Yogunlasan hassaslik ve bilis. Kisinin kendi özünün ve digerlerininkinin farkinda olmasi. Meleklere ve Mesih – bilinçliligi enerjilerine kanal olmak.



36. Ruh ile iletisim : Melekler, ruhsal rehberler ve diger ilahi varliklar ile temas kurmak. Gittikçe daha çok insana bu firsatin verildigi görülüyor. Ilham hissetmek ve yazma, resim, fikirler, iletisimler, dans vs. seklinde bilgi indirmek.



37. Her Sey Ile Birlik Hissi : Bu Bütünlügün direkt deneyimi. Askin farkindalik. Tüm yasam için sevgi ve sefkat ile dolup tasma. Her sey için merhametli olma ve kosulsuz sevgi bizi bilinçliligin ve nesenin daha yüksek seviyelerine yükseltir.



38. Nese ve çok büyük mutluluk anlari : Derin sonsuz bir huzur hissi ve asla yalniz olmadiginizi bilme.



39. Entegrasyon : Duygusal, psikolojik, fiziksel ve spiritüel olarak güçlü ve berrak olursunuz. Yüksek Benliginiz ile uyum içinde oldugunuzu hissedersiniz.



40. Amacinizi yasama : Sonunda, dünyaya neden gelmis oldugunuzu bilirsiniz. Yeni ustaliklar ve armaganlar ortaya çikar, özellikle iyilestirici olanlar. Yasam/is deneyimleriniz simdi bir noktada birlesir ve anlam ifade etmeye baslar. Sonunda onlarin hepsini kullanirsiniz.



TAVSIYE : Kalbinizi dinleyin. Tutkunuz sizi gitmeniz gereken yere götürür. İçinize gidin ve Yüksek Benliginize sorun, “Benden ne yapmami bekliyorsun?”. Eszamanliliklari gözleyin. Dinleyin.



41. Hayvanlara, kayalara ve bitkilere daha yakin hissetme : Bazi insanlar için, hayvanlar simdi davranislarinda daha “insan” görünmektedir. Vahsi hayvanlardan daha az korkuluyor. Bitkiler sevginize ve dikkatinize öncekinden daha çok yanit veriyor. Bazilarinin sizin için mesaji bile olabilir. Kayalar ve taslar hissedebileceginiz enerji yayiyorlar. Bunlarin çogunun sifa verici ve temizleyici özellikleri var.



42. Diger boyutlardaki varliklari görme : Boyutlar arasindaki perde daha ince, bu sasirtici degil.



TAVSIYE : Bagimsizliginizda/hakimiyetinizde kalin. Imgeleyebileceginizden çok daha güçlüsünüz, korkuyu agirlamayin. Eger korkuya kayarsaniz rehberlerinizden yardim isteyin.



43. Kisinin gerçek formunu görmek ve sevdiklerinizi farkli bir yüzle görmek – geçmis yasam veya paralel yasam. Veya onunla karsilasmadan önce birini görme.



44. Düsüncelerin ve isteklerin daha hizli ve etkili tezahür etmesi.



TAVSIYE : Düsüncelerinizi denetleyin. Tüm düsünceleriniz duadir. Istediginiz seye dikkat edin.



45. Sol – beyinin sisli olmasi : Psisik yetenekleriniz, sezgisel bilisiniz, hisleriniz ve sefkatiniz, bedeninizi deneyimleme yetenegi, vizyon görmeniz, ifade ediciliginiz, hepsi sag beyinden çikar. Beynin bu yanini daha tam olarak gelistirmek için, sol beyin biraz isi durdurmak zorundadir. Düzen, organizasyon, yapi, lineer siralama, analiz, degerlendirme, kesinlik, odak, problem – çözme ve matematikler için normal olarak sol – yarimkürenin kapasitesi sag beynimize hükmeder. Sonuçlar hafiza kaybi, sözcükleri yanlis siraya yerlestirme, çok uzun seyleri okumada yetersizlik veya isteksizlik,

odaklanma yetersizligi ; biraz önce söylediginiz seyi unutmak ; iletisimin lineer sekillerine sabirsizlik (isitsel veya yazili formatlar) ; bir bosluk hissi, dagilmak ; arastirmaya veya kompleks bilgiye ilgi kaybi ; sözcükler, konusma ve bilgi ile bombardimana tutulma hissi ve yazmaya isteksizlik. Bazen donuk, monoton hissedersiniz ve analize, entelektüel bir tartismaya veya arastirmaya ilginiz olmaz.



Diger taraftan, kendinizi heyecan verici seylere çekilmis bulabilirsiniz : videolar, resimli dergiler, güzel sanat eserleri, filmler, müzik, heykel, resim, insanlarla olma, dans, bahçecilik, yürüyüs ve ifadenin diger devimsel formlari. Spiritüel doygunluk, hatta bilim kurgu arayabilirsiniz.



TAVSIYE : Kalbinize ve beyninizin sag tarafina sizi yönlendirmeleri için izin verirseniz, sol beynin sizi uygun sekilde desteklemek için aktive oldugunu kesfedebilirsiniz. Ve bir gün iyi – dengelenmis ve her iki yari küreyi ustalikla kullaniyor olacagiz.



46. Basdönmesi : Bu, siz topraklanmadiginiz zaman meydana gelir. Belki henüz büyük bir duygusal sorunu temizlediniz ve bedeniniz “daha hafif” duruma ayarlaniyordur.



TAVSIYE : Protein yiyerek kendinizi topraklayin. Herhangi bir yiyecegi kendiniz için dogru veya yanlis yapmayin. Belli bir anda neye ihtiyaciniz oldugunu bilmek için rehberliginizi kullanin. Ayakkabilarinizi çikarin ve ayaklarinizla birkaç dakika çimenlere basin.



47. Düsme, kaza geçirme, kemik kirilmasi : Bedeniniz topraklanmamis veya belki yasaminiz dengede degil. Veya bedeniniz size yavaslamanizi söylüyor, yasaminizin belli yönlerini inceleyin veya belli sorunlari iyilestirin. Her zaman bir mesaj vardir. Ayak bilegimi kirdigimda (iki kere), anladim ki, ayak bilegim basa çikmayi reddettigim seyi kendi üzerine aliyor.



TAVSIYE : Ayakkabilarinizi çikarin ve çimlere basin ; daha iyisi altinizda bir örtü olmadan çimlerin üzerinde yatin. Altinizdaki dünyayi hissedin. Dogaya çikin. Yavaslayin ve dikkatinizi verin. Yaptiginiz seye dikkat edin. Hisleriniz yüzeye çiktiginda onlari hissedin. Simdide kalin. Kendinizi sallantida hissettiginizde kendinizi mavi isik ile çevreleyin.



48. Kalp çarpintilari : Hizli kalp atisi genellikle kalbin açilmasina eslik eder. O sadece kisa bir süre devam eder ve duygusal bir salivermeden sonra kalbin kendini yeniden – ayarladigi anlamina gelir.



TAVSIYE : Gerektigi zaman tıbbi bakim almanizi söyledigimi hatirlayin. Rahatsiz oldugunuz herhangi bir durum için doktorunuza danisin.


49. Hizli saç ve tirnak büyümesi : Bedende daha çok protein kullaniliyor. Bedenimize, saçimizin ne zaman büyüyecegini ve ne zaman büyümeyecegini söyleyemememiz çok kötü degil mi? (Belki yapabiliriz?)



50. Ruh esinizi veya ikiz alevinizi bulma arzusu : Öncekinden daha fazla, en arzu edilir göründügümüze uyan bir iliskiye sahip olabilme fikri.



TAVSIYE : Gerçek su ki, çekmek istedigimiz kisiye benzemeliyiz. Daha “mükemmel” bir esi çekebilmeden önce kendimizi ve tam simdi bulundugumuz yeri sevmek zorundayiz. Is evde baslar. Bunun nasil çalistigi ile ilgili düsüncem : Bu kisi için arzuyu kalbinizde tutun, ama tutkunluk, düskünlük olmadan. Bir gün size daha uygun olan biri ile karsilasacaginizi umun, ancak bunun kim olacagi ve ne zaman olacagi beklentilerini birakin. Kendi yasaminizi temizlemeye ve olmak istediginiz kisi olmaya odaklanin. Simdi mutlu olun. Yasaminizdan zevk alin. O zaman görebilirsiniz....



51. Anilarin yüzeye çikmasi : Bedenin anilari, bastirilmis anilar, geçmis yasamlarin ve/veya paralel yasamlarin imgeleri. Biz iyilesiyoruz ve “benlerimizi” bütünlestiriyoruz, bu nedenle bu deneyimlerin bazilarina sahip olmayi bekleyin.



TAVSIYE : Sadece zihninize geleni yeniden çagirmanin en iyisi oldugunu hatirlayin,kalanini birakin, her seyi ölümüne analiz etmeyin ve hisleriniz yüzeye çikarken onlari hissedin. Rehberlerinizden yardim isteyin.



52. Diger çakra açilmalari :

a. Üçüncü – göz veya alin çakrasi : Alindaki kaslar veya sinirler segirir, sanki üçüncü göz açilmaya çalisiyor gibi. Karincalanma hisleri. Üçüncü gözden, bir isin gibi enerji firlamasini hissetme.

b. Timüs çakrasi : Timüsümde keskin bir agri vardi. Bu agri kalbin açilmasi ve bedene giren yeni enerjilerin islenmesi ile ilgiliydi. Bu noktaya parmagimla hafifçe vurmak çogu zaman yardimci oluyor.

c. El çakralari : Avuçlarin merkezinde artan titresim, sicaklik, enerji dalgalari .

Tanrısallığa Uyanışın 12 Belirtisi (Shaumbra)

1) Bedensel agri ve sizilar. Özellikle sirt, bel ve boyun belgesinde.
Bu agrilara yogun bir DNA degisimi neden oluyor.Bu agrilar gecicidir.

2) Nedensiz derin bir üzüntü
Gecmisini geride birakiyorsun sadece gecmisini degil bütün yeniden
dogusun yol actigi karmalari. Tipki eski evden yeni bir eve tasinirken
geride biraktiklarin icin üzüldügün gibi gecmis yasamlarla da vedalasmak
üzüntüye yol aciyor. Bu üzüntü gecicidir

3) Nedensiz göz yaslarina bogulmak
Bu da tipki iki numarada belirtildigi gibi ortaya cikiyor. Aglamak iyi
gelir ve sagliga da yararlidir. Ayrica eski enerjiler bu yolla disari
atiliyor. Bu da gecici bir durumdur.

4) Mesleki hayatta ani bir degisim
Bu cok yaygin bir durum. Sen degistigin zaman cevren de degisiyor.
Nasil kendine uygun bir is bulacaksin diye dert etme. Cünkü bu da
gecici bir durum. Su anda gecis dönemini deneyimliyorsun. Hayal ettigin isi
bulana kadar farkli farkli is kollarinda kendini calisiyor bulursan
sasirma.

5) Aile ve akrabalardan uzaklasma
Karmalarin dolayisiyla ailenle aranda bag vardi. Ancak bu karmalar
cözülürken aile ve akraba iliskilerinin de cözülmesi cok normal. Kendini
aile ve arkadaslarindan uzaklasiyor giibi hissedebilirsin. Bu da gecici.
Korkma. Yakin bir zamanda sözkonusu kisilerle farkli bir duzeyde yeni
baglar kurabilirsin. Ancak bu kez sözkonusu
iliskilerin eski karmalardan arinmis ve yeni enerjiye demirlemis
olacak.

6) Uyku düzeninde bozulma
Tahminen geceleri 02.00 ile 04.00 arasinda uyaniyorsun. kafanda binbir
konu seni mesgul ediyor. Bazan da sadece nefes almak icin uyaniyorsun.
Endise etme. Eger tekrar uyuyamiyorsan kalk ve hosuna giden seylerle
mesgul ol. Bu durum da gecici

7) Kabus görme
Savaslar, katliamin yani sira korkunc varliklar tarafindan takip
edildigini rüyalsrinda görüyorsan korkma. Cünkü kelimenin tam anlamiyla eski
enerjiyi üzerinden atiyorsun. Savas, katliam, takip edilme ve korkunc
yaratiklar tam da bunun sembolüdür. Korkma bu durum da gecici.

8) Yönsüzlük duydusu
Bazan kendini yeterince bu dünyaya ait degilmissin gibi
hissedebilirsin. Ya da kelimenin gercek anlamiyla yeterince
ayaklarinin yere basmadigi, iki alem arasinda kistirilip kaldigin
hissine kapilabilirsin. Bu gercekten de mekan anlaminda öyledir. Bu da
gecici bir durumdur.
Bilincin yeni enerjideki gecisi deneyimlerken bedenin dünyada asili
kalir. Yeterince odaklanmak icin ormanda yürüyüsler ya da dogada zaman
gecirilmesi önerilir.

9) Kendi kendine sohbetler
Son zamanlara kendini kendinle sohbet ederken yakaladigin anlarin
cogaldigini farkedersin. Hatta birden bire son yarim saattir kendinle sohbet
ettigini hatirlarsin. "Ic"inde yeni bir iletisim düzeyiyle karsi
karsiyasin. Bu kendinle sohbetler aysbergin görünen tarafidir. Bu sohbetler
gittikce derinlecek ve akici hale gelecek.
Birden farkindaliklarin arttigini göreceksin. Olaylar arasindaki
baglantilari aniden kesfedeceksin. Merak etme cildirmiyorsun, sen yeni
enerjideki yolundasin.

10) Yalnizlik hissi-Hatta insanlarla birlikteyken bile
Kendini yalniz ve insanlardan "ayri" birakilmis hissediyor olabilirsin.
Ancak kalabaliklara girmeyi de istemiyor olabilirsin. kutsal ve yalniz
bir yoldasin. Yalnizliktan ne kadar bunalsan da insanlarla birarada
olmak da icinden gelmiyor olabilir.
Ayrica yalnizlik duygusu enkarnasyonlarin boyunca yaninda bulunan
ruhsal rehberinin daha fazla esneyerek gelismen icin sana yer acmak istemesi
ve senden ayrilmasindan da kaynaklanir. Bu da gecici.
Icindeki bosluk, sevgi ve isikla yeniden dolacak.

11) Cosku ve tutkunun yitirilmesi
Herseye karsi kayitsiz oldugun bir dönemde bulunuyor olabilirsin.
Endiselenme hersey yolunda. "Hicbirsey yapmak istememe"nin tadini
cikar. Cünkü bu da gecici. Bu tipki bilgisayarin yeniden yüklenmesine
benzer. Bilgisayari yeniden daha karmasik bir programla yüklemek için önce
kapamak ardindan acmak gerekir.

12) Özlem duygusu
Bu belki de seni zorlayan en güclü meydan okumalardan biridir.
Icinde ta derinlerde bu gezegeni terketmeyi ve yuvaya dönmeyi isteyen
bir duyguyu zaptetmek bazan güclesir. Bunun intihar egilimi ile ya da
öfke ve kizginlikla da bir alakasi yok. Bu sadece sessizce yuvaya dönmek
isteyen bir tarafindir. Sen karmik devrini tamamladin. Bu hayat icin
imzaladigin sözlesmenin isi bitti. Ek bir hayat icin hazirsin. Bu gecis
döneminde diger tarafin nasil bir his verdigini hatirliyorsun. Burada,
dünya üzerinde yeni bir göreve hazir misin? yeni enerjiye kök salmak
icin karsilasacagin meydan okumalara hazir misin?
Evet! Tabii ki hazirsin. Istersen hemen simdi yuvaya gidebilirsin degil
mi?
Ancak bu kadar enkarnasyondan gectikten sonra bu kadar yol katettikten
sonra, sonunu görmeden filmi yarida birakmanin dogru olmayacagini sen
de biliyorsun. Ayrica Ruh'un sana burada ihtiyaci var. Digerleinin de bu
gecis döneminden yeni enerjiye atlamasi icin sana ihtiyaclari var.
Digerlerinin de eski enerjiden yeni enerjiye atlamayi göze almis bir
"insan"a ihtiyaci var.
Üzerinde simdi bulundugun yol sana Tanrisal insan olma yolunda gereken
bütün tecrübeleri ve hediyeleri sunuyor.
Bu yolculukta bazan karanliga gömülsen ve yalniz oldugunu hissetsen de

sakin unutma

Asla yalnız değilsin

TELEPATİ

Nedir Bu Manyetizma? 

Manyetizma kısaca sizin yaydığınız enerjinin herhangi bir psişik gücünüzle olan uyumudur. Örnek vermek gerekirse; teta dalgasını yayan bir insan kendisini bu dalga enerjisiyle çepeçevre sararsa telepati yeteneğini en üst seviyede çok rahat kullanır. Gerek zihin kontrolü,gerek oto telkin,gerek subliminal mesaj gerekse düşünce okumada. Teta dalgası sizin her türlü psişik güçte erişeceğiniz en verimli dalga boyutu.

Teta Dalgasını Nasıl Elimizde tutarız? 

Bu ilk başlayanlar için çok kısa süreli olur öyleki anlık bi durum gibi bir durumdur. Uyku ile uyanıklık arasındaki ince çizgi durumunda beyninizin yaydığı enerji dalgası teta dalgasıdır. Daha önceki makalemde sizlere çapalamadan bahsetmiştim. Eğer bu çapalamada kendinizi geliştirdiyseniz işiniz çok basit. Yapmanız gerek o anı yakalayıp çapalamak ve kullanıcak ana saklamanızdır.

Teta Dalgası Nasıl Çoğaltılır?

Gene bir önceki makalemde bahsettiğim özel alan bölgemize girip bu bölgede, yaptığımız teta dalgası çapalamamızı aktif ediyoruz. Bu aktif etme işlemi sizde derin duygular uyandırabilir. Ama akışına bırakın ve o duyguların akıp gitmesine izin verin. ''TESLİM OLUN''. Sonra bu teta dalgamızın masmavi bir enerjiye dönüşüp özel alan bölgemize bir hava dalgası gibi yayıldığını hayal edin. Bu teta hava dalgası heryerde! Sonra bu anı iyice hissedin. Derin derin nefeslerle içinize çekin mavi teta hava dalgasını. İçinize giriyor ve sizin oksijeniniz o oluyor. Bu şekilde hem enerjimizi arttırıyoruz,hemde teta dalgamızda daha fazla kalmamızı sağlıyoruz. Bu mavi teta hava dalgasını içinize yeteri kadar çektiğinize inandığınızda gözlerinizi açıp özel alanızdan çıkabilirsiniz.

Size Vereceği Hazzı Görünce Mutlulukdan Uçucaksınız!

Şaka yapmıyorum. Zihninizin hiç bu kadar berrak ve kullanışlı olduğunu farkedemediğiniz için kendinizi sorgulayabilirsiniz. Boşverin. Siz artık teta dalgasının içindesiniz. Bu enerjinizi kullanacağınız Telepatik eyleme odaklanın ve ne yapacaksanız onu yapın. Alacağınız verim daha önce yaptıklarınızdan daha yüksek bi verim olucaktır.

Bu durum sınırsız değildir. Gün sonuna doğru etkisini kaybedebilir. Fakat en azından artık çoğaltabiliyoruz. Bu bile müthiş birşey bana göre.

Bunu denedim şahsım adına. Çok güzelde verim aldım. Benim bu dalga boyutunda durmam yaklaşık olarak 4,5 - 5 saat sürdü. Yaptığım telepatik eylemse çok küçük bi ayartma hareketiydi. Bunun etkisi kişide adeta şok etkisi yarattı. Normal giden bir muhabbet bir anda farklı yerlere kaydı ve sonuç olarak bu durumun ne kadar etkili olduğunu gördüm =) =)

Bunu sizde benim deneyimlediğim şekilde yaşar mısınız size kesin birşey söyleyemem. Sonuçta hepimizin iç dünyası ve odaklanma durumumuz farklı.

Bir önceki Telepati Üzerine Makalem konusunu okuduyup anladıkdan sonra bunu okumanız ve anlamaya çalışmanız daha doğru bi hareket olucaktır kanımca. Çünkü daha önce yazdığım şeyleri buraya tekrar yazmak çok uzun sürerdi.

''Ayartma tekniği ise imajinasyon yeteneğinizin gücüne dayanır. Dokunma imajinasyonu,Tatma,Koklama,Duyma imajinasyonu falan.'' Yaratıcılığınızıda kullanarak ve bu tekniğide elinizin altında bulundurarak kolay yoldan bazı hayati problemleri lehinize çevirebilirsiniz.

Ha bu arada belirtmekte yarar var. Bu tekniği kendim buldum. Bazı teknikler zaten vardı. Onların kaynağı Beynin Gizli Güçleri kitabıdır. Bu kitapdaki bu teknikleri kendi yaratıcılığımla harmanlayarak bunu elde ettim. Sırf kendim verim aldım diye yazıyorum. Eğer kendiniz bazı şeyleri aşmadan denerseniz,yani ham bir şekilde denerseniz tabii verim alamazsınız. Biraz pişmek lazım bu teknikde başarı yakalamak için kısacası =)
Telepati ya da uzaduyum bireyler arasında bilinen beş duyunun yardımı olmaksızın gerçekleştiği ileri sürülen bilgi aktarımıdır. Bir başka deyişle, telepati parapsikolojide incelenen paranormal bir yetenek olup, bireyler arasında duyular-dışı algılama yoluyla düşünce, fikir, duyum veya imajların aktarılmasını sağladığı ileri sürülen tesir irtibatıdır. Terim eski Yunanca’daki “uzak” anlamına gelen tele sözcüğü ile “etkilenme, tesir almış olma,hissetme” anlamlarına gelen patheia sözcüğünün birleştirilmesiyle elde edilmiş olup önceden kullanılan “düşünce aktarımı” teriminin yerini almak üzere SPR’nin kurucularından Fredric W. H. Myers tarafından 1882’de ortaya atılmıştır. Birçok Doğu Bloğu ülkesinde telepati yerine bio enformasyon" terimi kullanılmıştır.

Telepatide, alıcı ve verici olmak üzere en az iki kişi vardır. Tesiri gönderen ya da düşüncesini yayan, gönderen kimseye verici (agent), gönderileni almaya çalışan kişiye alıcı denir. Telepati yeteneğine sahip bazı” alıcı” telepatların diğer insanların zihinlerini okuma yeteneği oldukları söylenir. Telepati psikokinezi ile birlikte parapsikolojik araştırmanın iki temel araştırma alanını oluşturur. Bu alanda telepatiyi tam anlamıyla keşfetmek ve anlamak üzere sürdürülen birçok araştırma vardır. Telepatinin nasıl, ne yolla gerçekleştiği hakkında çeşitli varsayımlar ortaya atılmışsa da, henüz kesin bir sonuca ulaşılamamıştır.


Parapsikoloji alanında telepati kısa adı ESP (extra-sensory perception) olan duyular dışı algılamanın bir türü olarak kabul edilir. Duyular dışı algılamanın diğer tanınmış türlerinden bazıları prekognisyon ve durugörü olarak bilinir. Telepati yeteneğini test etmek üzere başvurulan çeşitli deney yöntemleri bulunmaktadır. Bunlardan en tanınmış ikisi Zener kartları ve Ganzfeld uyarımıdır.


Zener Kartları
Zener kartları parapsikoloji alanında, ESP testlerinde kullanılmak üzere 1920’de Karl Zener tarafından icat edilmiş kartlardır. Parapsikoloji alanında ilk niceliksel araştırmalarda kullanılan bu kartlara, Joseph B. Rhine çalışma arkadaşı Karl Zener’e ithafen bu adı vermiştir.
Zener kartları daire, artı, dalga, kare ve beş uçlu yıldız sembollerini içeren 25 karttan oluşan bir destedir. 1930’larda Duke Üniversitesi’nin Parapsikoloji Laboratuvarı'nda Zener kartlarıyla yapılan deneylerde, kartlar desteden tek tek çekiliyor ve deneklerden, görmedikleri bu kartlarda hangi sembollerin yer aldıklarını bilmeleri isteniyordu. Deneklerin bu testlerde başarı oranı, beş sembol olduğundan normalde % 20 olması gerekirken, başarı oranının % 20’nin üzerinde olduğu gözlemlenmiştir.[6]



Ganzfeld uyarımı
Ganzfeld uyarımı (İng. ganzfeld stimulation) Parapsikoloji laboratuvarlarındaki deneylerde denekte duyular-dışı algılamayı harekete geçirmek üzere “duyumsal yoksunluk” sağlanması (duyumsal uyaranların minimum düzeye indirildiği bir ortam sağlanması) olayına verilen addır.
Önceleri vizüel süreç testlerinde kullanılan terim, 1973 yılından itibaren psi testlerindeki uygulamalar için kullanılmaya başlanmıştır. Bu uyarım sayesinde, beş duyusunu kullanamayan deneğe paranormal algılamalar için bir çeşit fırsat ortamı yaratılmakta, denek, zorunlu olarak duyular-dışı algılama alanına itilmektedir. Fakat beklenen paranormal algılamalardan hangisinin oluşacağı bilinmez; yani denekte bir telepati fenomeni de oluşabilir, durugörü de, prekognisyon da.[7] Parapsikloglar ganzfeld uyarımını sağlamak üzere, “yüzme kabini” veya “izolasyon kabini” denilen,ısısı beden ısısına ayarlı, tuzlu suyla dolu, gürültü ve diğer uyaranlardan yalıtılmış çeşitli kabinler hazırlamışlardır.


Telepati deneylerinin yapılabilmesi için laboratuvar koşulları zorunlu değildir; halk arasında ya da aile içinde yapılan telepati deneyleri arasında en bilinen yöntem şöyle açıklanır: Dış uyaranların az olduğu (sessiz, pek ışık almayan, soğuk olmayan vs.) bir odada birkaç kişi gevşer ve zihinsel olarak konsantre olur (odaklanır). Bu kişilerden biri “verici”, diğerleri “alıcı”dır. Deneyde herhangi bir aldatmaca olmaması için verici kişi deneyden önce diğerlerine aktarmak istediği şey (görüntü, örneğin bir elma) neyse onu bir kağıda diğerlerinden gizli olarak yazmış olmalıdır. Beş veya on dakika süren odaklanma süresince verici kişi başka hiçbir şey düşünmeden aktaracağı görüntüye odaklanmalı, yani sürekli onu düşünmeli ve onu bilincinde net ve duru bir biçimde canlandırmalıdır. Alıcılar ise, vericiden gelen etkili yayının bilinçlerinde yer edebilmesi için hiçbir şey düşünmemeye, bilinçlerini bütünüyle boş tutmaya en üst düzeyde özen göstermelidirler. Başarı, vericinin odaklanma (konsantrasyon) derecesine bağlı olduğu kadar, alıcıların her türlü kaygı ve kişisel düşüncelerden uzak bir biçimde bilinçlerini boş tutabilmelerine de bağlıdır. Odaklanma bitiminde tüm alıcılar kendi önlerinde bulunan kağıda bilinçlerin hangi görüntünün belirdiğini yazarlar ve sonuçlar karşılaştırılır. Gözlemler her beş kişiden birinin iyi bir alıcı olduğunu ortaya koymuştur.


Parapsikologlar araştırmalarında telepati fenomenini çeşitli türler altında ele alırlar:
Gizli ya da gecikmelitelepati: Tesirin gönderilmesi ile alınması arasında belirli bir sürenin geçtiği, yani alıcının gecikmeli olarak aldığı enformasyon aktarımı.
Prekognitiv telepati: Bir kimsenin zihinsel durumun geleceği hakkında edinilen enformasyon aktarımı.
Hareki ya da heyecansal telepati: Uzaktan etkileme olarak da bilinen, bir kimsenin hareketlerine ilişkin duyum aktarımı
Yüksek şuur (üst şuur) telepatisi: Yüksek bilgiler ve ortak bilgelik için yüksek şuur haline geçiş sözkonusudur.


Parapsikologlar telepati deneyleri sonuçlarında şu saptamalarda bulunmuşlardır:
Telepati yer ve zamanla sınırlanamaz.
Vericinin aktifliği (konsantrasyonu) ve alıcının pasifliği başarıyı etkiler.
Hayvanlar ve bitkilerde de ESP yetenekleri mevcuttur.
Birbirine hissi bağları bulunan (anne ve çocuk, iki sevgili vs.) kimselerde sonuçlar daha başarılıdır.

İnsanlarda, zamanla körelmiş olduğu belirtilen bu yeteneğin aslında herkeste değişik derecelerde mevcut bulunduğu ve çeşitli deneme egzersizleriyle geliştirilebileceği ileri sürülür. Araştırmacılar Avusturalya’daki bazı orman kabilelerinin beş duyu dışında bir iletişim yöntemi kullandıklarını bildirmektedir. Bu araştırmacılardan biri olan Alexander Markey, Yeni Zelanda’lı Maori’lerin günümüzde hala telepati kullanarak iletişim sağlayabildiklerini yazmış olduğu bir kitabında dile getirmektedir. Benzer yöntemler Afrika kabilelerinde de, örneğin Tabu yerlilerinde kullanılmaktadır. Gizlibilimlerle uğraşanlarda (okültizmde), teozofide ve tasavvufta ustalaşmak isteyenlerin, telepati yeteneğini geliştirip kullandıkları ve bu değişik öğretilerin telapatları kendi bölgelerinde, “olgun ve keramet ehli” olarak değerlendirilmiş oldukları ileri sürülür.
Roger Luckhurst’a göre,[11] Batı kültüründe telepati kavramı esas olarak 19. yy. sonlarında ortaya çıkmıştır. Bu dönemden önce bilim fiziksel olgulara yoğunlaşmıştı ve “zihin”le pek ilgilenmiyordu. Paranormal fenomeni anlama çalışmaları esas olarak canlısal manyetizma çalışmaları ile başlamıştır. Telepati daha sora metapsişik araştırmacılarca ele alınmış ve SPR gibi derneklerin kurulmasından bir süre sonra laboratuvar koşullarında yöntemli ve sistemli bir şekilde incelenmeye başlandı. Bu alanda ilk başarılı sonuçlar, parapsikolojinin babası sayılan, Duke Üniversitesi'nden profesör J.B. Rhine tarfından elde edildi.
Örneğin Duke Üniversitesi’nde yapılan bir dizi ESP deneyinde, 1850 deneyden 558’inde başarılı sonuç alınmıştı. Bu sonuçların rastlantıya dayalı olasılık hesaplarına göre gerçekleşme olasılığı ancak 22 milyarda birdi.[12]Rhine’ın ESP ve telepati deneyleri üzerine yazdığı “Altmış Yıldan Sonra Duyular-dışı Algılama” (Extra-Sensory Perception After Sixty Years) adlı kitabı Harvard Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nce öğrenciler için akademik bir test kitabı olarak kabul edildi.[13] Rhine gibi psişik araştırmacıların başarılı sonuçlar almasından sonra telepati laboratuvar koşulları içine çekildi ve parapsikolojik araştırma kapsamında ele alınmaya başlandı.


Telepati nosyonu iki psikolojik kavrama benzemez: düşünce sokma/silme kuruntuları ve psikolojik sembiyoz(karıştırma). Bu benzerlik bazi kişilerin neden telepati fikrine kapıldığını açıklayabilir. Düşünce sokma/silme, bir psikoz, özellikle şizofreni veya şizoafektif bozukluk, semptomudur. Bu semptomu gösteren ruhsal hastalar, yanılgılı bir şekilde, düşüncelerinden bazılarının kendilerinin olmadğına inanırlar, ama başkaları (yani diğer kişiler, dünyadışı yaratıklar, ya da komplocu istihbarat ajanları) beyinlerine düşünce koymaktadır (düşünce sokma). Bazı hastalar düşüncelerin beyinlerinden alındığını veya silindiğini (düşünce silme) sanırlar. Psikozun diğer semptomları yanısıra, düşünce sokma da ilaçlı tedavi ile azaltılabilir.
Psikolojik sembiyoz (karıştırma) ise, daha az tanımlanmış bir kavramdır. Melanie Klein gibi erken psikanalistlerin yazılarında bulunan bir fikirdir. Çocuğun erken psikolojik deneyiminde (ilk bebeklik esnasında), bir yanda kendi aklı ile, öte yanda anne/baba deneyimi arasındaki farkın bilincine varamaması inancı ile ilgilidir. Aklın bu durumuna psikolojik sembiyoz(karıştırma) denir; gelişmeyle sona erer, fakat, denir ki, bazı yönleri yetişkin ruhsal işlevlerinde de bulunmaktadır. Bu düşünce sokma/silme deneyimi veya bilinçsiz anıların psikolojik sembiyozu (karıştırma) "telepati"nin bir nosyon olarak icadına ve telepatinin var olduğu inanışına yol açmış olabilir, denebilir. Şizotipal kişilik bozukluğu olan kişilerin telepatiye inanmaya yatkın oldukları fikri, psikiyatrlar ve psikologların kanaatidir ve deneysel bulgular bunu desteklemektedir.
Telepati ile empatinin farkı

Düşünceler arasında doğrudan doğruya bağlantı kurulması, iki zihin veya ruh arasında imaj, fikir, sembol tarzında ortaya çıkan tesir alış verişi olarak da tanımlanan telepati ile yine parapsikolojide kullanılan empati teriminin sık sık birbiriyle karıştırıldığı görülür. Empati (İng: empathy), birbirlerine manevi bakımdan sıkıca bağlı iki canlı arasında, duygu ve ruhsal hallerin aktarılması fenomenine ve bu psişik irtibata Parapsikoloji’de verilen addır. Kimilerince telepatik bir irtibat biçimi sayılmaktaysa da,telepatiden farkı, tanımından da anlaşılacağı gibi, empatide düşünce ve imaj aktarımının olmamasıdır.
Örneğin aralarında empati bulunan iki kişiden biri bir bedensel rahatsızlıktan acı çektiğinde diğer empatın da bedeninin aynı bölgesinde acı duyduğu görülmüştür. Gözlem ve deneyler empati halinin anne ile çocuklar arasında ve ikizler arasında daha sık gerçekleştiğini göstermiştir. Hayvanlar üzerinde yapılan deneyler, empati halinin özellikle ebeveyn ile yavrular arasında gerçekleştiğini göstermektedir. Örneğin, bir deneyde, yavrularından kilometrelerce uzağa götürülen bir anne tavşanın, yavruları öldürüldüğünde acı acı bağırdığı görülmüştür. Terim, Latince'deki "iç,içine, içinde" anlamına gelen "em" öneki ile Grekçe'deki "duygu, acı, ıstırap, algılama" anlamına gelen "patheia" sözcüğünden türetilmiştir. Terimin psikolojide kullanılan anlamı ile parapsikolojide kullanılan anlamı aynı değildir.
Click the image to open in full size.
Telepati, bilinen fizik ve manyetik yasalara bağlı olarak oluşmamakla birlikte, doğal olarak belirli bir yüksek ortam dahilinde hareket etmekte olan bio-manyetik dalgalara bağlı olarak ortaya çıkmakta olmalıdır. Bu dalgalar kendisine özgü yasalara uygun olarak etkilenmekte ve bir iş meydana getirmektedirler. Şimdilerde bu olayın bilinen bilgilerle karşılaştırması, ve gözlemleri yapılmaktadır. Ancak daha pek çok ilişkili konunun belirli bilgilerinin yeterince açığa kavuşturulmaları ile telepati oluşumu hakkında bazı ilkel sonuçlara varabiliriz.

Telepati ve Elektromanyetizm
Sovyet parapsikoloji öncülerinden prof. L.L Vassilyev iki mesai arkadaşı, fizyolog I.F. Tomaşevski ve psikiyatr A.V. Dubrovski ile beraber yetenekli iki kadın süje buldular: İvanovna ve Fedorova. 25 yaşlarındaydılar ve Dr. Dubrovski tarafından tedavi ediliyorlardı. Kharkov'lu genç kızdan farklı olarak İvanovna çeşitli deneylerden haberdar olmuştu. Ivanovna portatif yatağa uzanmıştı. Sağ eline bağlı olan elektrotlar, şuurlu olmayan, epidermik seviyede elektrik akımların ı kaydediyordu. Sol elde, bolana benzer bir cihaz tutuyordu. Durmadan sıkınız dedi bir ses. Her iki cihazın hasıl ettiği uyaranlar bitişik odada eğriler halinde kaydediliyordu. Genç kız uyuyunca, testere dişli eğrinin amplitüdü azalıyordu.
Üç yıl süren araştırmalarda iki genç kadın başka bir odada, sonra başka bir binada, bin kereden fazla uyudular. Ivanovna'nın balonunu laboratuvardaki işaretleri almak için kadının evinde bulunan bir radyoya bağladırlar. Yatağında yatarken onu trans'a soktular. Fedorova ile ivanovna şuurlarını kaybedip, tekrar şuurlandıkları süre arasında Vassilyev hasıl olan telepatik dalagaları yakalamaya çalışıyordu.
Vassilyev, Cazzamali dalgalarını tercih etmeye çalışıyordu. Ama vassilyev hiç bir çıtırtı işitmedi, özel dalga boyları araması boşuna oldu.
Bununla beraber çok şekilli dalagalar mevcuttu. Ivonovna, elektromanyetik dalagaların geçişine engel olmak maksatıyla Faraday kafesine konuldu. Telepatik haberleşme her zamanki gibi gene olmuştu. Araştırıcılar endişelenmeye başlamışlardı. Şayet telepati saf bir fiziksel olay olarak ortaya çıkmazsa, telepati Sovyet bilim araştırmacılarında kesin olarak çıkarılıyor demekti. Vassilyev, radyasyonları durudurabilen kurşun bi hücre yaptırdı. Telepatik verici olarak çalışan Tomaşevski, bir merdiven aracılığıyla eski bir iri buzdolabına benziyen birşeyin içine tırmandı. Civa dolu bir oluk içine girmiş olan kubbe şeklindeki kapağı kapttı. Buaraya ne bir dalga giriyor nede dışarıya ışınlanabiliyordu. Bu defa, telepatik olayın içinde bulunan Tomaşevski, Fedova'yı uyuyor olarak tahayyül etmeye başladı. Kadın derhal şuurunu yitirdi. Anlaşılıyordu ki telepatik tesir bu kurşun levhalar nedeniyle kolaylaşmıştı.

Click the image to open in full size.

Telepati-Manyetik alanlar
Bilinen manyetik alanlar gibi davranan fakat onlar gibi fiziksel sınırlar tanımayan telepatik manyetik alanlar hakkında Vassilyev şunları söylemektedir;
D.D.İ. deneylerinden hayli önce, verici ve alıcı süjeleri yapay bir manyetik alanın merkezine yerleştirdik. Bu alan onlara yardımcı bir alan sağlamaktadır. Manyetik alanların pek şiddetli olması gerekmez; zayıf olanlar yeterlidir. Bu manyetik alanların çarpışmaları telepatiyi önemli şekilde düzeltmektedir.
Vassilyev fizyoloji çalışmaları ile canlı beden üzerindeki iyon etkileri araştırmalarından dolayı Lenin ödülünü almış ve ünü dünyaya yayılmıştır. Negatif iyonları telepatlara hiç yansıttınızmı? Sorusunu şöyle cevaplandırmıştır: çalışma ekibimiz son derece karmaşıktır. Iyonik alanlar kullandık, hatta dahada ileriye gittik. Fakat bu deyler fevkalade gizli tutulmaktadır.
Fransız fizikcisi Jacques Bergier yakınlarda şunu ifade etmiştir:
Moskova Pavlov Enstitüsü Stalin devrinden beri, telepati fikri hiçte tutulmamış olmasına rağmen D.D.İ. tezahürlerine yüksek frekanslı manyetik alanların yaptıkları etkiler üzerinde gizli araştırmalar yaptılar.
A.B.D.'nin de, Washington'lu bir elektronik mühendisi Parapsikoloji Vakfında şunları söylüyordu: mesai arakadaşlarımla beraber, yüksek frekanslı cihazların çalışmaları sırasında bazen bizde telepatik tezahürler meydana geldiğini fark ettik.

Click the image to open in full size.

Kişiler Arasındaki Telepatide Beyin -Telepati Dalgası
Sovyet araştırıcıları, D.D.İ.teorisini işlemek için izlenecek yöntemler üzerinde her zaman anlaşma halinde bulunmamaktadırlar. Dr. İppolit Kogan, popov radyo teknoloji ve telekominikasyon grubu Bio-Enformasyon bölümü şefi, çalışmaların özellikle telepati üzerinde olması gerektiğini düşünmektedir. Esas olarak; telepati olaylarını harekete geçirebiliyoruz, o halde neden bütün çabalarımızı bu alanda toplamıyalım? Diyor.
Kendi araştırmaları ve Popov grubunun mesaisi ile sınırlanmış olmasına rağmen Kogan, büyük bir orijinalite ve keşif gösteren çok önemli deneylerin sonumlusu kişisidir. Bizzat kendisi, ilk olarak, beyin dalagaları arasında D.D.İ. tezahürlerini tecride izin veren bulma tekniğini düzenlemiştir.aynı zamanda bir matematikçi olan Kogan, ilke olarak, birbirlerinden uzak yerlerde bulunan iki kişi arasında telepatik haberleşmenin elektromanyetik dalgalarla olabileceğini göstermiştir. Bu konuda, mesai arkadaşlarının bir kısmıyla anlaşamamaktadır. Ukrayna Psikoloji Enstitüsü'nden Alexsi Guko'nun izah ettiği gibi Çoğu araştırıcı şimdi beyinin, tabiatı pek bilinmeyen ve telepatiye desteklik eden bir tip özel dalgayı hasıl ettiğine kanidirler.

Click the image to open in full size.

Telepati ve Telepatik Dalgalar
Prof. Vassilyev, elektromanyetik dalgaların şiddetlerinin mesafeye göre azaldığını biliyordu. Bu nedenle Tomaşevski'yi bulundukları yerden 1500 km. Ötede bulunan Svastopol'a (Kırım'ın güneyinde) gönderdi. Ilk kez olarak İvonovna bir deneye katıldığının farkında değildi. Dubrovski'nin psikoterapi kliniğine sık sık geliyordu; olup bitenin farkına varmadan bir saat kadar gevezelik ediyordu... Telepatik dalgalara engel olan dünya yüzevinin eğri olması değildi, elbette. Yolcuların pek iyi bildiği bir olaydı söz konusu olan: Tomaşevski önceden kararlaştırılan deney anında hastalanmıştı. Bununla birlikte, ikinci buluşma için sağlığına kavuşmuştu. Önce, sadece Sivastopol dalgalarına konsantre oldu. Bulunduğu yerden 1500 km. Ötede, İvonovna tesbit edilen anda uyudu, oysa o sırada Dubrovski ile gevezelik edip duruyordu.
Kaderin cilvesi, yorulmak bilmeyen Vassilyev'e, elektromanyetik dalagaların telepatik tesirleri yaymaya yaramadığını ispatlayan reddi imkansız bir delil sağlamıştı. 1937'de şöyle yazıyordu: Böyle bir tastikin getireceği sorumluluğu tam anlamıyla mütrikis. Bu keşif ancak 1962'de herkesce öğrenildi, yani hayatının sonlarına doğru Zihinsel Telkin Deneyleri isimli kitabını yayınlamaya muvaffak oldu. Çoktandır beklenen bu fırtına koparıcı esere Vassilyev şu cümleyi kazımıştı:
Yapabildiğim her şeyi yaptım. Muktedir olanlar daha iyisini yapsınlar.
Telepatik dalgalar şayet kuvvetlendirilip çoğaltılırsa, diyor Polonya'lı Dr. Stfan Mauczarski, mimarlar yeni bir sorunla karşılaşacaklar. Arzu edilmeyen telepatik dalgalara karşı apartmanları tecrit etmenin yolunu bulmaya mecbur olacaklar. Elektromanyetik teoriden katiyen ayrılmayan Mauczarski müessir bir propaganda aracı olarak telepatiden söz eden nadir bilginlerden biridir.
1957'deki Uluslararası Jeofizik Yılında, Polonya heyetinin başkanı olan Mauczarski, harpten bu yana, Psi alandaki çalışmaları yayınlayan tek Polonya'lıdır. Deneylerinden sonra telepatinin, gerçekten, radyo dalgaları gibi kuvvetlendirilebilen dalga şeklinde tezahür ettiğini düşünmektedir.

Click the image to open in full size.

Telepati ve Hava Olayları
Ruslar, kendilerine hepimizin boyun eğdiğimiz bazı tabii kuvetlerin Psi etkisiyle uyartılabileceği yada ortadan kaldırılabileceğine inanmaktadırlar. Mikhail Kuni, 8 Temmuz 1966 tarihinde, sahnede geçirdiği zor geceyi hala hatırlamaktadır. O akşam aylarca süren normal gösterilerimde yaptığım hatalar kadar hata yaptım. Bazı oyunları en iyi şekilde yapabilmek için 3 veya 4 defa tekrarlamaya mecbur oldum. Kendimi formda hisetmeme rağmen, ne irademi, nede konsantrasyonumu etkili halde tutmaya muvvafak olamadım. Nedenini biliyorum: O akşam Moskova'da korkunç bir fırtına vardı. Gök gürlediği zaman hep, hep güçlükle çalışırım. Semada şimşekler çakarken başka ne yapabilirimki? Turnedeki zamanı kullanmamız meteorolojiye göre olmuyordu; tıpkı futbolcular gibi, her zaman oynamaya mecburum.
Atmosferik şartlar sadece telepatik güce tesir etmiyor. Fırtınalar Nelya Mikhailovna'nın psiko kinezik güçlerini daima azaltır diyor Dr. Sergeyev. Sovyet parapsikologları şimdi kötü havalarda telepatlarla çalışmaktan sakınmaktadırlar.
Syracuse Hastanesi bir konferansda, şunu söyledi: P.K. Gücünün tezahürüne en elverişli an, Güneş faaliyetinin Dünya manyetik alanına girişim yaptığı zamana rastlamaktadır.
Sovyetlet manyetik alanlarla D.D.İ. arasında mevcut olabilen bağları inceliyorlar. Pulkova gözlem evinden meteorolojik gözlemleri düzenli olarak ele alıyor ve bunları telepati deneylerine girişmeden önce ihtimamla tetkik ediyorlar. (ısı durumunu, farklı günlerdeki manyetik alanlar, muhtelif şiddetdeki manyetik fırtınalar ve adi fırtınalar gibi meteorolojik olaylar
Bazan, en uygun şartlar bir araya geldiği takdirde, deneye girişmek için gece yarısını beklemektedirler. Batılılar hava şartlarını hiç gözönüne almazlar, buda bazı deneylerin yönetilmesinde neden bu kadar güçlü çekildiğini belki izah edecektir.

Click the image to open in full size.

Telepati ve Zaman Enerjisi
Sovyetler Birliği'nin en tanınmış astrofizikcisi Dr. Nikolai Kozirev, S.S.C.B. Bilimler Akademisinin Pulkova'daki Pulkova Gözlemevi'nde görevlidir. Kendisi zaman ve zaman enerjisi konularında çalışmalar yapmaktadır.
Dr. Kozirev, telepatik fenemonlarin zaman enerjisi ile ilgili olduğunu özel çalışmaları ile kanıtlamaktadır. Zaman enerjisi ise gene çalışmaları ile gösterdiğine göre, iklim olayları ile sıkı bir şekilde ilgili olarak nicelik ve niteliksel özellikler göstermektedir.
Dr. Kozirev, bu konuda şöyle demektedir:
Telepati daima zaman'ın yoğunluğuna bağlıdır. Düşünceyi gönderenin yanında zaman incedir ve alıcının çevresinde daha yoğundur. Laboratuarlarımızda yapay olarak zamanın yoğunluğunu değiştirme deneylerine girdik. Arzumuza bağlı olarak zamanı yoğunlaştırdığımızda telepatiyide yapılabilir hale getirebiliriz.
Mevsim değişiklikleri, hava ve gök gürültüsüde zamanın yoğunluğunu etkilemektedir. Bir defasında diğer bilim adamlarına göstermek için cihazları tam hazırlamıştım ki o sırada kopan bir gökgürültüsü herşeyi alt üst etti diyor Kozirev.
Testleri keza uzak kuzeyde Murmansk'da da hazırladık. Cihazlar odada tamamen iyi bir şekilde çalıştılar. Burada, Pulkova'da deneyler yaz'a nazaran kışın daha iyi oluyor. Yazın büyümekte olan bitkilerin aktiviteleri yapmakta olduğumuz olduğumuz ölçmelere karışmaktadır. Kışın ise her yer karla kaplı olduğu zaman, reaksiyonlar çok daha kuvvetli olmaktadır. California, Douglas Laboratuarında, Dr. Wilson'da bitkilerle ilgili benzer deneyler yapmaktadır.

Click the image to open in full size.

Telepati ve Psi-Plazma
Partiküllerin fiziki alanları ile psi-plazma alanı arasındaki ilişki ve telepatik iletişim sırasında psi-plazma alanlarının etkileşimi üzerine geliştirilen kuramı sadeleştirilmiş bir biçimde inceliyiyelim.
Partikül ve alanları ile aynı fazda olan bir psi-plazması, fiziki alanı eş biçimli (izomorfik) bir şekilde sarmalamaktadır.
Fiziki kütlenin merkezindeki gravitasyonel konstantın (Gc) değeri düştükçe, kütlenin fiziki alanı üzerinde husule getirdiği çekimde zayıflar. Fizik alanın üzerindeki çekim gücünün zayıflaması ise İpsi-plazma alanı üzerinde çekim gücü azaltır ve psi-plazma alanı genişler. İşte, kolinerji halindeki bir bedende, bedensel ritimlerin frekansı düşeceğinden, gravitasyonel konsttantın değerinin de düşmesi psi-plazma alanının genişlemesine neden olacaktır. Buda o kimsenin telepatik alıcı durumuna geçmesi demektir.
Öte yandan şok, korku ve gerilim gibi kısa süreli bir adrenerji halinden dolayı bedensel ritimlerin frekansının artması ile gravitasyonel konstantın değerinin yerel olarak bu bedende artması sözkonusu olacaktır. Bu şartlar altında, psi-plazma alanı fiziki alan tarafından sıkıca çekilerek büzülecek ve kişi telepatik verici durumuna geçecektir.
Eğer adrenerji halindeki bir kişinin alanı ile kolinerji halindeki bir başkasının alanı arasında bir bağlantı kurarsak her iki nokta arasında gravitasyonel bir potansiyel farkının doğacağını görürüz. Gravitasyonel konstantın değeri vericide daha yüksek olacağından alıcıyı daha zayıf bir şekilde sarmalayan psi-plazma alanı vericiye doğru çekilecektir.
Bu, bir kimsenin hareket ederken kaslarını okuyarak gerçek düşüncelerini dokunma yoluyla algılamaktır.

Dokunma yoluyla Telepati çok basittir. Bunu uygulamanın birçok yolu vardır.

1)- Uygulamacı sağ eliyle, söz konusu şahsın sol elini veya sol eliyle sağ elini tutar;

2)- Uygulamacı fazla sıkmadan,, şahsın kolunu sol veya sağ taraftan tutar;

3)- Uygulamacının okuyacağı aynı düşünce üstünde yoğunlaşmış iki ayrı şahısı vardır.

Biraz çalışmayla bu egzersizler çok rahat yapılarak istenen kişiye uygulanabilir. Ve sonunda düşüncelerini okumak istediğiniz kişinin omuzuna hafif bir dokunmayla tüm düşüncelerini algılayabilirsiniz. Dokunma yoluyla Telepatiyle zaman çok iyi değerlendirilebilir. Bunu en iyi aşağıda verilen bilgileri uygulayıp kendiniz deneyerek anlayabilirsiniz.

BİRİNCİ ÇALIŞMA

SAKLI OLAN BİR EŞYAYI BULMAK

Arkadaşlarınızdan birinden gözlerinizi bir mendille bağlamasını rica edin veya ona arkanızı dönün. Sonra ona odanın gÖrünmeyecek bir yerine birşey saklamasını söyleyin, örneğin bir çakı, bir zımba» veya bir kurşun kalem.

Eşyayı saklarken arkadaşınıza: "Bu deneyi başarmam için gereldi şartlardan birincisi bana elini vermen, ikincisi tüm dikkatinle sakladığın eşyanın bulunduğu yere, sonra da eşyaya konsantre olman gerekir, ancak o zaman sakladığın şeyi bulabilirim.' demeniz gerekir.

Sonra sağ elini sol elinizin içine alıp tamamen gevşeyin. Tüm el kaslarınızı gevşetin ve arkadaşınızın elinin mümkün olduğu kadar az hareketini, az titreşimini almaya çalışın. Eğer hiçbir sinyal almazsanız, sessizce onu telkin edin: 'Düşün! Aklım eşyayı sakladığın yere ver!5. Sonra hemen arkadaşınızın sizinle iletişim kurabilmesi için öne doğru bir adım atın, hiç farketme-den elinizde oluşacak bir hareket, takip etmeniz gereken yolu size gösterecektir. Eğer hiçbir titreşim almazsanız, geri çekilin ve aksi yönde bir adım atın. Almaya başlayacağınız titreşimler iki şekilde olabilir: Bunlar, ya size açıkça yanlış istikamette olduğunuzu gösterecek bir gerileme, ya da arkadaşınız tarafından farkında olmadan iletilen net bir teşviktir. Her iki durumda da elinin kas hareketleri size eşyanın olduğu tarafı gösterecektir. Unutmayınki arkadaşınız eşyanın üstünde ne kadar yoğunlaşır-sa onu bulacağınızdan o kadar daha fazla emin olabilirsiniz.

Şimdi de saklanmış başka bir eşyayı bulmaya çalışın. Bu denemeyi birden fazla arkadaşınızla yapmanız daha kolay olur. Onlara her ikisinin de başparmakları ve küçük parmakları birbirine değecek şekilde iki elle boynunuza sarılmalarını söyleyerek daha çok sinyal alabilirsiniz.

Arkadaşlarınızın verdiği işaretleri takip ederek adım adım ilerleyin. Rahatlamanıza yardımcı olmak amacıyla gözlerinizi mümkün olduğunca uzun süre kapalı tutmalısınız. Saldı eşyaya yaklaştığuz zaman, durmanızı sağlayacak değişik bir sinyal alacaksınız. Bu omuzlarınızı etkileyen ve eşyayı almak için eğilmenizi söyleyen bir uyarı olabilir. Arkadaşlarınız şaşıracak ve büyülenecektir. Oldukça etkilenecek ve bilinçsizce size değişik deneylerde yardımcı olacaklardır.

Not: Sonraki egzersizlere geçmeden önce saklanan eşyaları bulmak için yapılan bu birinci egzersiz serisini defalarca değişik eşyalarla yapmanız ve ustalaşmanız gerekir.

İKİNCİ ÇALIŞMA - KİTABI BULMAK

Bu egzersiz bir öncekinden daha zordur. Bunda gözler bağlı değildir ve eşya da önceden bilinmektedir. Eşyamız bir kitaptır ama sorun hangi kitap olduğudur. Deney oldukça büyük bir kütüphanenin olduğu bir odada yapılır. Siz odadan çıkın. Arkadaşınız eline bir kitap alsın ve onu tekrar yerine koysun (Birkaç kişi katılabilir).

Geri döndüğünüzde arkadaşınıza veya arkadaşlarınıza seçtikleri kitap üstünde dikkatle yoğunlaşmalarını söyleyin. Sonra sız voK&en Kitaba dokunan arkadaşınızın elini tutun. Kütüphaneye doğru onunla birlikte yaklaşın, serbest olan elinizle kitaplara sıradan dokunurken yavaşça arkadaşınızın elini arkadan öne doğru sallayın. Eğer arkadaşınızın elinden hiçbir sinyal almazsanız» alt veya üst rafları da elinden bir titreşim alıncaya kadar deneyin (Doğru rafta değilseniz eli bilinçsizce yukarı veya aşağı doğru sallanır}.

Arkadaşınızın elinde çok net bir gerilme veya sıkma hissederseniz seçtikleri kitaba çok yaklaştınız demektir. Bu titreşimi hissettiğiniz anda elinizi durdurun, Sonra arkadaşınızın gerildiğini hissettiğiniz tarafa doğru elinizi kitaplar boyunca yavaşça önden arkaya doğru gezdirin (artık arkadaşınızın elini sallamaya gerek yok, tutmak yeterlidir]. Bu aşamaya geldiğinizde çok dikkatli devam edin. En ufak bir hareketi bile sezmelisiniz. Hareketi algıladığınız anda durun. Büyük bir ihtimalle eliniz seçilen kitabın üstündedir.

Bu deneyin biraz daha zor olan bir başka şekli de arkadaşınıza veya arkadaşlarınıza bir kitabın belli bir sayfasını ya da bir bölümün ilk sayfasını seçmelerini söylemek olabilir. Yine elini tutarak diğer serbest olan eli kitabın "içindekiler' kısmının üstünde gerekli sinyali alıncaya kadar bölümün her başlığında durarak gezdirin.

Not: Daha sonra gerçek düşünceleri algılayabildiğiniz zaman bir arkadaşınıza kitabın herhangi bir sayfasından herhangi bir kelimeyi tutmasını söyleyip onu tahmin edebilirsiniz.

ÜÇÜNCÜ ÇALIŞMA;

BİR KİMSENİN AKLINDAKİ BİR KELİMEYİ NASIL OKURSUNUZ?

Elinize, yazmak için bir karatahta ya da bir kâğıt alın. Arkadaşınızın sağ elini sol elinizin içine alm ve ona bir isim ya da bir kelime düşünmesini ve onun üstünde yoğunlaşmasını söyleyin.

Sonra sağ elinizdeki tebeşirle kurşun yada bir tükenmez kalemle arkadaşınızın el hareketlerini takip ederek çizgiler çizin, Bir süre sonra bu karalamalar şekil almaya başlayacaktır. Eğer arkadaşınızın el hareketlerini dikkatlice izler ve hissettiğiniz şeyin şeldini çizebilirseniz mutlaka arkadaşınızın beynindekini veya ne düşündüğünü görüntüleyebilirsiniz. Düşüncelerini okuduğunuz arkadaşınız size farkında olmadan yardım edecektir.

DÖRDÜNCÜ ÇALİŞMA TÜM DÜŞÜNCEYİ ALGILAMA

Bu deneye başlamadan önce kas hareketlerini anlama sanatında mutlaka uzmanlaşmış olmanız gerekir. Önceki egzersizlerin her birini tatbik eder ve başanrsamz aşağıdaki çalışmayı deneyebilirsiniz.

Örneğin bir şeker kutusunu elinize alıp onu açıp aranızda-kilerden birine ikram etmeniz istenebilir.

Önceki gibi, düşüncelerini okuduğunuz kimseyle aranızda dokunsal bir iletişim oluşturun. Ama bu defa tef ikHzin de tamamen gevşemiş ve rahatlamış olması gerekir. Arkadaşınızla ilgili içinizde en ufak bir şüphe varsa ona ya iyice gevşemesini öğretin, ya da genelde rahat ve sakin olan birini buiun.(Gergm, sinirli veya dağınık bir beyin, düşünceleri kötü bir şekilde ya da saniyelik aralıklarla çevresine yayar. Zaten siz bu işte daha acemisiniz, eğer arkadaşınız gerginse başaramayabilirsiniz).

Şimdi gözlerinizi kapatın ve arkadaşınızdan size ne yaptırmak istiyorsa onu düşünerek elinizi tutmasını söyleyin. Beyninizi boşaltın ve tamamıyle gevşeyin. Bu arada arkadaşınız, size yaptırmak istediği ilk hareketi düşünmelidir (örneğin 'şeker kutusunu eline almak'). Düşüncesini algıladığıız zaman, gözlerinizi açın ve dediğini yapın. Sonra gözlerinizi tekrar kapatıp önceki gibi adım adım her hareketi yapıncaya kadar tekrar edin. Daha önce de olduğu gibi yapılmaması gereken her harekete başlarken elinde bir gerileme hissedeceksiniz ve eğer doğrusunu tahmin ettiyseniz 'hadi!' mesajım alacaksınız. Büromla beraber elaade MssetMgmzffi dışımda arkadaşuuzın diştaıekte olduğu şey! de algılamaya başlayacaksınız, (o mâa aklımdan geçen kelimeleri veya o ya da bu şeyi yaparken fok görisnîilyö), Bu deney değişik amaçlarla defalarca tekrar edilmelidir. Unutmaymki siz de, arkadaşınız da tamamen gevşemiş olmalısınız. Algılamaya çalıştığınız duygu ya da düşünceyi yakaladığınız an üstünde yoğunlaşarak değil de gittikçe gevşeyerek onu uzatmaya çalışın. Sabrınızın karşılığını arkadaşınızın beyninden dökülecek gerçek düşüncelerle alacaksınız.

Bu tekniği daha ileride göreceğiniz 'Düşünceleri uzaktan algılama' olayından önce öğrenmeniz daha doğrudur. Bu arada işte yeni bir egzersiz daha.
1880'li yılların meşhur falcısı Washington Irving Bis-hop'un en gözde egzersiziydi. Kendisi gözleri kapalı bir şekilde yanında sadece yolu bilen biri olduğu halde bir at arabasını kullanabiliyordu. Sonraları bu işi otomobille yaptılar.

Bu deneyi daha az tehlikeli bir şekilde siz de yapabilirsiniz. Farzedelimki bir yere arabanızla gidiyorsunuz fakat yolu siz değil de yanınızda oturan arkadaşınız biliyor. Ona her seferinde nereden dönüleceğini, hangi yoldan gidileceğini sormak yerine elini omuzunuza veya kolunuza koydurun ve gideceğiniz yolu adım adım düşünmeye devam edin. Önünde durmanız gereken yere gelince birdenbire sinyali alıp duracaksınız.
Bu egzersiz tam tersi şekliyle de yapılabilir. Otomobili bir başkası kullanıyor ve yolu biliyor, siz onun yanında oturuyorsunuz ve elinizi onun koluna koyarak o aklındaki hareketi yapmadan siz ona söylüyorsunuz.
Sizi, bundan çok daha fazla şaşırtacak bir şey olabilir. Bir süre sonra avucunuzda bir ses dalgasının basıncını" hissedebilirsiniz. Bakın bu konuda Frank R. Young ne demiş: "Ses dalgasının üstünde bir frekans size yaklaşırsa, bu frekans, ellerinizin derisiyle algılanır ve Duyum Kayıt Merkezine ulaşır. Oradan otomatik olarak böbreküstü bezlerinize yollanır (bilinçaltı veya bilinçli olarak) ve böbreküstü bezleriniz el kaslarınıza içgüdüsel olarak aniden kasılarak hafif sarsıntılı bir şekilde kendisine uygulanan basınca tepki göstermesini emreder..." (2)

Frank R. Young, bu duyum deneyini yapmak için geceleyin yatakta uyanık olarak en zor duyulabilen sesleri dinlemeyi tavsiye ediyor. Aynı zamanda iyice gevşemeyi ve mümkün olduğu kadar uzun süre kımıldamadan öylece kalmayı da öneriyor. Eğer Dokunma yoluyla Telepati ve bu kitaptaki diğer metodlar yoluyla duyarlılığınızı geliştirebildiyseniz artık sesleri kulağınızdamı önce kaslarımızla duyabilirsin!!

'Sesi elinizle duymayacaksınız ama bir şeylerin olup bittiğini anlayabileceksiniz, kaslarınız hafifçe gevşeyecek ve sesi kulaklarınızdan çok önce haber verecektir. Böylece kastarınıza'kulaklarınızın' görevini yüldemiş olursunuz. "Körlerde bu yetenek daha da gelişmiştir." Diyerek sözlerine devam ediyor Frank R. Young.

ZİHİNSEL DİNLEYİCİYİ NASIL KULLANACAKSINIZ?

Daha önce de söylediğim gibi her düşünce iletimi deneyimimden sonra not aldım, olay anında tam olarak ne yapmakta olduğumu yazıyordum. Bir süre sonra, bu notlan karşılaştırdığımda, ortaya başka bir şey çıktı. İşte...

Gevşeme - Ev olayında ikazı hissettiğimde, rahat ve sakindim. Görüşmeye gittiğim işte, iş benim niteliklerime bütünüyle uyuyordu ve görüşme boyunca çok rahattım. Üçüncü örneğe gelince, "mesajı" aldığımda çok güzel bir yernek yiyordum.

Yani her defasında da son derece rahattım. Anladığım kadarıyla başkalarının düşüncelerini okumaktaki başlıca sır buydu. Rahatlama konusunda bir şeyler olduğunu kolayca keşfettim, zira başkalarının düşüncelerim anlamak için kendimi bilinçli şekilde rahatlatmaya zorladığımda hiçbir şey olmadı. Ne olmuştu? Sayısız deneyden sonra, Derin Gevşeme olayını keşfetmiştim.

Çoğu kimse bütünüyle gevşeyebiîeceklerini sanırlar -tıpkı benim sandığım gibi- halbuki gerçekte bu oldukça zordur. Ama bunu denemek istiyorsanız, lütfen aşağıdakileri uygulayın;

Sakin bir odada oturun ve bakışlarınızı görüş alanınızda durmakta olan bir nesneye sabitleyerek kendinizi tüm düşüncelerden arıtmaya çalışın.

Sonra gözlerinizi kapatın ve bu nesneyi beyninizde şekillendirmeye çalışın. Eğer gözlerinizi kapattıktan sonra bu nesneyi görmeye hâlâ devam ediyorsanız, bu, sizin bütünüyle gevşediğinizi gösterir. Eğer nesne aklınızdan silinirse, bu sizin henüz gevşemediğinizi, beyninize başka görüntüler, başka sesler ve başka düşüncelerin karıştığını gösterir.

Kişilerin çoğunun beyni bu şekilde bir görüntüden diğerine, bir düşünceden diğerine geçerek oluşmuştur. Değişik düşüncelerle yüklü bir beyin başka bir kimsenin düşüncelerini alamaz.

Derin gevşemenin sonunda, düşünme şekliniz değişmez fakat eylem olarak duraklar. Herşeyden bütünüyle kopmuş ve gevşemiş olduğunuz zaman, mesajların kolayca girebileceği boş bir

kutu haline gelirsiniz. Size Derin Gevşeme tekniğini öğretmeden önce Gevşemenin ne olmadığım söylemeliyim. Herşeyden önce bir oyun değildir. Bir tarz değiştirme veya iş değiştirme olayı da değildir, "tarz değiştirme" aktif bir şeklin diğer bir şekille yer değiştirmesidir. Ama beyin düşünmeye devam eder, kaslar da çalışmaya.

Derin gevşeme- adından da anlaşıldığı gibi, tüm düşünceyi silme ve bedenin tüm kaslarını dinlendirme demektir. Daha da açıkçası, eğer başkalarının düşüncelerini okumak istiyorsanız, bilincinizi üstünüzdeki giysileri bile hatırlamayacak şekilde bo-şaltmalı ve kendinizi gevşetmelisiniz. "Yavaş yavaş başlayın" çünkü üstüne ne kadar az düşerseniz amacınıza o kadar kolay ulaşabilirsiniz.
Derin gevşemede uzman biri olmadığınız için, bu işi sık sık yapmalısınız. Gevşeme denemelerinizi başkalarından uzakta bir odada yalnız ve kapınız kapalı olarak yapmalısınız. Rahatsız edilmemeniz için sakin bir yer seçin. Eğer şehirde oturuyorsanız bazı gürültülerden kaçamazsınız, ama en azından konuşmalar, radyo, saatin tiktakları gibi rahatsız edici sesleri mümkün olduğu kadar engellemeye çalışmalısınız.

Ayrıca giysileriniz de rahat olmalıdır. Hatta ne kadar az giyinik olursanız, o kadar iyi olur. Sizi sıkan tüm giysileri çıkartmalısınız. Odada hiç hava cereyamnımn olmamasına da dikkat edin, zira üşüdüğünüzde gevşemek mümkün değildir.

Derin Gevşeme için en elverişli pozisyon, ince bir kauçuk üstünde sırt üstü yere yatıp, üzerinize de sıcaklık durumuna göre bir battaniye ya da bir pike örtmektir. Veya altında sunta olan oldukça sert bir yatağa da uzanabilirsiniz. Yatağın yumuşak olmaması gerekir zira yatağa ağırlığınızla gömülünce kaslarınızın çoğu gerilecektir.

İlk başlarda pek rahat olmadığınızı hissedebilirsiniz. Yatağınızın tahtasını çok sert bulup pozisyonunuzu sürekli değiş-tirmeye çalışacaksınız. İşte ne olursa olsun bunu yapmaktan kaçınmalısınız, çünkü özellikle kasları gevşetmek için hiç kımıldamamak gerekir. Unutmayın ki bedeninizin her hareketi kaslarınızı gerilmeye zorlar.

Yerleştiğiniz zaman, bir kaç derin nefes alm, Göğsünüzü yukarı kaldırıp yavaşça nefes verin ve gevşeyin. Bu hareketi üç - dört defa tekrar ettikten sonra normal nefes düzeninize geri dönün.

İKİNCİ ÇALIŞMA

Bu çalışma, kaslarınızı daha iyi idare edebilmeniz için onların varlığının bilincine varmaya dayanır. Bunun için kollarınızdan veya bacaklarınızdan birini uzatmakla başlayın. Tüm kaslarınızı iyice gerin ve neler olduğunu inceleyin. Uzaktaki bazı kasların da birbirlerine olan yakınlıklarından kasıldıklarım göreceksiniz.


Örneğin yumruğunuzu sıktığınızda omuzunuza kadar tüm kol kaslarınızın gerildiğini hissedersiniz. Ayak parmaklarınızı kıvırırsanız, aynı şekilde kalça kaslarınızın da gerildiğini hissedersiniz.

Bu egzersizi, vücudunuzun tüm kaslarını gerinceye kadar her uzvunuzla teker teker yapın, çünkü istediğiniz zaman onu yenmeniz gerekir.

ÜÇÜNCÜ ÇALIŞMA

Şimdi germe hareketlerine tekrar başlayın, ama bu defa yavaş yavaş yapın. Hissettiklerinizi inceleyin ve bir yere not edin. Olan biteni tam olarak anlayıncaya kadar öylece kaim, sonra yavaş yavaş kendinizi bırakın.

Gevşemenin gerçek mekanizması budur.

Günlük egzersizleriniz için yukarıdan başlamanız en doğrusu olacaktır.

Önce başınızı gevşetin -yüz kaslarınızı gevşetin, çene kaslarınızı, göz bebeklerinizi, dudaklarınızı, dilinizi, boynunuzu vs.-ve gevşeme hareketlerini aşağıya doğru devam ettirerek tamamlayın. •

Bu egzersizlere günde onbeş dakika ila yarım saat ayırın. Gevşeme olaymm sonunda kendinizi hareket etmeye hazır hissederseniz bu gevşeme zamanını on dakika veya daha da altına düşürün. Ancak tam gevşemeden hareket ederseniz bu egzers-zin hiçbir yararı kalmaz.

Bir süre sonra gevşeme sizin için bir alışkanlık haline gelecek ve vücudunuzun şu veya bu kısmı üstünde yoğunlaşmak zorunda kalmayacaksınız. İstediğiniz zaman ve yerde hiçbir özel durum gerekmeksizin gevşeyebileceksiniz.

AŞIMI DUYARLI HALE NASIL GELECEKSİNİZ?

Bedeninizi yönetmeyi, beyninizi tüm düşüncelerden arıtmayı öğrendikten sonra, vücudu ve beyni fiziksel ve beyinsel duyumlara karşı hassaslaşiırmak gerekir.

Başkalarının düşüncelerini okumak veya Dokunma yoluyla Telepati kurmak için hassaslaşmak gerekir. Bunun yöntemi yıllar önce Londra Psişik Araştırma Merkezi tarafından bulunmuştur.

Dokunma yoluyla Telepati, adından da anlaşıldığı gibi düşüncesi okunmak istenen kişiye dokunmaya dayanır. Bu yöntem, bilinçli bir şekilde uygulanırsa, belli bir süre çalıştıktan sonra, düşünceler çok net olarak algılanabilir.

SESLEMİN ELEKTRİKSEL ULAŞTIRICISI - DEMÎ

Bunun nedeni oldukça basittir. Vücut tarafından yayılan ses dalgalarının kuvvetli bir şekilde algılanabilmesi için (tıpkı görsel duyumlar gibi) özel bir hazırlık çalışması gerekir. Belki fısıldanan sözler algılanabilir ama düşüncelerin sesleri asla algılanamaz (radyoelektrik sinyallerin radyo alıcınıza ulaşmalarından önce olduğu gibi). Bir radyo alıcısında elektronik devreler ve havadaki zayıf radyoelektrik dalgalan güçlendiren» bunların alı-nabilmeleini sağlayan diğer düzenler vardır.

Deri, Dokunma yoluyla Telepati düzeyinde hassaslaşürıla-rak buna benzer bir olgu elde edilir. Milyonlarca sinir ucu yani anten ihtiva eden vücudunuzun yüzeyi kendisini saran tüm etkenlere ve çevresindeki atmosferin içerdiği elektrikli nabız atışlarına karşı aşırı duyarlı hale gelir.
İyi bir algılayıcı olmak için ilk adım,şuurlu zihnimizi sakinleştirmeyi öğrenmektir.Bu çalışmalardan zevk almasını bilmelisiniz çünkü bir oyun gibidir.Her hangi bir alıştırma üzerinde çok zaman harcamayın çünkü aynı alıştırmayı tekrar tekrar yapmak yerine,çabucak birinden diğerine geçmek daha iyidir.Bu alıştırmaları kesinlikle kendinizi zorlamdan,rahat ve huzurlu bir zihinle yapmalısınız.Yorgun yada keyifsiz olduğunuz zamanlarda kesinlikle alıştırma yapmayın.Sıkıntı,stres ve her türlü heyecansal halleriniz telepati yeteneğinizin su üstüne çıkmasına engel olur.Bu nedenle mümkün olduğunca sakin bir şuur hali içinde çalışmalarınızı sürdürün.Parapsikoloji Laboraturlarında yapılan çalışmalarda,telepati alıştırmalarını sakin bir zihinle yapmayan araştırmacıların psişik güçlerini,yanlış cevaplar verecek şekilde kullandıkları tespit edilmiştir.Bu durumda insanlar,psişik yeteneklerini çalışmaya katmadan rasgele yaptıkları tahminlerin ötesine geçememişlerdir.Telepatik alış,özellikle duygusal olarak birbirlerine yakın olan kişilerin arasında daha kolay ortaya çıkabilmektedir.Psişik çalışmalarınızı sürekli aynı odada yapınız.Böylece odanız sizin enerjilerinizle dolar ve başka enerjiler orada barınamaz.Odanızın aurası gün geçtikçe daha yüksek seviyeli bir hal alacaktır.Çalışma yaptığınız odanın aurasını düşürmemek için kesinlikle,o odada münakaşalara girmeyin, kızgınlık, öfke, kin, kıskançlık gibi negatif enerjileri odanızda üretmeyin ve başkalarının da üretmesine izin vermeyin. Fırsat buldukça odanızda pozitif enerji yayma çalışması yapın. Gevşedikten sonra tüm odanızı temizleyecek olan sevgi,şefkat,merhamet gibi pozitif yüklü enerjilere konsantre olun.Odanızda özellikle çalışmadan bir saat önce sadece mavi bir ışık yakın. Mavi rengin enerjileri polarize etme özelliği vardır. Ruhsal olgunluğunuz arttıkça sizi saran biyomanyetik enerji alanınız yani auranız da buna bağlı olarak güçlenecektir.Bu da bilgilerinizin artmasıyla doğru orantılıdır.Auranızı güçlendirici imajinasyon ve telkin çalışmalarında bulunun.Kendinizi pozitif bir enerji alanıyla sarabilirsiniz.Bunu yapmak için gözlerinizi kapatın,gevşeyin ve kendinizi parlak bir ışıkla çepeçevre kuşatılmış olarak imajine edin.Beyaz ışığın,hem ön hemde arkanızdan genişleyerek başınızın üstünden geçtiğini ve ayaklarınızın altına kadar sizi kuşatmasını isteyin.Beyaz ışık olumsuzlukları yok etme gücüne sahiptir.Koruyucu bir kalkan görevi yapar.
Bu uygulama için bir verici ve bir alici gerekiyor.İlk olarak verici ve alicinin birer kağıt kalemi olmalı.Verici çizmeyi kararlaştırdığı nesneyi önce zihnide çizmeli sonra kağıda çizmeye başlamalı,çizerken de onu alıcının zihnine yansıttığını düşünmelidir. Alıcı ilk zihinsel görüntüyü alınca çizmeye başlamalıdır. İlk telepati denemesinde alıcının çizdiği,vericininkinin aynısı olmasına gerek yoktur,sadece mantıksal bir benzerlik olması bile yeterlidir.
İnsanlarda telepatik yeteneğin bulunup bulunmadığının ortaya çıkarılması ile ilgili,laboratuarlarda yapılan denemelere çok benzer bir testte budur.Eğer bu çeşit bir denemeden daha önce geçmediyseniz,telepati çalışmalarınıza başlamadan önce bunu uygulamanız isabetli olacaktır.Her şeyden önce zihni tüm düşüncelerden arındırmalısınız.Teste başlamadan önce birkaç dakika tam bir sessizlik ve sükunet içinde bedeninizi ve zihninizi dinlendirmelisiniz.Test için kağıt,kalem,bir takım Zener kartı (Zener kartınız yoksa kendiniz de yapabilirsiniz.Yeter ki ters çevirdiğinizde ön yüzlerinde hangi şeklin bulunduğu belli olmasın.Bunlar üzerlerinde beş ayrı şekil 'artı-daire-kare-yıldız-dalgalı' taşıyan 25'lik bir deste karttır.),sessiz bir oda,iki iskemle,bir küçük masa gereklidir.Süjeyi rahat bir iskemleye ve odanın bir ucuna oturtun.Test sırasında alıcıyla verici arkaları birbirine dönük olarak oturmalıdırlar. Göndericinin önünde, üzerinde Zener kartları bulunan küçük masa ve her iki süjenin elinde birer kalem bulunmalıdır.Verici süje kartları karıştırarak, içlerinden birini zihnine projekte ettiğini hissedince kalemiyle (hazır olduğunu belirtmek için) masaya bir defa vuracak.Bunun üzerine alıcı süje,vericinin zihnine hangi şeklin projekte edilmiş olduğunun 'görmeye'çalışacaktır.Bunu gördüğü zaman,alıcı süje önündeki (yada elindeki) kağıda yazacak ve bunu belirtmek için kalemiyle bir yere vuracak ki,verici zaman geçirmeden ikinci kart konsantre olsun ve deney bu şekilde 25 kart tamamlanıncaya kadar devam etsin. Her bir kart üzerinde en az 30 sn konsantre olarak düşünülmelidir ve vericinin konsantrasyonu çok önemlidir. Vericinin deney sırasında zihnini meşgul etmemelidir.Alıcı şahıs kesinlikle mantık yürütmeden içine doğacak olan düşünceyi beklemelidir.Hem alıcının hemde vericinin gözleri açık yada kapalı olabilir ancak,verici için gözlerin açık olarak şekle bakması daha iyidir.Böylece konsantrasyonunu daha iyi sağlayacaktır.
2-3 adetin doğru olarak bilinmesi tesadüfle açıklanabilir. Bir kaç deneme sonunda eğer bu oranın üzerine çıkılamıyorsa çalışmadan gerekli verim alınamıyor demektir.Bu alıcıdan yada vericiden kaynaklanabilir.Böyle bir durumda eşler birbirine uyum sağlayamamış olabilir,eşlerin değiştirilip tekrar denenmesi yararlı olabilir. 5 adet,kritik bir sayıdır.Bu yüzden bu sayıya 'sınır rakamı' denir.İlk çalışmalarda bu sayı yeterli olmasına karşın, bir kaç ay içinde bu sanır aşılamıyorsa yine çalışmalarınızın veriminin yeterli olamadığını düşünebilirsiniz.Eşinizi değiştirerek denemelere devam edebilirsiniz. 5-10 adet, telepatik algılama yeteneğinizin çalışmaya başladığını gösterir.Denemelere devam ettikçe, oranınızın arttığını göreceksiniz. Başka eşlerle de denemeler yaparak daha verimli algılamalar yapabilip yapamadığınızı kontrol ediniz.Veriminiz artmıyorsa aynı eşle devam ediniz.Bu noktada verici olmaya mı yoksa alıcı olmaya mı yatkınsınız, kesin olarak bir ayırım yapmanız gerekiyor.Hangisine daha yatkınsanız o yönde çalışmalarınızı sürdürünüz. 10-15 adet,telepati yeteneğinizin varlığını gösteren yeterli orandır. 15-20 adet,ileri seviyede telepati yeteneklerinin hem alıcıda hemde vericide gelişmiş olduğunu gösterir. 20-25 adet,çok ender olarak görülen ve tam başarının yakalandığı en üst seviyedir.Eşler arasındaki büyük uyumun da göstergesidir...
Telepati, evrensel bir iletişim aracıdır. Zamanla ve mekanla sınırlandırılamaz. Bu iletişimsel titreşim, imajinasyon, düşünce yada sembolizm tarzında ortaya çıkan etki alışı ve verişidir.Bu türdeki olaylar her geçen gün başımıza gelebilir, yani sıklıkla karşılaşabiliriz. Fakat bu durumu yaşayan kişiler kabullenmezler hatta rastlantı der, geçer giderler. Örneğin, bir arkadaşımız birden bire karşımız çıktığında, 'Ne tuhaf, şimdi seni düşünüyordum' deriz.
Şunu kesinlikle kabul etmemiz gereklidir ki, insan, şuurunu ve duyu dışı algılamalarını yönlendirerek, karşısındaki insanın düşüncelerini algılayacağı gibi aynı zamanda da kendi düşüncelerini de başka zihinlere aktarabilir. Telepati yeteneği, belli oranlar dahilinde bütün insanlarda vardır. Aralarında sempatik titreşim frekansı doğmuş kişiler arasında ise, bu çok daha yoğundur. Telepatinin en belirgin şekli ise ikizlerin ve özdeş ikizlerin arasında gözlemlenmiştir.
Hemen hiçbir çalışma yapılmadan meydana bu yetenek, ikizler arasında doğal bir biçimde kullanılmaktadır. Tarihin başlangıcından itibaren bugüne dek telepatiyi görmek mümkündür, ancak yazılı kayıtların hepsinde çok farklı zamanlara rastlayarak ortaya çıkar.

Telepatinin Tarihçesi :
Kökeni çok eski zamanlara, dayanan telepatinin o çağlarda insanların, telepatik yeteneklerini günümüze dek çok daha iyi kullandıklarına dair çeşitli teoriler mevcuttur. Dünyanın sayılı parapsikologlarından biri olan, parapsikolojiye büyük emekleri geçen Duke Üniversitesi profesörlerinden Dr. Joshep B. Rhine, konuya İngilizce karşılığı olan Extra Sensory Perception yani Duyular Ötesi İdrak ismini vermiştir. Rhine, yaptığı çalışmalar neticesinde telepatinin bilimsel olarak da kanıtlanmasını sağlamıştır. Daha sonraki dönemlerde geliştirilen araştırmalar sonucunda olay Amerika'nın dışında, Rusya'da en ince ayrıntılarına kadar incelenmiştir ve de her iki ülkenin beraberce yaptıkları deneylerin neticesinde olay bilimsel olarak tam anlamıyla kanıtlanmış oldu.
Antik çağlara dönecek olursak, yani günümüzden iki bin yıl öncesinde telepati konusunun Aristo ve Çiçero tarafından da ele alındığını görmekteyiz. 1965 yılında yapılan bir seminerde olaylar dar bir çerçeve içerisinde alındı ve hedefine ulaşamadı. Fakat 1969 yılında Los Angeles'da yapılan bir başka seminerde ise son derece konuyla alakalı kararlar çıktı ve de ilginç gelişmeler yaşandı. Bu konferansta telepatinin rüyalara olan bağlantısı ve düşünce nakillerinde heyecanların etkileşiminin ne olduğu gibi pek çok konu işlendi. Sevindirici bir gelişim içinde, seminere katılan insanların hemen hepsi de profesör olmalarına karşın, konular hakkında da hiçbir şekilde itirazda bulunmamalarıydı.

Telepati Deneylerine Bir Örnek :
Atlantik Okyanusun'da 25 Temmuz 1959 tarihinde, Amerika'nın ilk olan atom deniz altısı Nautilius, on altı gün süren telepatik deneylere ev sahipliği yapmıştır. Deneyin bir uzantısı olan denizaltı da Teğmen Jones, özel bir kamarada alıcı durumunda, deneyin diğer uzantısı olan Kuzey Caroline Üniversitesi'nde ise öğrenci Smith Durham verici olarak hazır bulunmaktaydı. Durham, özel bir odada ve sıkı tedbirler altında, önündeki özel kutu içerisinde beş ayrı şekilden oluşan bin adet zener kartı ile deneyi başlatıyor ve de her geçen gün belli saatler dahilinde iki defa olmak suretiyle otomatik kart karıştırıcının karşı kısmına oturuyordu. Makine, Durham' ın önüne birer dakika aralıkla kart fırlatıyor, o da fırlatılan kartlar üzerine konsantre olmaya çalışıyordu. Teğmen Jones ise, Atlantik Okyanusu' nun yüzlerce metre kadar derinliğinde bu kartları bulmaya çalışıyordu. Tahmin ettiği şekilleri bir kağıda yazmak suretiyle kaptana teslim ediyor, kaptanda onları bir zarfın içerisine koyarak ağzını mühürlüyordu. On altı günün sonunda Nautilius' dan gelen kartlar araştırma merkezinin kasasındaki kartlarla karşılaştırıldığında ortaya çıkan netice oldukça şaşırtıcıydı; aynı tarihli kağıtlardaki işaretlerin dizilişinin sırası birbirini tıpa tıp tutuyordu. Başarı yüzde yetmiş oranında sağlanmıştı ve hiçbir şüphe götürür yanı yoktu Bu deney çok sıkı güvenlik önlemleri alınarak gerçekleştirilmişti.

Uzayda Bir Telepati Deneyi :
Amerikalı yetkililer, uzun bir süre sır olarak saklamalarına rağmen, astronotlarının uzayda gerçekleştirdikleri çeşitli deneyler yaptıklarını açıklamışlardı. Bu konu hakkında bilinen en önemli deney, Apollo-14 astronotları tarafından gerçekleştirildi. Öğle bir olaydı ki, bu yolculuk esnasında NASA' dan verilen telepatik bir şifreyle, yörünge değişikliğinin yapılması bile sağlanmıştır. 31 Ocak - 9 Şubat 1971 tarihleri arasında Apollo-14 Kaptanı E.D. Mitchell dört ayrı kişi ile telepati deneyleri yaptı. Bu deneylerin ikisi gidiş esnasında, diğer ikisi de dönüş esnasında gerçekleştirildi. Bu deneyler esnasında standart telepati kartları kullanandı, her bir karta konsantre süresi olarak birer saniye verildi. Bu telepatik kart işlemleri tam olarak yirmi beş kez uygulandı ve sonuç pozitifti.