Yeni Baslayanlar İçin Astral Seyahat
ASTRAL SEYAHAT NEDİR
Bedenimizi belirli bir süre
terk ederek çeşitli yerlere düşünce hızı ile
gidip, gittiğimiz yerlerde meydana gelen olayları izleyebilmemiz
mümkündür. Şuurumuzun bedenimizin dışına yansıması yada diğer bir tanımla,
şuurluk alanımızın genişleyerek beden dışına taşma olayına Astral Seyahat veya
Suur Projeksiyonu adı verilir.
Bu yansıma fiziki evrenin her hangi bir noktasına olabildiği gibi, fiziki
evrenin ötesindeki ortamlara da olabilmektedir. Diğer duylar dışı
algılamalarımızda olduğu gibi aslında hepimizde bu yetenek vardır. Fakat
hepimiz bu yeteneğimizi kullanamayız.
Astral Seyahat Herkes Tarafından Yapılabilir mi?
Özel metotlarla bu yeteneğimizden yararlanabilmemiz mümkündür. Ancak
bıkmadan, usanmadan, büyük bir sabırla üstünde çalışılması gerekebilir. İlk
denemelerinde bu tecrübeyi yaşayabilenler olmuşsa da, genellikle uzun süre
üstünde çalışılması gerekebilir. Bu çalışmada başarı elde edip edememeniz
tamamen size bağlıdır. Özellikle deney öncesi sağlamanız gereken şartları tam
anlamıyla yerine getirebilirseniz, başarısızlığa uğrama şansınız oldukça
azalacaktır.
Özel çalışmalarla gerçekleştirilebilmekte olan Astral Seyahat, hiç bir çalışma
yapmadan bazen kendiliğinden de yaşanabilir. Dünya üzerinde birçok insanın
başından böyle bir tecrübe geçmiştir.
Kendiliğinden meydana gelen olaylarda genellikle bu ayrışma uyku sırasında
gerçekleşir. Uyumakta olduğu bir sırada kendini bedeninin dışında hatta
bedenini yukardan seyrederken bulan insanların sayısı bir hayli fazladır. Bu
tür bir olayla karşılaşan bazı kişiler, bu konuda yeterli bilgiye sahip
değilse, kendinde psikolojik dengesizliklerin başladığı endişesine kapılarak, bu
olaydan hiç kimseye söz etmeme yolunu seçmektedir. Oysaki bu, herhangi bir
rahatsızlık belirtisi değil, parapsişik bir yeteneğimizin kendiliğinden ortaya
çıkmasıyla meydana gelen bir tecrübedir.
Astral Seyahat Sırasında Yaşananlar!
Astral Seyahat sırasında
bedenin değişik yerlerinde seğirmeler, kulakta
çınlamalar ve tam ayrışma anında ise, çatırdama yada buna benzer bir takım
sesler duyulabilir.gayet dogaldır..
Astral Seyahat
Tehlikelimidir
Astral seyahet tehlikeli
degildir.En azindan simdiye kadar böyle bir
durumun yasandigina dair bir bilgi yoktur.Obe esnasinda bedeniniz güven
içerisinde yatakta yatiyor oldugu için hiç olmadiginiz kadar
güvendesinizdir.Beden disinda iken gümüs kordon olarak adlandirilan bir ip
ile yataktaki bedeninize baglisinizdir.Ölüm hali gümüs kordonun kopmasi
halidir,eger gümüs kordon koparsa bir daha bedeninize dönemezsiniz.Bu
kordonun kopmasi ancak ve ancak normal ölümlerle ,trafik kazasi hastalik
vs gibi durumlarda meydana gelir.Astral seyahet esnasinda gümüs kordonun kopmasi
ve tekrar bedene dönememek gibi bir durum sözkonusu degildir. Tam aksine beden
disina çikabilmek o kadar da kolay degildir.Yani ilk denemenizde ya geri
dönemezsem diye korkmayin.Siz bu tip gereksiz
korkulari düsünmek yerine nasil yaparda daha fazla disarida
kalabilirimin
yöntemlerini arayin.Geri dönmek bir anda oluveriyor önemli olan çikmak ve
bazilarinin yaptigi gibi disarida uzun süre kalabilmektir.Astral seyahetin
en önemli tehliklesi günlük islerinizi bir tarafa birakip hele bir astral
yolculuk yapayim ondan sonra her sey farkli olacak ,dünyaya farkli bir
açidan bakacagim diye düsünmektir.Bu tip düsüncede olan insanlar yillarca
denemelerine ragmen hem beden disina çikamadiklari gibi yapmalari gereken
islerini de ihmal ederler.Bu durum ise gümüs kordonun dahada gerginlesmesine
neden olur.Sonuçta vakitlerini bosa geçirir hiç bir sey elde edemezler.Dogru
bildigi gibi yasayan , kimseden çekinmeyeden
düsüncelerini açikça söyleyebilen insanlar daha mutlu ve saglikli
olduklari için astral seyahet apmaya daha müsaittirler.Bunun tam tersi
durumda olan korkulari yüzünden kendini engelleyen ,elestirilme korkusu
ile bildiklerini pratige dökemeyen insansanlar için astral seyahet yapmak
imkansiz olmasada oldukça zordur.Bu nedenle önce aksayan sorunlarin
giderilmesi daha sonra astral seyahat girisimlerinde bulunulmasi akla daha
yatkindir.
Astral Dünya Kademeleri
DÜNYAMIZ
İçinde bulundugumuz saat ve tarih dilimidir. Düşünce hızıyla hareket
edildiğinden bir yerden bir yere gitmek saniyeler alır. Bu tip astral
ayrılmalarda yaşanan olaylar ve görülen şahıslar gerçektende o anda
yaşanmakta olan şeylerdir. Örneğin uzaktaki bir yakınınızı düşündüğünüzde bir
anda kendinizi onun yanında bulabilirsiniz. Eğer yanına gittiğiniz insanın
psisik güçleri ilerlemişse, geldiğinizi anlayabilir.Astral ayrılma ile
bulunduğumuz zaman diliminde gezebildiğimiz ve her şey düşünce hızına bağlı
olduğundan, daha fazla yükseklere çıkıp gezegenler arası astral seyahat yapmak
olasıdır. Fakat bunu yapabilmek için bedenimizi astral bedene bağlayan kordonu
gevşetebilmek gereklidir. Bunu yapabilmek için ise
astral deneyimlerimizin oldukça fazla olması gereklidir.
DÜŞLER BÖLGESİ
İlkel dinlerden günümüze kadar gelmiş tüm dinlerde de varliği kabul
edilen, insanın yalnızca rüyalarında gidip gezebileceği bir düşler dünyası
vardır. Bazı inanışa göre cinler bu bölgede yaşamaktadır. İnsanın
korkularıyla yada düşünceleriyle yüzyüze kalabileceği tek yerdir. Herşey
düşünce hızına dayalı olduğundan, korktuğunuz herhangi bir şey aklınıza
geldiği anda onu karşınızda bulabilirsiniz. Ama korkacak bir şey yok çünkü
aklımıza gelipte vücut bulan herşeyi o anda yok olduğunu düşünerek ondan
kurtulabiliriz. Bu dünyanın bir değişik özelliği ise kendinizi
olduğunuzdan çok daha farklı olarak görebilmenizdir. Farklı bir insan,
hatta farklı bir yaratık...Günlük hayatta tasarladığınız ve hayata
geçirmeye çalıştığınız her düşünceyi orada kontrol edebilirsiniz. Bir nevi
düşüncelerinizin bedenlendiği bir yerdir.
PARALEL EVRENLER BÖLGESI
Zaman içinde yolculuk yapılabilen tek yerdir. Kim bilir belki de
yaptığımızı zannettiğimiz fakat düşler dünyasından öteye geçemediğimiz bir yer
de olabilir. Paralel evrenler bölgesinde gördüğümüz yerler
bulunduğumuz dünya ile çok benzerlik gösterir hatta rüyalarımızda görüpte
(evimizi gördüm ama daha farklıydı) dediğimiz bazı görüntüler, rüya sırasında
paralel evrenler bölgesinde gördüğümüz yerlerdir. Bu bölgede kendimizinkine
benzettiğimiz farklı insanların hayatlarını inceleme
fırsatımız vardır. Kendi hipnoz deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim ki
hipnoz ile yapılan astral ayrılmalarda gidilen yer, içinde bulunduğumuz
dünya değil paralel evrenler bölgesi olma ihtimali yüksektir.
Fiziki Beden
Terkedilebilir
Kendimizi o kadar çok fiziki bedenimizle bir görmeye alışmışızdır ki, onu
geçici bir süre de olsa terk etmek fikri bile bazılarımıza garip duygular
verebilir... İnsanı sadece fizik bedenden ibaret görenler ya da ısrarla böyle görmek
isteyenler için bu yeteneğin olması büyük bir talihsizliktir!... Çünkü bu
yeteneğimiz bizim sadece fiziksel bir yapıya sahip olmadığımızın en büyük
kanıtlarından biridir.
Çok eski çağlardan günümüze kadar hemen tüm toplumlarda Astral Seyahat yapabilen
kişiler çıkmıştır.
Günümüzde yapılan laboratuvar deneyleri ise, bizlere son derece ilginç ve adeta
elle tutulur bazı sonuçlar vermiştir. Ölmekte olan hastalar tartılmış,
terlemenin getirdiği kayıplar göz önüne alınmış ve kaydedilmiştir. Ölüme doğru,
saatte 28 gramlık toplam hafifleme izlenmiştir. Ölüm gerçekleştiğinde ise, bir
anda beden 21 gram hafiflemiştir. Ayrıca birçok ölüm anı fotoğraflarında,
bedenlerin üzerinde bulutumsu görüntüler belirmiş hatta bunların bir kısmı
fotoğraflarla da belgelenmiştir... Demek ki, vücuttan dışarı çıkan bir şey
vardır. O şey gerek ölüm, gerek normal uyku, gerekse astral ayrılma anlarında
fizik bedeni terketmektedir.
Benliğin ve bedenin birbirinden ayrılması; bazen uykuda, bir baygınlık ya da
ağır bir hastalık anında da ortaya çıkabilmektedir. Böyle bir olayla karşılaşan
birçok kişi bedenini yukarıdan seyredebilmektedir. Bazıları kendilerini bir
bulut olarak tarif etmişlerdir. Bu da bedenden dışarı çıkan birşeylerin
olduğunun en büyük kanıtlardından biridir. Bir kısmı da bedenlerine göbekbağına
benzer ışıltılı bir bağla bağlı olduklarını anlatmışlardır. Ayrılma olayını
yaşayan kişi genellikle çok mutludur ve hafiflemiştir. Duvar, kapı gibi bütün
katı engellerden rahatça geçebilir. Bazı olaylarda astral seyahat yapanların,
ölmüş yakınlarıyla karşılaştıkları da görülmüştür. Fiziki hiçbir eşyaya veya
yakında bulunan bir başka kişiye temas edilememektedir.
Olayın başında ve sonunda hissedilen temel duygular, bir boşluğa doğru düşüş ve
felç olma hissidir. Bu iki duyguyu herkes yaşamıştır. Özellikle uykuya geçiş
anlarında bir boşluğa düşüş duygusu ve arkasından gelen müthiş bir korku
hepimiz için tanıdıktır. Hatta bazen hareket etmek isteriz ama bir türlü
edemeyiz, sanki elimiz ayağımız bağlanmıştır.... Bir güç bizi engellemektedir...
Yani bedenimiz benliğimizi dinlememektedir. Bunun sebebi astral bedenimizin
fizik bedenimizle olan irtibatının o anda zayıflamış olmasıdır. Halk arasında
genellikle bu tür hareketsiz kalma durumlarına kara basan geldi insanı etkisiz bıraktı gibi yorumlar
yapılmaktaysa da, bu olayların kara basanlarla falan hiç bir ilgisi ve alakası
yoktur.
Astral Beden ve Aura
Potansiyel enerjisinin ancak % 10'luk bir kısmıyla varlık bu dünyada
yaşarken, şuurunun da tamamım değil sadece % 10'luk daraltılmış kısmım
kullanabilir. Dolayısıyla sahip olduğu pekçok ruhsal yeteneklerini bu dünya
yaşamında kullanamama durumuyla karşı karşıya kalır. Bütün bunların sonucu
olarak, kendisini sadece bedenden ibaret bir varlık olarak görme yanılgısı
içine dahi düşebilir. Oysa ki ben dediği bilinci asıl ruhunun sonsuz
imkanlarından sadece ama sadece çok küçük bir kısmıdır...
Şuurun toplandığı birden fazla merkez vardır ki bunlardan bir tanesi, çok eski
devirlerden beri astral beden ya da esiri beden olarak isimlendirilmiştir.
Belirli sinir merkezlerine bağlı bulunan, bir nevi seyyal enerjetik maddeler
toplamıdır da diyebiliriz bu astral bedene...
Bu enerjetik bedenin fiziki bedenle irtibatından doğan bir ışınım vardır.
Mavimsi gri renkteki bir dumana benzer görüntüsü olan bu ışınımı, bazı medyomik
hassasiyete sahip insanlar görebilmektedir. Bu ışınım hareketi; fiziki bedenin
her yerinde, çeşitli renklerde kendini gösterir. Biyomanyetik bu enerji alanına
hepimizin bildiği gibi Parapsikoloji'de "Aura" ismi verilir.
Anlayışımızı kolaylaştırmak için fiziki bedeni bal peteklerine benzetecek
olursak, söz konusu enerjetik astral bedenin bu petekleri dolduran bir akışkan
olduğunu söyleyebiliriz...
Belirli bir şekli olmayan bu maddeler topluluğu, varlığın düşünceleriyle
istenilen bir görünüme sokulabilir. Hayalet gördüğünü iddia eden insanların
gördükleri şey aslında işte bu astral bedenin çeşitli şekillere bürünmüş
halidir... Yani hayalet denilen şey ruhun görüntüsü değil, ruhsal enerjinin
şekillendirdiği astral bedendir.
Dünyanın birçok ülkesinde bu konuyla ilgili çalışmalar, 1960'lı yılların
sonlarına doğru önemli sonuçların alınmasına yol açmıştır. Hatta ruhsal bir
enerjinin varlığım kabul etmeyen ve materyalizmin kalesi olan eski Demirperde
Ülkeleri'nde bile...
Örneğin; 1968 yılında Çekoslavak ve Bulgar bilimadamları dünya kamuoyuna ortak
bir açıklama yaparak; bitkiler ve hayvanlar da dahil olmak üzere, tüm canlı
varlıkların sadece atom ve moleküllerden meydana gelen fiziki bir bedenlerinin
olmadığını, fiziki bedenin eşi olan bir enerji bedenin de mevcut olduğunu
keşfettiklerini ilan etmişler ve bu bedene de "biyolojik plazma
bedeni" adını vermişlerdi...
Astral Bedenin Fizik Bedenle Olan İrtibatı
Fiziki ve astral bedenler oluşumlanndaki maddeler açısından birbirlerinden
çok farklı olup, fiziki beden fiziki plana, astral beden de astral aleme aittirler.
Şuur kütlesi, fiziki bedende toplandığı zaman, sadece fiziki alemi fark
edebilmekte, astral alemi algılayamamaktadır. Şuur kütlesi astral bedende
toplandığı zaman ise sadece astral alemi farkedebilmekte, fiziki alemi
algılayamamaktadır. Öyle görünmetedir ki, belirli şartların oluştuğu özel
durumlarda, bu iki halin arasında, iki planın da kısmen algılanabildikleri
diğer haller de mevcuttur.
Bu hallerin yaşanmasına en önemli etken hepimizde bulunan fakat hepimizde su
üstüne çıkmayan Durugörü, Telepati, Astral Seyahat, Psikometri ve benzeri
Duyular Dışı Algılamaları'mızdır.
İşte Astral Seyahat da özellikle ruhsal dünyanın gizemli kapılarını aralamada
önemli işlevlerde bulunmuştur. Örneğin ruh ve beden ilişkisinin nasıl
gerçekleştiğine dair önemli ipuçlarının yakalanmasına sebebiyet vermiştir.
Kendiliğinden ya da belirli metodlarla astral seyahati gerçekleştirmiş olanlar,
astral bedenin fiziki bedene bir kordon ile bağlı olduğunu farketmişlerdir.. Bu
olağanüstü tecrübeyle karşılaşanlar kordonu genellikle şu şekilde tarif
etmişlerdir:
"Elastiki bir ip, elastiki bir kablo, bir ışık sütunu, gümüş
renginde bir ışık, duman gibi kordon, esrarengiz bir tesir akımı
vs.."
Genellikle bu kordona Parapsikoloji'de "gümüş kordon" denir. Astral
Seyehat sırasında ne kadar uzaklara gidilirse gidilsin bu kordonun kopması
mümkün değildir. Bu kordon geniş bir frekans aralığında korkunç bir hızla dönen
ve titreşen moleküller kütlesidir.
Fiziki bedenden dublenin ayrışması esnasında; bu ayrışmanın niteliğine bağlı
olmak üzere, şuurumuz ya bu duble vasıtasıyla sadece fiziki sahalara nakledilir
ya da şuurumuz yavaş yavaş astral sahalara doğru kaymaya başlar.
--------------------
Astral Seyahat
Tekniklerine Giriş
Pratik Astral Seyehat tekniklerine geçmeden önce deney öncesi sağlanması
gereken çok önemli şartlar vardır. Ve hemen belirtelim ki, bu şartlar yerine
getirilmeden, Astral Seyahat yapılabilmesi mümkün değildir. Deney öncesi
sağlamanız gereken şartları yerine getirebilirseniz; çalışmanızda elde
edeceğiniz başarıya %60 yaklaştınız demektir.
İlk olarak uygun bir yer seçimiyle çalışmaya kendinizi hazırlayın. Herkes
yattıktan sonra odanızda bu çalışmayı yapabilirsiniz. Üzerinizde sizi rahatsız
etmeyecek, sizi sıkmayacak bir elbise olmasına dikkat edin. Odanız ne çok
soğuk, ne de çok sıcak olmamalıdır.
Evdeki diğer insanları, özel bir çalışma yapacağınızı ve sizi kesinlikle
rahatsız etmemeleri konusunda uyarın. Bedeninizden ayrıldığınızda, herhangi bir
kimsenin yanınıza gelmesi sizin bedeninize ani dönmenize sebebiyet verebilir.
Bu konuda dikkatli olun.
Eğer herhangi bir sebepten dolayı, ani geri dönüş yaparsanız, yatıp uyumak
yapılacak en iyi şey olacaktır. Böylelikle astral bedeniniz uyku esnasında
kendiliğinden ayrışıp tekrar fizik bedene geri döneceği için, az Önceki ani
girişin olumsuz etkisi kendiliğinden kaybolacaktır.
NİYETİNİZ
Bu çalışmalara başlamadan önce, konunun ciddiyetini fark etmek çok
önemlidir. Niyetinizi önceden belirleyin...
Bu tür bir deneyi gerçekleştirmek istemenizin sebebi olarak; diğer insanlara
hava atmak, diğer insanlara karşın üstünlük sağlamak gibi düşüncelerinizin
şuuraltınızda olup olmadığını çok iyi tespit edin... Eğer böyle bir düşünceye
sahipseniz bu çalışmaya hiç başlamamanız sizin açınızdan daha yararlı
olacaktır. Çünkü bu tür negatif düşünceler negatif tesirleri üzerinize çeker ve
başarınızı olumsuz yönde etkiler.
Ayrıca bu tür negatif enerjiler arzu edilmeyen sonuçlarla karşılaşılmasına
sebebiyet verebilir. Bu çalışmaya sizi yönlendiren etken bu tür bir isteğin
sonucuysa, Astral Seyahat deneyinde başarı elde etseniz bile, bedeninizden
ayrıldıktan sonra serbest hale gelen şuuraltınıza negatif enerjilerin birikmesi
sonucuyla karşılaşabilirsiniz. Bu da sizin psikolojik ve fizyolojik dengenizi
olumsuz yönde etkileyecektir.
DENEY HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ ,
Her şeyden önce arzu edilen başarıya ulaşabileceğinizden emin
olmalısınız. Başarıya olan inancınız ve konsantrasyonunuz sizi başarıya hızla
yaklaştıracaktır. Buna karşı her türlü tereddütleriniz sizi başarıdan
uzaklaştıracaktır. Bu çalışmada başarı elde edemeyeceğinizi düşündüğünüz
müddetçe, Astral Seyahat yapabilmeniz mümkün değildir. Çünkü Astral Seyahat
tamamıyla düşüncelerinizin konsantrasyonuyla yapılabilecek bir çalışmadır... Ve
kesinlikle unutmayınız ki, bedeninizi terk ettiğiniz andan itibaren bütün
hareketlerinizi düşüncelerinizle yönlendireceksiniz. Düşünceleriniz, bu
çalışmanızın başlangıcından sonuna kadar çok önemli bir fonksiyon görecektir
Her alanda olduğu gibi, bu alanda da; itimatsızlık, şüphe, korku endişe gibi
duygular her türlü isteklerinizin gerçekleşmesine engel olurlar. Buna karşılık
olumlu, yapıcı düşünceleriniz sizin en büyük yardımcınız olacaktır.
Unutmayın! İstediğinizi yapabileceğinize kuvvetle inandığınız andan itibaren
başarıya çok yaklaşmış olacaksınız. Aslında bu durum, Duyular Dışı
Algılamalarımız'la ilgili bundan sonraki yapacağımız her alandaki
çalışmalarımızda önemli bir yer işgal eder... Ancak Astral Seyahafda bu bir kat
daha fazladır....
İÇ HUZURUNUZ
Bu deneyi gerçekleştireceğiniz gününüzün, sakin ve huzur içinde geçirilmiş
bir gün olmasına dikkat etmelisiniz. O gün birisiyle aranızda sizi
sinirlendirecek şekilde bir münakaşa olduysa, aynı günün akşamında deneye
girişmekte fayda yoktur. Bu sinirlilik hali konsantrasyonunuzun bozulmasına
sebebiyet verebileceği için başarınızı engelleyecektir... Bu yüzden deneyci,
deney günü huzur içinde olmalıdır. Hareketlerine çok dikkat etmeli ve huzurunu bozabilecek olaylardan uzak
durmalıdır.
Konsantrasyonunuzu bozacak, düşüncelerinizin belli bir noktaya odaklamanıza
engel olacak, zihninizin dağılmasına sebebiyet verecek her türlü iç
sıkıntılarınızdan uzak bir zihin haliyle bu çalışmaya başlamalısınız. Bu da
gerçek anlamda bir iç huzuruyla yakalayabileceğiniz bir haldir... Hiç değilse
çalışmaya başlamadan birkaç saat önce tüm sorunlardan arının... Streslerden
kurtularak istenen hale kendinizi sokabilmek için "Gevşeme
Egzersizlerinden yararlanabilirsiniz...
KORKULARINIZ
Deneyci korku hissini mutlaka
yenmek zorundadır. Bu çalışmalarda sizlere en büyük engel: Korkularmızdır...
Korkularınızı yenemediğiniz müddetçe bu çalışmada başarı elde etmenize imkan
yoktur. Çünkü korku hissi derhal bedeninize geri dönmenize sebebiyet verir.
Heyecanlanmanıza ve korkmanıza bu çalışmalarda hiç bir gerek yoktur. Ancak
korkmanıza gerek yoktur demekle, korkunun ya da heyecanın ortadan
kaldırılmasının mümkün olamadığını da biliyoruz. Korkunuzun ya da heyecanınızın
yenilebilmesi bu konulardaki teorik ve pratik bilgilerinizin artmasıyla mümkün
olabilecektir.
Korkunun temelinde; bilgisizlik vardır... Bu nedenle korkumuzu yenebilmeniz
için yapılacak tek şey; bu konuyla ilgili bilginizi artırmaktır... Böylelikle
korkulacak yegane şeyin korkunun kendisinden başka bir şey olmadığını gerçek anlamda
farkedebileceksiniz. Bunu gerçek anlamda farketmeden korkularınızı,
endişelerinizi ve heyecanlarınızı yenebilmeniz mümkün değildir.
BEDENİ ŞARTLAR
Bedeninizin Pozisyonu
Bedeninizin çok rahat bir
şekilde olması gerekmektedir. Burada bedenin en rahat pozisyonu uzanma halidir.
Bedenin rahat olması, dikkatin dağılmaması, sakinlik devresine kolayca
erişebilmeniz bakımından önemlidir. Bu yüzden, fiziki bedeniniz en rahat olacak
şekilde uzanınız. Bacaklarınızı çapraz yaparak kanın damarlardaki dolanımına
engel olmayınız. Aksi takdirde tecrübenizin bitiminde rahatsızlık hissi
duyabilirsiniz. Ellerinizi vücudunuzun yanına koyunuz. Başınızın altında da bir
yastık olmalıdır.
Beslenme ve Sağlık Durumunuz
Çalışma saatinden hemen önce hiç bir şey yemeyiniz. Normalin üzerinde yemek
yemek tecrübelerinizdeki başarınıza engel teşkil eder. Aç kalma çoğunlukla
dublenin serbest kalmasına yardım eden bir unsurdur. Sebze ve meyve türü
yiyeceklerle o gün beslenmiş olmanız, çalışmanızda size yardımcı olacak
unsurlardandır. Aşırı olmamak kaydıyla sıvı alınan gıdalar faydalıdır. Mütevazı
bir yemekten 3-4 saat sonra denemeye başlanabilir.
Bu çalışmaya başlamadan önce kesinlikle anestezik ilaçlar, alkol ve her türlü
uyuşturucu ya da uyarıcı maddeler alınmamalıdır. Bedeninizin sağlıklı olması
çok önemlidir. Eğer vücudunuzun herhangi bir yerinde ağrı, sızı varsa,
düşüncelerinizi konsantre edemezsiniz. Kalbinizle ilgili herhangi bir
rahatsızlığınız varsa, kesinlikle bu çalışmayı yapmayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder