25 Temmuz 2013 Perşembe

FARKINDALIK


FARKINDALIK


neden sana bağıranlara cevap vermek zorunda hissedyorsun kendini? çünkü sana öyle öğrettiler.senin programına çocukken ailen ve çevrendekiler ekledi bunu.sana sana bağırana çiçek ver diye öğretselerdi öyle yapacaktın.çünkü o program egonun kendisi.egoyu ancak bu programa karşı gelerek , tam tersini yaparak yenebilrsin.

ego olmadan yaşayamazsın.

bizim burdaki amacımız ego şu an zihninizin yüzde 80 ini ele geçirmiş durumda ve sizi o yönetiyor.sadece bilinçle yaşanmaz.egonun bu yüzde 80 ini yüzde 10 lara indirirsen yani kontrolü sen ele geçirirsen o zaman egoyu sen yönetirsin.amacımız yönetimi ele geçirmek.egoyu sen yönettiğinde onunla faydalı şeylerde yapabilirsin.

bakın insanlar FARKINDALIĞI başarınca cami imamı filan gibi olucağını sanıyorlar.alakası yok.bana bakın ne kadarda ukalayım =) hiçbirşey olmuyor siz yine aynı siz oluyorsunuz.sadece birşey mi düşünceksiniz önünüze windows penceresi çıkıyor aynen şöyle;

"Annene cevap vermek ve ona bağırmak istediğinden emin misin"
Evet Hayır

birini tıklıyor ve devam ediyorsun.

Hadi ama farketmedinizmi artık sinirleneceğinizi yanlış yapacağını önceden görebiliyorsunuz.Eskiden göremiyordunuz yaptıktan sonra iş işten geçtikten sonra özür diliyerek tedavi edeceğinizi sanıyordunuz.

Sen istediğin herşeyi yapmakta özgürsün.İstersen tepki verirsin kızarsın.Ama bu tepkiyi ego istediği için değil SEN istediğin için verirsin.

Ben diyorumki "kendinizi bilin" kendiniz olun.İsterseniz yine küfür edin yine kızın.Ama siz yapın.Bir başkası sizi yönetmesin.

Eminim yukarıdaki windows penceresi gözünüzün önüne geldiğinde hayırı seçeceksiniz.Çünkü onlar bilmiyorlar,bilseler yaparlarmıydı diyeceksiniz.

Hasta olan insanların size tepki vermesine aldırış etmeyin.Bir ağaç gibi dimdik ve dingin olun.Boksör gibi tepkisizce durun.Rakibinizi dövdüğünüzde değil tepki vermediğinizde yenersiniz. 

yorum egonun işidir.sana doğru kelimeyi söyleyeyim.kitapların hepsini okuduğunda son konuda anlatılıyor bu sordukların.doğru kelimiye TESLİMİYET.teslim olman gerekiyor.her eyleme her duyguya.sen sanki ölmüşsün orda yoksun ruhunla ordasın sadece.manzara için cevap buydu.teslimiyet dinginliktir.ağaçlar dingindir.osho'nun örneğiyle cevap vereyim bir ağaç o kadar dingin ve tepkisizdirki sararn bir yaprağın bir ağaçtan düşüşünü izlerken ağacın ne kadar tepkisiz olduğunu görebilirsiniz.bir ağaç gibi orada varolman gerekiyor.tepkisiz ama orada olmalısın tam olarak.

nefesini izlemek sürekli uygulayabileceğin bir aktivite fakat neden takıldığını sana söyleyeyim.merkezlenemedin henüz.en üstte ilk mesajda içimizde bütün psişik güçlerimizi kontrol eden bir güç olduğunu ve onun hep bizimle varolduğunu söyledim.eğer merkezlenebilirsen o karnındaki çekilmeyi keşfedersen nefesini izlemek yerine artık 2. aşama olan kendini izlemeye geçeceksin.kendini izlemek şudur.bazı arkadaşların psiball diye anlattığı gerçekte bizim özümüz yani saf benlik , varlık olan enerjiyle bir bağlantı kurarsınız.bu bağlantıyı kurmak için sadece farkındalığın ne olduğunu bilmek yeterlidir.zaten farkındalık başarılacak birşey değildir.Herkes zaten farkında aslında sadece unutmuş ve egodan düşüne düşüne unutmuş oradan düşünmeyi.oradan düşünmek istediğinizde yani özünüzden (ilham,yaratıcılık) göbeğinizde bir gıdıklanma olur 10 saniye sonra.o gıdıklanma özünüzün devreye girdiğinin habercisidir.artık düşünürken egodan değil özünüzden düşünüyorsunuzdur.ve özünüzden düşündüğünüzde tanrısal yaratıcılık devreye girer ve kafanızdaki sorunun doğru cevabı verilir size.

kendimden bir örnek vereyim.farkındalığa ilk başladığımda sürekli nefesimi izledim ve hareketlerimi izledim.kulağım kaşınıyor elimi kaldırdım kulağıma götürdüm saçımı düzelttim ayağımı bir adım öne attım oturdum .... gibi . delirecek gibi oluyor insan ilk başta.fakat bir süre bir kez izlediğin bir şeyi bir kez daha izlemenize gerek kalmıyor.bilgisayar programı gibi düşünün sadece bir kez tanıtıyorsunuz o izlediğinizi sonra otomatik tanınıyor.otomatik olarak izliyorsunuz zaten.

hareketlerimi ve nefesimi sürekli izledikten sonra düşüncelerimi izlemeye başladım.tabi nefesimi izlemeyi henüz o zaman otomatikleştirememiştim. düşüncelerimi izlerken heh işte yakaldım seni diyordum egoya ve aynen senin dediğin gibi bir anda yokoluyordu.bu doğru birşey gibi görünüyor aslında.ama tam olarak doğru değilmiş bende ilerde anladım.doğru olan tepkisizlik.bakın ne oldu.

inat ettim hiç müdahele etmeden düşüncelerimi izledim.4 saat sürdü.ardı arkası kesilmedi.o kadar komiktiki size anlatamam 4 saat boyunca onu çaktırmadan izledim müdahele etmeden.ilkokulda hoşlandığım kızdan ünviersitede çektiğim kopyaya taksimde içip kustuğum günlere kadar ne kadar alakasız şey varsa hepsini arka arkadaya sıraladı sıraladı acı çektirmeye çalıştı bana.kız arkadaşımın beni aldattığını düşündürdü onu kanıtlamaya çalıştı ailemle ilgili şeyler ... binlerce.tam 4 saat.ve en sonunda gülme krizine girdim artık bu komediye dayanamadım.


bakın ne oldu =)

orda bana saatlerce gösterdiği şeyler artık aklıma gelmedi.halen de gelmiyor ve kıyamete kadar o acılar silindi.çünkü benim onun numarasını yemediğimi anladı ve artık onları düşündüremiyor bana.

demek istediğim aslında düşüncelerinizi izlemek BİR ZİHİNSEL TEMİZLİKTİR.zihnim temizlendi.

size tüm samimi kalbimle söylüyorum.6 ay önce kız arkadaşımın benimleyken (ki yakında evlenmeyi düşünüyoruz 2 yıl oldu) bir ara tartıştığımız dönemde bir başkasıyla mesajlaşmaya başladığını öğrendim.tamam onu hipnoz edip öğrendim.sonra ağladı beni aldattınmı dedim.ama daha sonradan öğrendimki mesajlaşmışlar sonra benle tekrar barışınca onunla bir daha görüşmek istemediğini söylemiş.

siz olsanız nasıl bir tepki verirdiniz =)

bakın farkında birisi nasıl tepki veriyor =)

ben o dönemde onu üzdüğümü düşündüm ve hatanın bende olduğunu ona gereken ilgiyi göstermediğim için böyle birşey olduğuna inandım.anında ego devreye girdi =) seni aldattı saçmalama ayrılmalısın ondan dedi.inanın sözlerimden yaş geldi o kadar kötü oldumki telefon açtım küfür edicektim tam nefesimi izledim ve dedimki bana mesaj atma özür dileme şu an iyi değilim sonra seni arayacağım dedim.ama kendimi zor tuttum.sonra düşüncelerimi izledim sırf o aptal düşünceler temizlensin diye.ve başardım.bakın şu an size bunları yazarken bile gülüyorum.en ufak acı duymuyorum.çünkü hafızamdan o acı silindi.çünkü ego beni burdan avlamayı denedi ama başaramadı.sonra onu aradım ve senden ayrılmayacağım seni çok seviyorum dedim.ve hatalarımı düşündüm.anladımki gerçektende onu ihmal etmişim bir süre haftada 2 kez aradığım oldu bazen bir kez.şimdi her gün arıyorum 10 dakikada olsa.haftada bir kez yanına gidiyorum ve çok mutluyuz.

demek istediğim hatayı bir insanın kendinde araması teslimiyetin işaretidir. Eğer siz başınıza gelen her kötü olayın , aslında ileride başınıza gelecek iyi bir olaya işaret ettiğine inanırsanız farkındalığı büyük çapta başlamışsınız demektir.


Teslimiyet nedir derseniz,teslimiyet hayatın akışına teslim olmaktır.Başınıza gelen herşeyin aslında ileride gelecek bir şeyle bağlantısı olduğuna inanmalısınız.Basit bir örnekle açıklayacak olursak koştunuz ama otobüsü kaçırdınız.Sakın sinirlenmeyin.Öyle olması gerekiyordur.Belkide o otobüse binseydiniz otobüsten indiğinizde karşıya geçerken size araba çarpacaktı.Bir sonraki otobüse bindiniz ve gideceğiniz yere gittiniz.Teslmiyet ANI KABULETMEKTİR.

Anı kabul ettiğinizde varlık size destek olur.Yaratıcılığınız (ilham) devreye girer.İstedğiniz (quantum olumlama kurallarına uygun olarak) herşey size bir süreç içerisinde verilir.Ama siz bu süreci anlayamazsınız.Birde bakmışınız olmuş.Ben kendimden örnek vereyim.Geçen yıl 11 ayımı kpss a sınavına hazırlanarak gerçirdim.herşeyi çok iyi öğrendim denemelere girdim dershaneye gittim.bir önceki yıl 80 yapmıştım bu yıl hedefim 90 yapmaktı ve kesin diyordum artık.Sonra sınava girdim ve sınav çok iyi geçti gibi geldi bana.Sonuçlar bir geldi 73 almışım.daha önceki yıl kitabı bile açmadan 80 almıştım.Ailem çok üzüldü tepki verdi bana nasıl olur dedi.Ben gülümsedim.Eğer dedim bu sınavı kazanamadıysam başıma ilerde daha güzel ve olumlama ile istediğim birşey gelecek dedim.Ve geldide.İnanın kaymakam olsam bu kadar sevinmezdim.çok başarılı bir ithalat işi kurdum.Bir anda aklıma geliverdi.ve inanın kimsenin göeremeyeceği ve düşünemeyeceği yüksek kar bırakan bir iş.

Sonra gülümsedim dedimki evet.Ben ne istemiştim?

Kpss yi kazanıp kaymakam olmakmı , yoksa güzel bir gelirimin olmasını ve iyi bir evliliğimin olmasını mı.

ikinciyi istemiştim.demekki sınavı kazanarak mutlu olmayacaktım.bu yol benim yolumdu.Ama Gaybı yani geleceği Allah'tan (varlık,tao,rab,öz,bilinç,sınırsız güç neye inanıyorsanız onu söyleyin) başkası bilemez.Bu yüzden düşünmek ne işe yararki.

Belkide yolda ayağınız takılıp düşüceksiniz size birisi yardım edecek iyimisiniz diye ve sonra onunla bir iş yapacaksınız ve hayatınız değişecek.Eğer herşeyin mümkün olduğuna inanıyorsanız TESLİMİYETE DE inanın.

* Farkındalık bir şey yapmaya çalışmak değildir.
* İyi bir insan olmaya çalışmak değildir.
* Hareketlerine çeki düzen vermeye çalışmak değildir.
* Kibar olmaya çalışmak sakin olmaya çalışmak da değildir
FARKINDALIK SADECE VE SADECE NORMAL YAŞANTINIZA DEVAM EDERKEN YAPTIĞINIZ HERŞEYİ İZLEMEYE ÇALIŞMANIZ VE ŞAHİT OLMANIZDIR.
Hırsızlık yapıyorsanız yaptığınız hırsızlığı izlersiniz. “Şu an hırsızlık yapıyorum” . Cinayet işliyorsanız “Şu an cinayet işliyorum”. Birini seviyorsanız “Şu an birini sevmeye başlıyorum” ya da biriyle tartışıyorsanız “şu an arkadaşımla tartışıyorum” diyebilmektir. Elbette bunu diyebilmek için kendimize sanki dışarda bir kamera varmış da oradan bakıyormuş gibi tepkisiz ve yorumsuz izlemeliyiz.


Unutmayın farkındalık uygulamaları ile amacımız ;

- Yorum (insanlar veya olaylar hakkında yorum yapmak)
- Önyargı (insanları veya olayları yargılamak)
- Kendinden ve sevdiklerinden bahsetmek (Sana Sorulmamasına Rağmen )
- Sana sorulmadan konuşmak (Ben burdayım demeye çalışmak , Kendini Kanıtlama çabası)

Bu dört olguya suçüstü baskın yapabilmek amacıyla (tam bu olguları yaparken) dışardaki kameradan kendimizi izleyip;

- Hop ne yapıyorum ben? Bunu yapayı ben istemedim ki?

Deyip bizi kontrol eden mekanizmanın bize neler yaptığına şahit olmak ve her yakaladığımızda enerji toplamaktır. Bu topladığımız enerjiler ile de Kuantum mekanizması sayesinde isteklerimizi gönderip hayatımızın yönetimini tamamen ele almaktır.

Burada en önemli husus “BİRŞEY YAPMAYA ÇALIŞMAMAMIZDIR”

Hayatımız nasıl devam ediyorsa aynen öyle devam edecek. Rutin bir günümüzü yaşayacağız. Yine sinirleneceğiz yine kavga edeceğiz yine tartışacağız yine önyargılı davranacağız yine insanlarla dalga geçeceğiz yine geçmişten hatıralar gözümüzde canlanacak ve üzüleceğiz. Tek fark bunları kamaraya kaydedermişcesine tarafsız bir gözle dışardan izleyip şahit olacağız.
Sonrada kontrolsüz davranışlarımıza şahit olup “GÜLÜMSEYECEĞİZ” ve “YAKALADIM İŞTE FARKINDAYIM KONTROLÜ KAYBETMİŞTİM “ diyeceğiz.

Bu şahitlik (tanık olmak) bizim neler yaptığımızı FARKETMEMİZİ sağlayacak. Farkındalık bir oyun gibidir. Sadece kendi yaptığımız hareketleri, düşünceleri duyguları ve ağzımızdan çıkanları izleyip kaç tanesini farkında olarak yapıyoruz kaç tanesini yapmıyoruzu tespit edip puan toplamak gibidir.

Yakaladığımızda 1 puan alacağız. Kaçırdığımızda ise “Tüh kaçırdım dersek” 5 puan kaybedeceğiz. Fakat kaçırdığımızda “pişman olmak yerine” sadece “gülümser isek” ve bu kaçırmanın bizim için daha da güzel olduğunu anımsarsak 10 puan alacağız.

Evet oyunumuzun kuralları kısaca bunlar. Farkındalığın temel mekanizması pişman olmamaktır. Çünkü bu evrende her şeyi aslında siz düşüncelerinizle ve ağzınızdan çıkanlarla oluşturuyorsunuz. Fakat bu süper gücünüz başka bir mekanizma başka tarafından kontrol ediliyor. Eğer bu mekanizmanın FARKINDA olursak ve kontrolü geri alırsak, işte o zaman bu evrende her zaman bizim istediklerimizin olduğuna da şahit oluruz ve isteklerimiz ile hayatımızın hakimi oluruz.

Farkındalık uygulamalarına ve eğitimine başlamadan önce çok önemli bir kuralımız var.

“BEN BUNLARI BİLİYORUM” dememek. Bu cümle sizi farkındalıktan daha çok uzaklaştıracaktır. Bu kitapta anlatılanlar bilinmesi veya bilinmemesi için yazılmış şeyler değiller. Bu kitap bilim kitabı değil. Sadece bir oyunu ve kurallarını anlatıyor.

Siz bunu söylemeden ben “HİÇBİRŞEY BİLMİYORUM” diyerek puanımı alayım. Yoksa “Kendini kanıtlama çabası” devreye girer ve golü yerim.

Farkındalık yapılan her işi atılan her adımı aklımıza getireceğimiz her düşünceyi ve duyguyu “farkında” olarak yapmaktır. Yani anda kalmaktır. Mesela çay içiyorsunuz. Sadece çay için. Eylemle bütünleşin. Çay bardağına dokunuyorsunuz elinizle alıyorsunuz yudumluyorsunuz midenize iniyor. İşte farkında olarak çay içtiniz. Farkında olarak yapılan eylemlerde düşünemezsiniz. Sadece anı yaşarsınız. Çay içme anını. İçtiğiniz en güzel çayı içtiniz.

Yürüyorsunuz. Farkında değilsiniz ne yaptığınızın. Çünkü farkında olmanız için durmanız gerekir. Ancak durduğunuz zaman yürüdüğünüzü fark edebilirsiniz. Bunu deneyin. Yolda yürürken birden on saniye kadar durun ve bekleyin sonra yürümeye devam edin. Bilinciniz tazelenecektir.

Hepimiz aslında içimizde bir öz enerjiye sahibiz. Doğduğumuzdaki saf ve temiz halimiz orada duruyor. Sadece üzerine sonradan yüklenen bilgiler çevresel kalıplar eklenmiş. O temiz ve saf halimizi artık kullanamaz hale gelmişiz. İçimizde bir noktada tüm bilgilerin kayıtlı bulunduğu bir merkezimiz var. O merkez bize zor durumlarımızda halen yardım ediyor. Tabi çok kısıtlı da olsa bunu fark edebiliyoruz. Birçoğumuzun yaşadığı bir örnek var. Arabayla giderken bazen yokuştan ineriz ve karnımız bir tuhaf olur, gıdıklanır gibi bir his yaşarız. İşte o his aslında size destek olan özünüzden gelir. Korku, panik ve heyecan halinde o enerjimiz devreye girer ve yönetimi devralır. Bir katil boğazımıza bıçağı dayadığında hiçbirimiz kredi kartı borcumuzu düşünmeyiz. O esnada oradan kurtulmaya ve o “an” a odaklanırız. O esnada da kontrol bizde değildir. Fakat kontrol o esnada “şeytanda” da değildir. Peki kontrol kimdedir? Bilim insanları buna “süper ego” adını vermişler. Ben buna özümüz ve gerçek benliğimiz diyorum.

Kriterlerden uzak, yorumsuz ve yargısızca sadece “ben” e odaklayan bir mekanizma. İşte o mekanizma tüm bilgilere sahip. O esnada aklımıza hiç gelmeyecek bilgileri hatırlayabiliyoruz ve düşünerek başaramayacağımız birçok şeyi başarabiliyoruz. İşte özümüzde kayıtlı olan bu sonsuz bilgi ve güce ulaşmamız için yönetimi geri alıp özümüze yani kendimize geri vermemiz gerekiyor. Peki bu nasıl olacak?

Bu bölümde aşamalar halinde bunu nasıl başaracağımızı anlatacağız. Aslında sürekli olarak aklımızdan düşünceler geçiyor. Hepsi gereksiz ve boş. Bütün enerjimizi bu gereksiz düşünce emiyor. Zihnimizin neredeyse yüzde sekseni bu düşüncelerle dolu. Bu yüzden yaptığımız işlerde dikkatimiz dağılıyor. Sınavlarda başarılı olamıyoruz. Okuduğumuzu anlamakta güçlük çekiyoruz hatalar yapıyoruz. Bu gereksiz düşüncelerden arındığınızı düşünün. Tertemiz bir zihniniz var artık. Bir kez okuduğunuzu anlıyorsunuz. Dikkatiniz dağılmıyor. Neye elinizi atsanız başarıyorsunuz. İçimizdeki bir virüs sanki bizim işlem hacmimizin yüzde seksenini ele geçirmiş ve bizim kullanmamıza izin vermiyor ve o yüzde seksenlik kısmı bize sürekli olarak geçmişten anılar ve gelecekten hayaller yaratmak için kullanıyor.

Bu süreçte yapmamız gereken şeyleri ele alırsak;

1) Kendimizi İzlemek
2) Düşünceleri izlemek
3) Duygularımızı izlemek

İzlemek aslında tanık olmaktır. Aslında her şey bir mucizedir. Fakat yaşamın bu döngüsüne sıradan olaylarmış gibi bakıp fark etmediğimiz için bu mucizeleri görmekte zorlanıyoruz. İzleme uygulamalarının hepsinde amacımızı enerji toplamak ve biriktirmek. Ne mi yapacağız bu topladığımız enerjileri? Kuantum bölümünde harcayacağız. İsteklerimizi ve geleceğimizi şekillendirirken kullanacağız. İleri de bu enerjimizi nasıl harcayacağımızı ve paylaşacağımızı detaylıca anlatacağız. Farkındalık uygulamaları bölümümüzde önce enerjiyi toplamayı başarıyoruz. Tüm uygulamalar otomatikleştiğinde ki bu durum 2-3 ay kadar zaman alabilir işte o zaman enerjimiz dolacak ve bize dolduğuna dair bir sinyal gönderecektir. Bu sinyale “merkezlenme” diyoruz. Bu konuya da ilerde detaylıca değineceğiz.

Farkındalık, dini bir öğreti değildir. Fakat dinler farkındalığa geniş yer vermiştir.

Farkındalık, sadece bir telkin yönetimidir. Aslında tüm dinler ve inanışlar farkındalığa işaret etmiştir fakat günümüzde dinlerin bu misyonu yerine daha çok ibadet esasları dikkate alınarak bu önemli noktaları unutulmaya başlamıştır. Burada kutsal kitaplardan yaptığımız alıntılar sadece bu konunun aslında yeni bir konu olmadığını göstermek içindir.

Kuantum sıçrama bir olumlamayı yaptığınızda hayatınızdaki kuant yolunun değişmesiyle başka bir kuant yoluna sıçramanızdır.Olumlamarı yaptıkça (herbirini 1 ay süreyle en az) hayatınızda ciddi sıçramalar göreceksiniz.Yaratcılığınız (İmgemele , yakında anlatacağım buna hayal panosu egzersizleride denilmektedir) artacak ve BAŞARACAKSINIZ istediğinizi.Böylece ilk 7 aşama tamamlanmış olacak.Sonra telekinezimi istiyorsunuz astral seyahatmi durugörümü buyrun yapın.önünüzde engel kalmayacak.


Farkettinizmi bilmiyorum ama sanki bir dine benziyor yazılanlar.Evet.Bütün dinlerin çıkış kaynağını öğrendiniz.Bütün dinler bu şablon üzerine kuruludur.Çeşitli kalıplarla bilinsizce uygulanır ve insanlar namaz kılıp allaha dua ettik ve başardık derler.sebepleri budur.Okunmuş su içerler (suya düşüncelerin etkisi) , oruç tutarlar (1 ay olumlama ulaşım süresi) tesbih çekerler dua ederler (şükretme olumlaması) namaz kılarlar (olumlama günde 2-3 vey 5 kez yapılır,yahudiler 3 vakit namaz kılar müslümanlar 5 vakit)
dinlerim ilk kuralı bir olan yaratıcıya inanmaktır (farkındalık)

işte size evrenin SIRRINI anlattım.

Buraya kadar gelmeniz için bekleyeceğim.2-3 aylık bir süreç gerekiyor.Süreci tamamlandığınızda BAŞARI gerçekleşince bu yazdıklarımı okuyunca güleceksiniz.Ben bunları zaten biliyordum diyeceksiniz.Hatırlama gerçekleşecek ve yaratıcılık paneli açılacak.O zaman yaratıclık yaratıcı imgeleme ve hayal panosu öğretilerine geçeceğiz.Astral seyahat,telekinezi ve duru görü zaten forumda anlatılmış.

Yaratıcılık ve imgeleme konusu biraz zordur.Buraya kadar olan kısmı tamamlamanız şarttır.

Farkındalık sahibi olmayı sağladıktan sonra artık kunatum kurallarına uygun bir yaşam biçimine sahip olduk.Bakınız yaratıcıdan bir şey istediniz.örnedğin " para sahibi olmak" . Siz bu isteğinizi söylediğinizde kuant yolladınız.Kuant yola çıktı.İşte o yoldayken egonuz devreye girecek ve bak olmadı işte zaten annen bababn sana kızıyor biranönce şöyle yapmalısın gibi kafanı karıştıracak ve kuantını engelleyecek hamlelerde bulunur.Bu sebeple önce FARKINDALIK öğrendik.Çünkü egoyu yenersek kuantımızın önünde bir engel kalmayacak ve direk yaratıcıya ulaşacak.O sınırsız güç , bizi yaratan bize istediğimizi verecek.Elbette sükredip , isyan etmezsek.İsyan etmek egoya yenik düşmektir.Olumsuz düşünmektir.

Olumlama nedir?

Olumlama dua etmektir.Dinlerde dua denen şey budur.Olumlama birşeyi düzenli olarka istemektir.İslamiyette namaz kıldıktan sonra tesbih çekilir.Aynı şey tekrar edilir 33 kez.İşte bu tekrar quant yolumuzun kapanmasını sürekli olarka engelleyecektir.

Olumlamalar belirli kurallara göre yapılır.Öyleki dinlerde bile örneğin islamiyette Allah kuran-ı kerim'de nasıl dua edeceğimizi bile anlatmıştır.Çünkü dua etmenin de bir kuralı vardır.Mesela hiçkimse allahım ahmetin işlerini batır benimkini düzelt diye dua edemez.olumlamanında kuralları vardır.

Dil, Realitemizi oluşturan en önemli araçlarımızdan birisidir. 21 gün - 1 Ay aralığında yapılan pozitif olumlamalar, içsel egomuzun ve inanışlarımızın yerini alarak yaydığımız titreşimleri değiştirecek ve hayatımızda realiteye dönüşücektir. Ayrıca, bilinçaltınızda yeni ve yapıcı düşünce şablonu oluşturmanızada yardım edecektir. İçinde bulunduğunuz maddi şartlar, sosyal şartlar, ailevi şartlar, ülke şartları ve ruh durumunuz ne olursa olsun içsel sesinizi değiştirdiğniz anda yaşadığınız dünyanın değiştiğini görebilceksiniz. Bu anlamasının zor olduğunu biliyorum. Bu yüzdenfarkındalığınızı arttırmanızı öneriyorum.

Önemle belirtmek isterim ki Gün içinde söylediğiniz sözlerin, dinlediğiniz şarkıların, verdiğiniz tepkilerin hayatımıza direkt etkileri vardır.

"Biz adam olmayız"
"Çok şansızım"
"İlişilerim hep aynı"
"Çok Sakarımdır"

İşte çoğu insan farkında olmadan klişeleşmiş bir takım sözcükler seçiyor. Söyledikleri bu cümleler gayri ciddi ve espiri olsa bile bilinçaltları bunu bir emir olarak algılayıp realiteye dönüştürmek için çalışmaya başlıyor. Bilinçaltımızın bu mükemmel sadakatini malesef olumsuz şeyleri hayatımıza çekmek için kullanıyoruz...

Yani sorunları olduğu içinmi söz ettiklerini, yoksa sorunlardan söz ettikleri içinmi sorunların içinde olduklarını bilmeden !

SÖZ, bir enerji paketçiği ve düşüncenin somutlaşmış şekli olarak hayatımızda çok dikkat çekici etkiler yapar. Çevremizi ve hayatımızı deiştirebiliriz.

Bunun en iyi yöntemide BİLİNÇLİ OLUMLAMADIR

Olumlamalar, rastgele hazırlanamaz. Kelimesi kelimesine özenle seçilmelidir. "Olacak, yapacak", "istiyorum", "Herşeye rağmen" gibi kelimeler KULLANILMAMALIDIR

OLUMLAMA NASIL YAPILMAZ

SE-SA eki; 
Eğer çok Param olursa Mutlu olurum

Bu kalıp sizin hiç bir zaman mutlu olma becerisine sahip olamadığınızın ifadesidir. Çünkü mutluluğun sonucu bir şarta bağlıdır.


MELİ-MALI
Güçlü Olmalıyım

Zorunluluk öğesidir. Şimdiki zamanda güçsüz olduğunuz gerçeğini bilinçaltınıza verirsiniz.


ECEK-ACAK
Herşey çok güzel Olacak

Bu kalıp sizin isteğinizi hep geleceğe erteleyecektir.


TERSİNE SÖYLEM
Korkmuyorum

"Güvendeyim" yerine "korkmuyorum" derseniz, korkuya odaklanırsınız ve bu çözüm değildir.


BELİRSİZLİK
İyi bir hayat istiyorum

Nasıl bir hayatın sizin için iyi olacağını belirtmediğiniz için belirsizlik ifadesi vardır.


:::: OLUMLAMA NASIL YAPILIR ::::

- Olumlama yapmak için ilk önce geçmiş düşüncelerimiz ele alınmalıdır. Bilmeliyiz ki; geçmişteki anılarımızın oluşturduğu çekirdek inançlarımızı kırmadan ileriye gitmemiz çok yavaş ve zor olacaktır. Geçmişimizde bizi üzen insanlar, kötü anılar, maddi zorluklar hep blokaj oluşturacaktır. BU YÜZDEN İLK OLARAK AFFETME OLUMLAMALARI YAPILMALIDIR. Hayatımız boyunca geçmişimizde bizi üzen ve küstüğümüz insanların hayatımızda blokaj oluşturduğunu biliyormusnuz. Ne yaşarsanız yaşayın geçmişteki herkesi kalben affetmeniz gerekmektedir. Kabul bu çok zor olabilir. Ama 1 ay içinde Hayatınızdaki mucizelere hayret edeceksiniz

- Olumlmaların her ay 1 konu üzerinde ve aynı olumlama metni üzerinde yapılmalıdır. Çünkü bilinçli yaptığınız olumlamalar 21. gün sonunda bilinçaltınız tarafında kabul görür ve hayatınızda gerçekleştimek için çalışmalara başlar. Bir olumlamayı 3 gün yapıp bırakırsanız hiç bir fayda etmeyecektir. Yada 2 farklı olumlama yaparsanız enerji kanalınızı dağıtırsınız.

- Olumlama sesli bir şekilde, yavaş tempoda, hissederek yapılmalıdır. Sabah ilk uyandığınızda ve gece yatmadan 2-3 er kere yapılan olumlamalar bilinçaltına daha fazla ulaşırlar. Kendinizle yaptığınız bu konuşmalar bir süre sonra içsel egonuzun size inandırdıklarını silecek ve yerine yenilerini koyacaktır. Bilinçaltına kodladığınız yeni söz ve düşünceler inançları yeniler ve çekim yasasını harekete geçirir.

- Olumlamaları Ses kaydı haline getirip gün içinde dinleyebilirsiniz. Yaptığınız ses kaydını uyurken, çalışırken, kitap okurken dinleyebilirsiniz. Ses rahatsız olmayacağınız sevyede normal düzeyde olabilir. Zaten dikkatiniz başka yerde olacağı için SUBLİMİNAL etkisi yapacak ve bilinç daha kolay kırılıp bilinçaltına ulaşacaktır. Sakın bilinçli olumlamaları bırakmayın. Sadece ses kaydı ve subliminal telkin dinlemek çekim yasasını dağınık çalıştırıcaktır.

- Yine gün içinde belirli kalıpları tekrarlayabilirsiniz. Örneğin o ay içinde "Bolluk ve bereket" olumlaması yapmaktasınız. yaptığınız çalışmalarla beraber boş zamanlarınızda yada dışardayken sadece "bolluk, bereket, para" diyerek veya tekrar edilerek odaklanma sağlanabilir ve bu kesinlikle faydalıdır.




Bir süre sonra görmeye başlıcaksınız ki, çevrenizde size olumsuzluk veren kişiler gidecek, yerinde sizin düşüncelerinizi destekleyen insanlar gelecektir. Geçmişte istemeden yada isteyerek söylediğiniz olumsuz sözcükler yerini olumlu ve yapıcı sözcüklere bırakacaktır.

İnançlarınızı değiştirmek için bu 1 er aylık çalışmaları yapın. Sakın olumsuzluğa kapılmayın...Çünkü işe yarıyor...

olumlama yaparken işaret ve orta parmağın 'Ben noktası' denilen yere koyarak yapılması daha etkili olduğu görülmüştür.ben noktası göğsümüzün iki meme arasındaki yeridir.

Söz büyüdür. Bu nedenle kullandığınız her sözcüğün niyetinizle, varmak istediğiniz noktayla ilgili olmasına özen gösterin. Ağzımızdan çıkan en küçük bir söz bile tüm vücudumuza, tüm evrene yaydığımız bir emirdir. Dolayısıyla odaklandığımız düşünceler ve sıkça ağzımızdan çıkan sözler bir süre sonra bizim gerçekliğimiz olmaya başlar.
Bugüne kadar kim bilir size neler söylendi? Sadece öyle söylendi diye hiç denemeden, farkında bile olmadan kabul ettiğiniz kim bilir neler var? Ancak bunların artık önemi yok. Önemli olan nasıl bir "siz" yaratmak istediğiniz. Hayal ettiğiniz yeni sizi yaratırken, kelimelerin, hedefinize uygun olumlama cümlelerinin gücünü unutmayın. Bu cümleleri boş kaldığınızda, araba kullanırken, uykuya dalmadan önce, sabah kalkar kalkmaz aynaya bakarak sık sık yüksek sesle tekrar edin. Ödev verilmiş bir ilkokul çocuğu gibi sayfalar dolusu yazın. Yazı evrenle yaptığınız bir sözleşmedir.

kendi olumlama cümlelerinizi yazmak isterseniz dikkat etmeniz gereken birkaç nokta var:
1. Olumlama cümleniz olumlu olsun! Yani Hasta olmak istemiyorum yerine Sağlıklıyım gibi tamamen olumlu kelimelerden seçilmiş kalıplar kullanın.
2. İstiyorum ifadesinden kaçının. Mutlu bir hayat istiyorum demek yerine Mutlu bir hayata sahibim deyin. Evren onaylayandır. İstiyorum dedikçe istemekle kalırsınız. Sahibim dediğinizde tüm hücreleriniz o andan itibaren mutlu bir hayata sahip olduğu komutunu alır ve size bunu yaşatmaya başlar.
3. Cümleler hedefinizi net içersin. Zayıflıyorum gibi sonunun nereye gittiği belli olmayan cümleler kullanmayın. Eğer muhakkak zayıflamakla ilgili bir cümle kurmak istiyorsanız, varmak istediğiniz hedef kiloyu da içine koyarak 55 kilodayım, hatta 55 kiloda olduğum için şükürler olsun deyin.
4. Belirsiz ifadelerden kaçının. Kurduğunuz cümle herkes tarafından anlaşılabilecek basitlikte olsun.
5. Cümlelerinizi gelecek zaman yerine şimdiki zaman veya geniş zaman kipinde kurun. Çok mutlu olacağım demek yerine Çok mutluyum deyin. Gelecek zaman kipi yaşamak istediğiniz durumu her zaman daha ileri bir zamana öteler. Böylece hiçbir zaman o durumun içinde olamazsınız.
6. Olumlamalarınız başka insanlar hakkında değil kendiniz hakkında olsun. Bana saygı göstersin demek yerine, saygı görmeyi hak ediyorum deyin.
7. Cümlelerinizi yumuşatabilirsiniz. Kendimi olduğum gibi kabul ediyorum şeklinde ilk başta ikna olmakta zorluk çektiğiniz cümleleri kendimi olduğum gibi kabul etmeye başlıyorum, kabul etmeyi öğreniyorum şeklinde yumuşatın. Zamanla bu cümleleri kabul ediyorum şeklinde değiştirirsiniz.

Hayatınızı değiştirmek istiyorsanız mutlaka kullandığınız cümleleri de değiştirin ve olumlama cümlelerini bol bol kullanarak ruh halinizi daha olumluya çekin.Yukarıda olumlamanın nasıl yapılacağını anlattım buraya örnekler koyuyorum kendinizde yapabilirsiniz yada bu hazırları okuyabilirsiniz.ilk etapta hazırla daha güzel olacaktır.Bunları bir kağıda yazın yada yazıcıdan çıkartın ve okuyun.

Arkadaşlar aşağıda yazdıklarım çok önemli.Bağ kesme ve Affetme olumlamalarıyla işleme başlayacağız.Olumlamaların her birini en az 1 ay sabah kalktığınızda ve gece yatmadan önce bir kağıda yazıp okumanız gerekir.bir kaç kez okumanız daha güzel olur.İlk olarak affetmeyi yapın ve egodan kurtulmayı yapın derim.Sonra isteklerinize geçmeniz daha doğru olur.

Birini seçin kağıda yazın yada yazıcıdan çıkartın (ilk olarak affetme tavsiyemdir) gece yatmadan önce ve sabah kalkınca 2-3 kez okuyun.

1) Affetme ve Bağ Kesme (geçmişle) olumlaları

Bağışlıyorum ve bırakıyorum… Anlıyorum ve biliyorum…

Kendi hayatımın yaratıcısıyım… Seçerek planlayarak bu yaşamımı ev birlikte olacağım yol arkadaşımı seçtim… Annemi, babamı ve diğerlerini…

Benim için en faydalı sonuçları almak üzere, ince planlar yaptım. Yüksek benlik düzeyinde en uygun araçları yarattım…

Benim hayat amacıma en uygun kişileri… Daha çok anlayış, daha çok bilgelik daha çok sevgi, ifade ve özgürlük için… Bu amaç bilinçaltımın derinliklerinde benim onu keşfetmemi bekliyor…

Her an, her deneyim bu planı açığa çıkaran bir kurgu aslında. Zaafiyetimi güce, acıyı sevince, yenilgiyi galibiyete dönüştürmek için…

Anlıyorum, bağışlıyorum ve teşekkür ediyorum. Bu hayatımı bu şekilde planladığım için kendimi kutluyorum ve sonra meleklere teşekkür ediyorum bütün olanakları bana koşulsuz sunduğu için Allah’a şükrediyorum…

Bana sevgisini sunmayanlar içimdeki sevgiyi, beni onaylamayanlar kendimi keşfetmeyi, beni anlamayanlar ifade gücümü arttırmak için benimleydiler… Onlara teşekkür ediyorum…

Bu rolü onlara ben vermiştim… Onlarda benle oynamayı istediler… beni üzen, beni yoran bana haksızlık eden, beni aldatan insanlar yapabiliceklerinin en iyisini yaptılar. Daha fazlasını ev daha başkasını yapamazlardı. Zaten ben onları bunun için seçtim… bende yapabiliceğimin en iyisini yapıyorum… Bağışlıyorum ve teşekkür ediyorum. Aynı sahneyi paylaşan oyuncular gibiyiz onlarla… Şimdi bu anlaşmadan doğan ışığı onların varlığına gönderiyorum… ihtiyacım olan bütün kaynakların kendi içimde olduğunu kabul ediyorum…

Onları kullandıkça başka insanlara duyduğum bağımlılık kayboluyor. Ben onlara gerçek bir sevgiden beslenen gerçek bir ilişki kuruyorum.

Hayatımın efendisi olduğumu biliyorum. Mutluluğu ve kendimi ifade etmeyi seçiyorum…

Her düşüncemin, her davranışımın hayatıma şekil veren araçlar olduğunu bilerek yaşıyorum…

Hayatım ve inançlarım arasındaki birebir ilişkiyi biliyorum… Bu yüzden dikkatli, özenli ve düşünerek yaşıyorum…

Konuşurken yaratıyorum. Ve eylem haline gelerek şekilleniyor.

Beni güçsüz bırakan ve sınırlandıran bütün inançlarımı bir bir değiştiriyorum… yerine beni geliştiren ve büyüten inanç ve düşünceleri koyuyorum…

Mazeret aramdan, ertelemeden, küsmeden devam ediyorum hayatıma…

Hayatımın bütün olaylarının, ve hayatımdaki insanlarla yaşadıklarımın gerisindeki anlamı çözüyorum… Orada benim asıl hayat amacım gizli… Ben bu amacı gerçekleştirmek için geldim…

Kimse beni kıramaz üzemez kötülük yapamaz eğer ben izin vermesem.

Şimdi gücümü kabul ediyorum ve ele alıyorum… (R.Şanal )


2)Şükretme Olumlaması 

ŞİMDİ ŞÜKREDİYORUM. YAŞADIĞIM HERŞEYİÇİN.ÖZELLİKLEDE BAŞLANGIÇTA KÖTÜ SANDIĞIM HERŞEY İÇİN GÖZYAŞLARIM KORKULARIM İÇİN ONLARIN BENİM TARAFIMDAN YARATILDIĞINI KABUL EDİYORUM. ONLARI KUCAKLIYORUM ONLAR BENİM GELİŞMEM VE KENDİMİ FARK ETMEM İÇİN KULLANDIĞIM ARAÇLARDI YANLIŞLARIMI VE DOĞRULARIMI KUCAKLIYORUM YAPTIKLARIM VE YAPMADIKLARIMI ONLARDAN GEREKLİ DERSİ ÇIKARDIM ŞİMDİ ANCAK BENİ GERÇEKTEN İYİ HİSSETTİRECEK DUYGU VE DÜŞÜNCELERİ SEÇİYORUM BÜTÜN O YAŞADIKLARIM ARASINDAN DENEYİMİN ÖZÜNÜ VE ANLAMINI BİLGELİĞİNİ ALIYOR VE AĞIRLIKLARINI BIRAKIYORUM O BENİ HER ZAMAN EN İYİ YERDE BARINDIRDI VE KORUDU ŞİMDİ BEN ÖZÜMDEKİ O OLAĞANÜSTÜ PARLAKLILIĞI FARKEDİYORUM. GÜCÜMÜ FARKEDİYORUM VE KULLANIYORUM. ONLAR SAYESİNDE GEÇMİŞTE YAPTIĞIM YANLIŞLAR VE DENEYİMLER SAYESİNDE BU ANLAYIŞA ERDİM.

TANRIYA TEŞEKKÜR EDİYORUM BANA BU İMKANI VERDİĞİ İÇİN SEÇTİM ÖZGÜRCE VE SEÇİMLERİMİN SORUMLULUĞUNU YAŞADIM KAHRAMANCA 
İNSAN OLMANIN ONURUNU YAŞADIM. HAYATI YALNIZ BAŞIMA DOĞRU VE YANLIŞIN AÇIK VE NET OLARAK ORADA OLMADIĞI BİR YERDE DENEDİM.

DÜŞE KALKA ÖĞRENDİM AĞLAYA GÜLE.
KAH KORKTUM YERİMDE ÇAKILI KALDIM KAH BİRİLERİNDEN MEDET UMDUM KAH BAŞKALARININ DÜMEN SUYUNDA YAŞADIM OLSUN! ONLAR BENİM HAYATIMDI. BÜTÜN BUNLARI DENEMEYE HAKKIM VARDI BENDE DENEDİM 

HİÇ BİR BAHANENİN VE MAZERETİN ARKASINA SAKLANMADAN ORTAYA ÇIKIP SORUMLULUĞU KABUL EDİYORUM. KİMSEYİ KINAMIYOR SUÇLAMIYOR VE KIZMIYORUM KUCAKLIYORUM BÜTÜN DENEYİMLERİMİ .
KEŞKE!! DEMİYORUM AMA!! DEMİYORUM SADECE EVET!! DİYORUM
(R.şanal)

3)Egodan Kurtulma ve Farkındalık olumlaması

Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu ..... (Kendi Adınızı Yazın)

Bugün, bu saat, şu an hayatımın dönüm noktası!Bugün yepyeni sevgi dolu mutlu bir hayata başlıyorum!

Geçmişimdeki tüm olumsuzlukları siliyorum! Gelecek ise seçim yapmamı bekliyor! İşte tam bu anda bilinçli bir şekilde yarınlarıma yön veriyorum!

Geçmişte yaptığım tüm hatalar için kendimi bağışlıyorum! Kendimi şu an huzurlu, mutlu, harika hissediyorum! Enerji dolu, güçlü ve sağlıklıyım ve bunun tadını çıkarıyorum!

Ben,Kişisel Mükemmellik Yolcusu .....(Kendi Adınızı Yazın)

Son derece huzurluyum! Hayatımdaki iyiliğin gücüne inanıyorum!Koşullarda hiçbir güç yok!Yalnızca iyilikte ve doğrulukta güç var!

Şu anda içimde bulunan güce engel olabilecek hiçbir insan, yer, nesne durumveya ortam yok! Hiçbir şey bana karşı değil, hiçbir şey beni rahatsız edemez! Geçmişimde olanların beni incitecek hiçbir gücü yok!

Şu anki iyi düşüncelerle geleceğimi hazırlıyorum! Bugünü, şu anı yaşıyorum, geleceğe güveniyorum, geçmişten hiçbir pişmanlık duymuyorum! Tüm hayatın benimiyiliğim için el ele verdiğine inanıyorum! Rahatım, mutluyum, huzurluyum!

Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu ..... (Kendi Adınızı Yazın)

Kendi düşüncelerimi kendim seçerim! Başkalarının benimle ilgili düşünceleri beni bağlamaz!

Ben izin vermedikçe kimse benim düşüncelerimi biçimlendiremez! Kendim için sağlık, mutluluk, sevgi ve anlayış düşüncelerini seçiyorum!

Korku ve nefrete düşüncelerimde yer yok! Bu andan itibaren “Hayatımın Hakimi Ben’im!”
Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu ......! (Kendi Adınızı Yazın)

Gerçekten ben çok özelim! Kendimi seviyorum ve kendimi çok iyi hissediyorum!

Kendimi geliştirmek için hergün çalışmama ve hergün daha iyiye gitmeme rağmen bugünkü beni seviyorum! Ve yarın daha iyi olduğum zaman da kendimi seveceğim!

Bütün dünyada gerçekten benim gibi kimse yoktur! Daha önce asla başka bir ben yoktu ve tekrar başka bir benolmayacak!

Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu ......! (Kendi Adınızı Yazın)

Ben tepeden tırnağa eşsizim! Bazı hallerde başkaları gibi görünebilir, hareket edebilir veyakonuşabilirim ama ben onlar değilim! Ben benim!

Birisi olmak istedim ve şimdi olduğumu biliyorum! Dünyadaki herhangi biri olmaktansa kendim olmayı tercih ederim!

Hissetme tarzımıseviyorum, düşünme tarzımı seviyorum ve işleri yapma tarzımı seviyorum! Kendimi ve kimliğimi beğeniyorum!

Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu .....! (Kendi Adınızı Yazın)

Benim birçok güzel niteliğim var! Yeteneklerim, hünerlerim ve kabiliyetlerim var! Henüz bilmediğim yeteneklerim bile var! Ve sürekli kendi içimde yetenekler keşfediyorum!

Ben olumluyum! Ben kendimden eminim! İyi şeyler yansıtırım! Eğer yakından bakarsanız, etrafımda bir parlaklık bile görebilirsiniz!

Yaşam doluyum! Yaşamayı seviyorum ve hayatta olduğuma memnunum! Çok özel bir zamanda yaşayan çok özel bir kişiyim!

Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu .....! (Kendi Adınızı Yazın)

Akıllıyım! Zihnim çabuk, uyanık, zeki ve eğlencelidir! İyi şeyler düşünürüm ve zihnim benim için her şeyi yoluna koyar!

Çok fazla enerji, şevk ve canlılığa sahibim! İlgi çekici biriyim ve kendim olmaktan gerçekten hoşnutum!

Başka insanlarla birlikte olmaktan hoşlanırım ve başka insanlar benimle olmaktan hoşlanırlar! İnsanlar söyleyeceklerimi işitmekten ve düşündüklerimi bilmekten hoşlanırlar!

Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu ......! (Kendi Adınızı Yazın)
Çok gülümserim! İçimde mutluyum ve dışarıda mutluyum!

Pek çok şeyle ilgilenirim! Sahip olduğum tüm nimetlerin, öğrendiğim şeylerin, bugün, yarın ve ebediyen –varolduğum sürece- öğreneceğim herşeyin değerini biliyorum!

Sıcak, samimi, dürüst ve içtenim! Ben bunların hepsiyim ve daha fazlasıyım! Ve bütün bunların hepsi benim! Kendimi seviyorum ve ben, ben olduğum için memnunum!

Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu .......! (Kendi AdınızıYazın)

Yapabileceğime inandığım her şeyi yaparım! O tanımlanmayan nitelik bende var ve bu her gün artıyor! Bende yetenek, beceri ve hüner var!

Hedefler belirler ve onlaraulaşırım! hayattan ne istediğimi biliyorum! Onun peşine düşer ve elde ederim!

İnsanlar benden hoşlanır ve ben kendimle ilgili iyi şeyler hissederim! Ben olduğum için gurur duyuyor ve kendime inanıyorum!


Hiçbir şey beni durduramaz! Çok kararlıyım! Sorunları avantajlara çeviririm! Diğer insanların hiçbir şans görmediği durumlarda bile çözümler bulurum!


İstediğim her şeyi başarabileceğimi biliyorum ve olumsuz herhangi bir şeyin beni engellemesine veya yolumda durmasına izin vermeyireddediyorum !

Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu .....! (Kendi Adınızı Yazın)

Hiç kimsedenve hiçbir şeyden korkmuyorum! Kuvvete, yeteneğe, inanca ve güvene sahibim! Mücadeleyi severim ve balıklama dalarım! Özellikle bugün!

Dünyanın zirvesindeyim ve meydan okuyorum! Zihnimde istediğim şeyin net bir resmi var! Onu kendi önümde görebiliyorum! Ne istediğimi ve onu nasıl elde edeceğimi biliyorum! her şeyin bana bağlı olduğunu ve bunu yapabileceğimi biliyorum!

Engeller isteğimi azaltmaz! Onlar yalnızca hayatta ve hareket halinde olduğumu bana anlatırlar ve benhiçbir şey için hareketsiz kalmayacağım!

Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu ......! (Kendi Adınızı Yazın)

Kendime güvenirim! Başarı için ne gerekiyorsa fazlasıyla sahibim veonu nasıl kullanacağımı biliyorum! Bugün kimse beni durduramaz! Kendimi topladım ve hergün biraz daha toparlıyorum! Ve bugün, dikkat et dünya, ben geliyorum!

Sınırlar! Onları sınırlar olarak bile kabul etmiyorum! Kazanamayacağım hiçbir mücadele yoktur! Tırmanamayacağım hiçbir duvar yoktur! Yenemeyeceğim ya da tersine çevirip kendi yararıma kullanmayacağım hiçbir sorun yoktur!

Dimdik ayaktayım! Dürüst ve içtenim! İnsanlarla ilgilenmeyi severim ve onlar da benden hoşlanırlar! İyi düşünürüm; net düşünürüm; planlıyım; kendime ve çevremde olan her şeye hakimim!

Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu .......! (Kendi Adınızı Yazın)

Kendi kartlarımı kendim oynarım, hiç kimse onları benim için oynamakzorunda değil! Hayatımdaki olaylar için hiç kimseyi suçlamam! başarısızlıklarımı kabul ederim ve onları, zaferlerimin ödüllerini kabul ettiğim kadar kolaylıkla aşıp ilerlerim!

Kendimden asla mükemmellik talep etmem, amaverebileceğimin en iyisini beklerim ve elde ettiğim de en iyisidir!

Kendime asla mazeretler bulmam! İşleri zamanında ve doğru yaparım! Bugün her zamankinden daha fazlasını yapacak içsel gücüm var!

Ben özel bir insanım! hedeflerim ve kendime olan büyük inancım, hedeflerimi gerçeğe dönüştürür!

Hayallerimi yaşama gücüm var! Onlara, kendime inandığım gibi inanırım! Ve bu inanç öyle güçlüdür ki, benim yenilmez ruhumu zayıflatabilecek hiçbir şey yoktur!

Biliyorum ki, yücelik yüce olanın zihninde başlar! Biliyorum ki, kendimle ilgili inandığım şey benim olacaktır! Bu yüzden kendim için en iyiye inanırım!



Pratik ve gerçekçiyim, ayağımı yere sağlam basarım! Ama aynı zamanda kendime, en yoğun beklentilerime uygun yaşama özgürlüğünü deveririm!

Kendimi asla başkalarının dar görüşlü inançlarıyla sınırlamam! Bunun yerine kendimi sınırsız olanakların engin ufuklarına açarım!

Birisi “yapamam” dediği zaman “nedenolmasın?” diye cevaplarım! Birisi “bu imkansız” dediği zaman, “Olacağına inandığım ölçüde hiç bir şey artık imkansız değildir!” diye cevaplarım! Benim inancımla, benimle her şeymümkündür!

Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu .....! (Kendi Adınızı Yazın)

Ben de gayret,heves, dayanıklılık ve sabır var! Kendimle ilgili ve yaptığım her şeyle ilgili iyi, güçlü, kazandıran bir tutumum var! Pratik ve gerçekçiyim, ama aynı zamanda her durumda en iyi sonuca inanırım!

Geçmişte kendimle ilgili herhangi bir şüpheye sahiptiysem bile, bugün onları bir kenara koymak için iyi bir gün! Beni bugüne kadar tutan herhangi bir güvensizlikten kurtulmak için iyi bir gün!

Biliyorum ki ben, doğru kazanmaya götüren tarafa yöneldim ve ileriye bakıyorum, asla geriye bakmıyorum! Bir konuya bir kerede odaklanma yeteneğim var, bu yüzden elimdeki işe dikkatimi yoğunlaştırırım ve onu bitiririm!

Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu .....!(Kendi Adınızı Yazın)

Bugün, hiçbirşeyin yolumda duramadığı o günlerden birisi!Kararlılığa gereksinim duyduğumda, ona sahibim! İş veya mücadele ne olursa olsun, onu bitirmek için gücüm ve sonuna kadar gidecek sabrım var!

Tam şu anda, kendime,kendimle ilgili gerçekleri anlatırken bile, biliyorum ki, başarabilirim ve başarıyorum! Şu anda, önümde duran herhangi bir mücadele hakkında düşünürsem, bu mücadeleden dolayı daha başarılı olacağımı biliyorum!


4)Para ve Bolluk Olumlaması


1. versiyon

Her geçen an para bana artarak geliyor. Bolluk ve bereket içindeyim, yaşamımda bolluk ve bereket içinde, bana gelen parayı severek alıyorum ve o da daha çok geliyor.
Evrenin bana vermek istediği tüm bolluk ve bereketi ayırım yapmaksızın olduğu gibi kabul ediyor ve istiyorum.
Bu bilinç ve sorumlulukla onu paylaşmak için elimden geleni yapacağım.
Çok PARA yı hakediyorum.
Çok PARA ya layığım.
PARA bana sevgiyle geliyor.
Ben parayı sevgiyle alıyorum.
Çok zengin ve bolluk içinde yaşamak benim en doğal hakkım.
İşimde çok başarılıyım, çok param var ve mutlu bir yaşamım var.
Ben ..... tarihinde işe başladım ve maaşım istediğimin çok daha ötesinde.
Kişisel kulanımım için yeterli olandan daha fazla paraya sahibim.
Şu anda parasal olarak büyük bir bolluk yaşıyorum ve bunun tadını çıkarıyorum.
Ben maddi manevi beni doyuran bir işte çalışıyorum işimi çok seviyorum.
Bu ya da daha iyi birşey, şimdi benim ve ilgili herkes için tamamen doyum 
verici ve uyumlu bir biçimde gerçekleşiyor.
Ben göründüğümden çok daha fazlasıyım.
Ben PARA yı kendim için bolluk içinde harcıyorum ve her istediğimi alıyorum.

2.versiyon (tavsiyemdir)

Para, insanlara duyduğum sevgi ve saygıyla en iyi yaptığımı yaparken yarattığım farkın karşılığıdır...

İşimle, bilgimle, yeteneğimle, insanlara yaptığım katkının en güzel karşılığıdır.

Para, bütün bunları hissettiğimde bana gelir. Ve bunları hissetmek sadece benim elimdedir.

Hayatı bütün sadeliği ve muhteşemliği ile yaşamak için. İnsanca yapacağım her iş için...

Eğlence, Dinlence, yardım ve günlük ihtiyaçlarımı en iyi şekilde karşılamak için...

İşlerimi geliştirmek ve tasarılarımı gerçekleştirmek için, Para en değerli araçtır. Onu seviyorum...Hayatı, kendimi, insanları çalışmayı sevdiğim gibi...

Yaptığım işten bolca para kazanıyorum... İşimi kalbimle, ruhumla, aklımla yapıyorum. 

Ve ben işimi çok iyi yapıyorum... Büyük bir keyif ve dikkatle ibadet eder gibi... Ve karşılığında bolca parayı kendime çekiyorum...

Yaptığım işi, bulunduğum anı ve karşıma çıkan insanı seviyorum. ve bütün bunlara değer veriyorum. Değerli olduklarını bilerek... Ve değer üretiyorum...

Ve Para Kazanıyorum Bolca ve Bereketli Paralar...

Elimdeki her bir lira on lira gibi değerleniyor... Ve her bin lira on bin gibi...

Asla haksızlık yapmadan keyifle kazanıyorum ve sevinçle harcıyorum...

Para sevgidir ve ben parayı seviyorum...

Hesap ederek, gereksiz harcamalar yapmadan gösterişe ve aşırılığa kaçmadan... 

Mutlu olmak ve mutlu etmek için... İnsanca yaşamak için... Para harcarken hep tanrıya şükrediyorum... 

Kazandığım paradan mutlaka ihtiyacı olanlara sevgiyle veriyorum. Çünkü; biliyorum ki, bu onların hakkı... Hiç Tanınmamış olsam da... Bana yardım etmemiş olsalar ve yardımları dokunmayacak olsa bile...

Bilirim ki ben karşılığını almayı düşünmeden kendimdeki iyiliği vermeyi bildiğimde, hayatta bana hep en iyiyi verir. Bu hayatın döngüsüdür. Bu hayatın alma ve verme döngüsüdür. ve ben vererek bu döngüye katılmış olurum...

Zaten ben asla yoklukta olamam... Çünkü benim varlığım bütün varlıkların temelinin bulunduğu yerdedir her zaman... 

Çünkü Allah benim rızkıma kefil olmuştur. Bu onun sözüdür ve ben ona güvenirim. Bolca kazandığım paranın bir kısmını biriktirir, bir kısmını verir, bir kısmını yatırıma dönüştürür. bir kısmınıda neşeyle harcarım...

Parayı severim hayatı sevdiğim gibi. O bana hep akar gelir... Bir ırmak gibi... Bolluk ve bereket seli...

Emeğimin karşılığında mutlaka alırım. Emeğim kutsaldır ve karşılığıda... Kimsenin benim emeğimi çalmasına izin vermem... Bu öncelikle onların iyiliği içindir. Böylece onların haksızlık yükünü sırtlarına vurmamış olurum. 

ihtiyaçta olanlara kendimden sevgiyle veririm... Zenginlik ve bolluk hayatımın gerçeğidir...

Herzaman yaptığım şeyi, daha iyi yapmak için, daha çok öğrenmek ve hizmet etmek için, yeni yollar çareler ve buluşlar yaparım... Keyifle ve neşeyle çalışırım... Çalışmak benim en büyük eğlencemdir.

Hayatıma her an bolca para akar ve bu parayı sadelik ve sükunetle kullanırım. Ve sonra başkalarınında bolluk bilincine ulaşmaları için çaba gösteririm. 

Biz topluca bolluk bereket içinde sadelikten ayrılmadan sükunetle yaşadığımızda, Allah'ın muradı yerine gelmiş olur. Çünkü; Allah bütün hazineleri yaratandır ve bizim onlardan faydalanmamızı ister. 

Para sevgidir ve ben hayatı seviyorum...

5)Dikkat ve Hafıza

Gördüğüm okuduğum ve dinlediğim her şey belleğimde depolanırlar. İstediğimde bunları birer birer hatırlarım.
Bilinçaltımın sonsuz saklama gücü, bütün bilgileri kaydetmek yeteneğine sahiptir. 
Saniyede milyonlarca veriyi yükler bilinçaltım. Bende bunları ihtiyaç duydukça hatırlarım.
Sesleri, renkleri, sözcükleri, onların anlamlarını ve diğer milyonlarca detayı...
Hatırlarım açık ve berrak bir biçimde hatırlamak istediğim herşeyi...
Bildiğim ve öğrendiğim şeyler düzgün, ilişkili ve anlamlı bir biçimde saklanırlar.
Bilinçaltımda, herşeyi bir başka şeyle ilişkilendirdiğim hatırlama çivileri vardır. Biri diğerini hatırlatır bana, oda bir başkasını...
Hatırlarım açık ve berrak bir biçimde...
Bir şeye baktığımda bütün renkleri en ince detayına kadar farkedebilirim. Ve de bütün sesleri en ince ayrıntısına kadar...
Bir şeye bütün varlığımla bakarım. Yaptığım şeyi bütün varlığımla yaparım. 
Her anımı ibadet eder gibi yaşarım...
ben dinlenirken uyurken, günlük işlerimi yaparken, bilinçaltımdaki bilgiler işleniyor olurlar en mükemmel şekilde ve kendiliğinden. Onlar üzerinde düşünmediğim zaman bile düşünmüş olurum...
Eğlenmeye ve dinlenmeye zaman ayırırım. yaptığım işi keyifle ve neşeyle yaparım. 
Ozman zihnim tamamen açılır. Bütün kapasite ortaya çıkar.
Öğrendiklerimi içselleştirmek için başka şeyler yaparım... Keyifli şeyler...
Bir süre sonra dönüp arkama baktığımda, öğrenmiş olduğumu farkderim...
Çok şeyi öğrenirim. Bazı şeyleri iyi yapmak için. Bu yüzden ihtiyacım olanları hatırlarım kolayca... Diğerini ise her an hatırlamam gerekmez...
Sadece yapabildiğimi en iyi şekilde yaparken, başka birşey için kaygı duymadığımdan, yaşadığım ana odaklanmak benim için çok kolay olur...
Öğrenmek, anlamak, bilmek ve hatırlamak ve sonra bunları hayatımda daha çok başarı ve mutluluk ve de hizmet içib kullanmak bana müthiş bir keyif verir...
Bir şeyi öğrenirken gevşek, neşeli ve rahat olmam zihnimi açar ve genişletir... Tüm kapasitesiyle kullanıma hazır hale gelir...
Hatırlarım açık ve berrak bir şekilde hatırlamak istediğim herşeyi...

6)Özvarlık Olumlaması (video)

Aşağıdaki linkten indirebilirsiniz;
http://rapidshare.com/files/27012500...305_k.rar.html

youtube linki

http://www.youtube.com/watch?v=WDfubxINIRU

diğer video linki

http://www.izlesene.com/video/amator...lamasi/1103137

7)Karşı Cins etkileşimi Olumlaması

ERKEKLER İÇİN

Kadınlarla kolayca küçük konuşmalar yapıyorum.
Kadınların yanında rahat ve huzurluyum.
Kadınlar beni karşı konulmaz buluyor.
kadınların yanında sakinim.
Alfa bir erkeğim
Usta bir baştan çıkarıcıyım.
Ben seksiyim.
Kadınlarla bir aradayken gözlerine bakıyorum.
Güzel kadınları çekiyorum.
Herhangi bir kadına kolaylıkla gidip,onunla konuşmaya başlıyorum.
Kadınlarla buluşmak benim için gitgide daha kolay oluyor.
Kadınları kolayca güldürebiliyorsun.
reddedilmenin benim üzerimde bir etkisi yok.
Kadınlarla buluşmayı seviyorum.
Başarılı kadınlarla karşılaşıyorum.


BAYANLAR İÇİN

Erkekler bana doğru çekiliyor.
Erkeklerin yanında kendimden eminim.
Harika adamlarla kolayca karşılaşıyorum.
kendimden eminim.
Erkeklerle buluşmaktan keyif alıyorum.
Harika bir mizah anlayışım var.
Erkeklerle kolayca göz kontağı kuruyorum.
Sevgi dolu,yardımsever,şefkatli ve çekiciyim.
Erkeklerin yanında rahatım.
Erkekler benimle konuşmaktan keyif alıyorlar.
Erkeklerle buluşmak benim için daha kolaylaşıyor.
Düzgün,nazik,iyi ve yardımsever erkekleri çekiyorum.
Erkeklerin yanında sakin ve rahatım.
Başarılı erkekler sık sık bana yaklaşıyor.

8)Ruh Eşini çekmek olumlaması

Ruh eşimi yaratmaya hazırım.
Yüksek güçler sana yol gösteriyor.
Ruh eşim için alan yaratıyorum.
Duygularımla gurur duyuyorum.
Şimdi ruh eşimi çekiyorum.
Hayatımdaki insanlara değer vermeyi seviyorum.
Mükemmel bir ruh eşiyim.
Hayatımdaki değişiklikleri not ediyorum.
Çekim yasasına inanıyorum.
Güçlü bir yaratıcıyım.
Ruh eşimle birlikte olmayı seviyorum.
Hayatım mucizelerle dolu.
Düşlerim gerçekleşiyor.
Ruh eşim beni seviyor.

9)İş Hayatında Başarı olumalamarı

Güçlü bir lider olacağım,
BEN Güçlü bir liderim…

Yeteneklerimi insanlarla paylaşmak ve çok büyük BAŞARI’lara imza atmak istiyorum,
Yeteneklerimi insanlarla paylaşarak çok büyük başarılara imza atacağım,
BEN Yeteneklerimi insanlarla paylaşıyorum ve çok başarılıyım…

Tüm bunlara hem aklımla hem de yüreğimle inandım…
Tüm bunları HAKEDİYORUM,
Liderliği, başarıyı, bolluğu, bereketi, huzuru ve SEVGİYİ HAKEDİYORUM…

Bana verilen özel yeteneklerime güveniyorum,
O , tüm insanlar, canlı cansız tüm varlıklar, tüm evren , tüm kainat ve tüm alemler,
Zamansızlıkta var olan, Geçmişte yaşamış, gelecekte yaşamaya devam edecek ve şu an yaşayan tüm büyük , kudretli ve pozitif güçler şahittir ki;
BEN KENDİME GÜVENİYORUM,
BEN GÜVENİLİYORUM,
GÜVEN VERİYORUM VE GÜVEN ALIYORUM…

Başarı, para, iyi ve güzel nimetler kolayca ve bolca bana gelir,
O; Başarı, para, iyi ve güzel nimetleri kolayca ve bolca bana verir,
O beni sever, O beni korur, O bana dost
Başarı, para, iyi ve güzel nimetleri kolayca ve bolca bana verdiği için,
ONA teşekkür ediyorum…

Önüme çıkan engelleri kolayca aşıyorum,
Artık engeller önüme çıkmıyor, O yolumu temizliyor,
O beni sever , O beni korur, O bana dost
Hayatımı kolaylaştırdığı , güzelleştirdiği ve tüm imkanları bana sunduğu için,
ONA teşekkür ediyorum…

BEN;
DÜŞÜNCELERİMİN EFENDİSİYİM.
BEN;
KADERİMİN EFENDİSİYİM.
BEN;
HAYATIMIN EFENDİSİYİM.

ŞİMDİ SAHİP OLDUKLARIMLA,
ŞU AN KENDİMİ;
HARİKA HİSSEDİYORUM,
MÜKEMMEL HİSSEDİYORUM,
ÇOK İYİ HİSSEDİYORUM,
ÇOK MUTLUYUM.

BANA HİÇLİKTEN VERİLEN SONSUZ NİMETLER, YETENEKLER, İMKANLAR
VE SONSUZ KAYNAK İÇİN ONA TEŞEKKÜR EDİYORUM…

10) Topluluk Önünde Konuşabilme olumlaması

Konuşurken eminim,kendime güveniyorum.
Mükemmel konuşmacıyım.
Faydalı bilgiler ediniyorum.
Dinleyicilerim benden hoşlanıyor.
Ben çekici ve sempatik bir konuşmacıyım.
Dinleyicilerim bana değer veriyor.
Mükemmel sunumlar yapıyorum.
Soruları kolayca ele alıyor ve yanıtlıyorum.
Konuşurken tutkuluyum.
Konuşurken mükemmel hazırlanmış oluyorum.
Dinleyicilerinle göz kontağı kuruyorum.
Sunumlarım açık ve net.
Doğru şeyleri söylüyorum.
Grupla harika etkileşim kuruyorum.

11)İyi DileK Olumlamaları

Enerjimi Tüm Dünya Barışının korunması ve sürekliliği için kullanıyorum;

Enerjimi Tüm Dünyanın Saygı, sevgi ile refah, bolluk ve bereketi için kullanıyorum;

Enerjimi Tüm Dünyanın her alanda gelişim sağlaması için kullanıyorum;

Enerjimi Tabiatın, Doğanın dengelerinin korunması için kullanıyorum;

Enerjimi Doğadaki canlıların çeşitliliği ve insanlarla uyumu için kullanıyorum;

Enerjimi Küresel Isınmanın durdurulması ve yemyeşil bir DOĞA için kullanıyorum;

Enerjimi Ailemin, Yakınlarımın, Dostlarımın Mutluluğu için kullanıyorum;

Enerjimi Tüm sevdiklerimin benimle birlikte sevgi ve huzur dolu uzun bir ömür sürmesi için kullanıyorum;

Enerjimi Zor durumda olan herkese yardımcı olmak için kullanıyorum;

Enerjimi Başarı ve zafere ulaşan iyi yürekli insanları kutsayarak destek olmak için kullanıyorum;

Enerjimi ve varlığımı tıpkı bir güvenlik kamerası gibi Tüm Dünyayı izlemek, her şeyin farkında olmak ve Dünyaya her an değerli bir şeyler katarak yardımcı olmak için kullanıyorum…

Ben Bana hiçlikten verilen bu SONSUZ yaşam için “ONA” her zaman teşekkür ediyorum ve “ONUN RIZASI İÇİN” yaşıyorum…

Teşekkür ederim…
Gerçekten yürekten teşekkür ederim…

12)Sevgi Olumlamaları

Kendi varlığımdan çok memnunum, 
Kendime ve çevreme oldukça yeterliyim,
Bu yüzden kendimle gurur duyuyorum,
Kendimi çok seviyorum…

Kendime duyduğum sevgi ve saygıyı, sevdiklerime, yakınlarıma, diğer tüm insanlara da
Aynı şekilde duyuyorum…
Hayatı, yaşamayı, insanlarla paylaşmayı, onlara değer vermeyi seviyorum…
Onlar da beni aynı şekilde sevip sayıyorlar ve çevreme yaydığım pozitif enerji her zaman mutluluk ve huzur olarak bana fazlası ile geri dönüyor…

İnsanların hatalarını bilgelikle karşılıyorum ve olayları iyi yanlarından ele alarak hem onlar hem de kendim için , gelecekle ilgili çok önemli dersler çıkarıyorum…İnsanların başarılarını takdir ediyorum, onları kutluyorum, en az onlar kadar mutlu olduğumu ve gurur duyduğumu onlara özenle hissettiriyorum…

Çevremdeki insanların statüsü ne olursa olsun mutlaka ve mutlaka bana ihtiyaç duyabilecekleri en az bir iki konu olduğunu düşünerek, bir şeyler verebilmek , faydalı olabilmek adına hazır ve tetikte bekliyorum…

Çevreme verdiğim SEVGİ ne kadar çok olursa ve karşılıksızsa içimde hissettiğim HUZUR ve MUTLULUK duygusunun yüceliği de kat kat artarak çoğalıyor…

Bana hiçlikten verilen hayatın anlamını, amacını ve paha biçilmez değerini düşünmek bile ONA sonsuz bir SEVGİ ile bağlanmam ve şükran duymam için yeterli oluyor…

Doğaya, bitkilere, hayvanlara koparılamaz bağlarla kenetlendiğimizi, sevgi ve ihtiyaç döngüsü ile bir bütün oluşturduğumuzu, bu dengenin ne kadar hassas ve üzerine titrenecek bir sevgi , ilgi açlığı çektiğini biliyorum ve tüm bunların farkında olarak, şükrederek ve gerekli sağduyuyu her şekilde onlara sunarak yaşıyorum…
Bana sunulan tabiat için, aldığım her nefes için her an teşekkür ediyorum…

Girdiğim her ortamda ışıltılı gülüşümle , o ortamı kutsayarak bir değer kattığımın farkındayım ve aynı şekilde o derin ve inanılmaz kutsanma duygusunun bir çığ gibi büyüdüğüne, beni ve tüm evreni içine aldığına şahitlik etmekten mutluluk ve gurur duyuyorum…

SEVGİ ile tüm zorlukların üstesinden gelmenin, hayatı sevgi ile yaşanabilir, kolay ve değerli kılmanın, HAYATA hak ettiği değeri vermenin, yaşamın hakkını vermenin dayanılmaz ve tarifsiz hazzını yaşadıkça, içimdeki SEVGİ’ yi daha da büyüterek DÖNÜŞ yolunda büyük adımlarla ilerliyorum…
Bana göre hayatın doğduğu kaynak zaten SEVGİ PINARIDIR…
SEVGİ PINARINDAN doğmuş bir hayatı ana besini olan SEVGİ’ den başka bir şeyle büyütmeye çalışarak vakit kaybetmek yerine, kolay ve doğru olanı yapıyorum…
Hayatın her zerresinde yaydığım SEVGİ YANSIMALARI ile değerli ve kalıcı bir iz bırakarak, TÜM BU SONSUZLUĞU SAF SEVGİ İLE YARATAN O GÜCE YİNE SAF SEVGİMLE KARŞILIK VEREREK bu YARATI FESTİVALİNE EŞLİK EDİYORUM…
Bana sunulan hayatı TUTKU ile seviyorum ve ONA bunun için teşekkür ediyorum…

13)Başarılı Cinsel Hayat Olumlamaları

Cinsellik, hayatımın kutsanması, varlığımın taçlandırılmasıdır.
Bir esrime anı ve kutsal bir dokunuştur...
Cinsellik, diğer parçamla yaptığım büyük buluşma ve birleşmedir.
Bu yüzden cinsel deneyim anı, bir ibadet anı gibi beni yüksek hazlara götürür ve beni çoğaltır.
Kendi cinsel kimliğimin en yüce ifadesi...
Eşime daha çok haz vermek için çaba sarfettikçe, bütün bedenimle hazzı hissetmek çok güzel bir duygu...
Cinselliğimi doğal bir biçimde ifade ederken, kendiğiliğinden eşimin bana sunduğu hazzıda keyifle kabul ederim...
Kendi cinsel kimliğimi seviyorum.
Cinsel organlarımda saklı olan enerjiyi ve bunu ifade etmeyi seviyorum... bedenimi seviyorum...
Bedenimin bütün parçalarını...
Eşimin bedenini seviyorum...
Bedeninin bütün parçalarını...
Kendimi seviyorum... Bakışımı, gülüşümü ve duruşumu...

14)Mutlu Evlilik / İlişki olumlaları (sevgiliyseniz sevgilim , ilişkim diyebilirsiniz)

Eşime karşı sadık ve özveriliyim.
Evliliğimde sevgi her gün daha çok artıyor.
Evliliğim sevgi,dürüstlük ve sadakat ile inşa edildi.
Ben mükemmel ve sevgi dolu bir eşim
Her geçen gün daha mutluyum ve seviliyorum.
Evliliğin cennette yapılmış gibi uyum dolu.
Güzel ve sevgi dolu evliliğim için şükran duyuyorum.
Eşimle derin bir aşk içindeyiz.
Mutlu bir evliliğim var.
Aşk,sevgi ve mutluluu hakediyorum.
Bol bol sevgi veriyorum ve alıyorum.
Ben tutku dolu bir aşk yaşıyorum.
Evliliğim hayatıma mutluluk katıyor.


yukarda verdiğim olumlama örnekleri sık kullanılanlar.Kendinizde kurallara uygun olarak olumlamalar yapabilirsiniz.,

Not: yazdıklarımın bir kısmı alıntıdır.olumlama cümlelerin büyük kısmı Yaratıcı İmgeleme - Shakti Gawain kitabından ve R.Şanal - Kuantum olumlama kitabından derlenmiştir.

http://essential-oils.feelingtoinfinity.com/weblog/archives/March%2030%20Graphic-%20Water%20Photos%20resized-1.jpgKuantum nedir?

Japon bilim adamları suyla yaptıkları bir deneyde belirli sonuçlara varmışlardır.Bir miktar suya küfür edilip molekülünün resmi çekilmiş.Daha sonra bir miktar suya seni seviyorum denilerek resmi çekilmiş bu uygulamayı klasik müzik dinletme,metal müzik dinletme.. daha bir çok şekilde devam ettirmişlerdir.Merak edenler Masaru Emoto - Suyun Gizli Mesajı kitabını okuyabilirler.Sonuçlarımı?



Düşünceler Suya bu şekilleri veriyorsa,sizce bize neler yapabilir?

Hastalığın düşünmek olduğunu daha önce anlatmıştım.Bu sorunu farkındalık sayesinde çözdük.Artık düşüncelerin ne kadar önemli olduğunu ağzımızdan çıkan her sözcüğün birşeylere etki ettiğini anladınız.Mesela siz şu anda çok sıkıldım diyorsunuz.radyo dalgaları gibi görünmeyen bir frekansta düşünce yola çıkıyor ve o civardaki diğer insanlara temsa ediyor onlardan başkalarına ve oradan tüm evrene.

Farketmişsinizdir bazen ortama birisi girer ağzını bile açmaz ama neşeniz kaçar.Bazende birisi girer hiç konuşmadan neşeniz yerine gelir.

Ağzınıdan çıkan her kelimeye dikkat etmeye geldik.Ağzınızdan çıkan her kelime evrene yani yaratıcıya kuant olarak yollanır.Bu kuant yaratıcıya ulaşana kadar bir sürü yere değer emilir başkalarına temas eder vs. ve yolladığınız kuant yani isteğin yaratıcıya ulaşması gecikir.Bu gecikmenin sebebi yollanan o isteğinize daha sonra "olmadı" şeklinde olumsuz bir telkin yollamanızdır.Bu kuantı durdurur ve size olumsuz olanını geri gönderir.

Basit düşünelim bir örnekle.Siz diyorsunuzki benim param yok.Durumum iyi değil.Bu bir kuanttır ve evrene gönderilir.Evrende "paran yok" şeklinde bunu algılamaz."parayı istemediğini algılar" ve sana istediğini vermez.Ama sen durumumçok şükür iyi gelirim bana yetiyor derseniz para sıkıntısı çekmezsiniz.Ama siz "ben para sahibi olmayı diliyorum,para sevgidir bende sevgiyim" derseniz zengin olmanız için evren seferberliğe girer ve size bir kuant yolu sunar.Bu dilekleri "kuantum olumlama" kuralları çerçevesinde yollamamız gerekir.Bir yöntemi vardır.Yöntem basittir sadece pozitif cümle kurmak.İlerde örnek olumlamalar koyacağım.

3. cüyü seçtiğimizi varsayalım."ben para sahibi olmayı diliyorum,para sevgidir bende sevgiyim" dedik.Kuant yolumuz hazırlandı.Bir dizi olasılıklar zinciri.Ama sizin herşeyi bu kuant yolunda olan bir adım olarak algılamanız ve hiçbirşekilde olumlamayı bozacak negatif bir düşünceye kapılmamanız gerekir.Farkındalık size bu desteği verecektir.

"ben para sahibi olmayı diliyorum,para sevgidir bende sevgiyim" dedik ve hayatımıza devam ediyoruz.Eğer siz 2 gün sonra "param yok işte araba alamıyorum otobüslere mahkumuz" derseniz kuant kesilir ve ikinci söylediğiniz devreye girer ve paranız olmamaya devam eder.eğer olumsuz bir cümle kuramadan beklerseniz (süresi 1 aydır) 1 ay sonra kuantınız yaratıcıya ulaşır ve o size bir kuant yolu hazırlar (olaylar dizisi) ve isteğinizi çeşitli şekillerde vasıtalarla yerine getirir.

Mesela siz bir iş başvurusunda bulunursunuz ve reddedilirsiniz.Üzülürseniz kuant bozulur.O olayı "ben para sahibi olmayı diliyorum,para sevgidir bende sevgiyim" demiştim demekki bu olay ilerde başıma gelecek daha güzel bir teklifin habercisi demelisiniz.Daha sonra çok alakasız gibi görünsede bir bakmışsınız bir tanıdığınız vasıtasıyla hiç ummadığınız bir yerde işe başladınız ve istediğinizi aldınız.

Artık ağzınızdan çıkan her cümleye dikkat edin.Çünkü her söylediğiniz gerçek oluyor.

Çok önemli bir kavrama geldik.Şimdiye kadarki yeri özetlemek istedim.

İnsan iki çeşit kalkana sahiptir.birisi içimizdeki bilinçtir.Bu bilinç bizim enerjimizdir.Bu sınırsız gücün yani yaratıcının bize nefesinden üflediği parçasıdır.Biz o enerjiyi kullanarak istersek telekinezi yaparız istersek astral seyahat yaparız istersek reiki yaparız.o enerji sonsuzdur ve saftır.Ama o enerjiyi kullanmanın bir kuralı vardır.Önce o enerjiye ulaşmak gerekir.Bu enerjinin etrafında bir engel vardır.O engel egodur.Ego kötü birşey değildir aslında.İki kısımdan meydana geliriz.Bilgisayar gibi düşünün.Özümüz harddisk tir.Ego ise ram dir.ram olmadan bilgisayar çalışmaz.ram in içinde önbellek kayıtlıdır.önbelleğimizin yani egomuzun içinde bir program kayıtlıdır.programla dili bilen arkadaşlar anlayacaklardır if ve else komutlarıyla yazılmış bir programdır.bu ram biz doğduğumuzda boştur.çok kısıtlıdır.sadece ağlamayı ve gülmeyi bilir.0 ve 1 dir.sonra bizim ram imize ailemiz ve çevremizdekiler kendi doğrularını yüklerler.sana şeker verirler sen susarsın.artık if birisi sana şeker verirse = gülümse komutu egoya yüklenmiştir.sonra if okula gitmezsen = kötü bir çocuk olursun yüklenir ... bu böyle devam eder.sonra çevremiz okullar öğretmenler kendi doğrularıyla egoyu doldurur.taki ergenlik çağına kadar bir sorun yoktur.

ergenlik çağına geldiğimizde egomuz şeytan tarafından ele geçirilir.artık kontrol bizde değildir.şeytan bir virüs gibi egomuzu kafasına göre değiştirmeye başlar.artık ailemize asi gelen cevap veren tepki veren küfür eden sinirlenen bireyler oluruz.siz 3 yaşında bir çocuğun ciddi bir şekilde kızdığını göremezsiniz.ama 10 yaşında bir çocuk çok cidid şekilde size tepki verir.çünkü o artık hastalığa yakalanmıştır.

farkındalık ise egomuzun şeytan tarafından ele geçirildiğini farketmemizdir.farkındalık aslında kelime anlamı olarak "herşeyi farkında olarak yapmaktır".eğer egomuzu bizim değilde şeytanın yönettiğini anlarsak şeytan bize tepkiler vericektir.hemen komut yazmaya başlar.bu komutlar geçmişten gelir yada gelecek üzerine hayallerdir.

if arkadşlarınla taksime gitmezsen = rezil olursun
if ailene karşı gelmezsen=rezil olursun

=== taksime git - ailene karşı gel ===

işte şeytanın bize yaptığı.

biz bu olayı farkettiğimiz anda yani bu yazıyı okuduğunuz anda if komutları yoğunlaşır. şeytan artık bir müdahelenin farkındadır ve özünüzden beslenerek emdiği gücünüzü kaybetmemek için hayatınızda hiç yaşamadığınız kadar sizi sinirli ve tepkili biri yapar.bu onun son savunmalarıdır.artık 2 aylık ömrü kalmıştır.özümüze ulaştığımızda varlığın gücü onu yakacak ve egomuzun tekrardan çocukluğumuzdaki gibi sahibi biz olacağız.

peki bu okadar kolaymı?

değil.bize şeytanın if le yazdırdığı ne kadar komut varsa onları yani düşünceleri izleyip şeytanın gözünün için baka baka onları izlememiz sonrada onların yokolmasını beklememiz gerekir.bu yola yükseliş yolu denilmektedir.yükseliş yoluna giren birisi yalnız kalma eğlimine girer.insanlardan uzaklaşmak ister.çenesi düşebilir çünkü.saçmalayabilir. bunları güzel şeyler herşeyin yolunda olduğunu gösteriyor.yüzümüzde sivilceler çıkabilir . o çıkan sivilceler içimizdeki gereksiz düşüncelerin dışa atıldığının bedensel göstergesidir.bedenimiz ruhumuz tüm varlığımız hızlı bir seferberliğe girmiştir.egonun bize sonradan eklediği tüm komutları temizlemeye çalışır.bilinç yani yaratıcı artık yanımızdadır.çünkü onu bulmuşuzdur.zaten amaç budur.bütün dinlerin amacı budur.kuranda anlatılan din günü budur.artık kendi harddiskimizi kullanmaya hafiften başlarız.zekamız açılır.derslerimiz düzelmeye başlar.yaratcılığımız artmaya başlar.bu süreç devam ettiği sürece hiç pişman olmamamız gerekir.unutmayın şeytan en ağır darbeleri sona saklamıştır.

düşüncelerimizi izleriz.eğer müdahele ederek düşünce yokolur.şeytan o düşünceyi saklar sonra tekrar koz olarak kullanır.bu yüzden izlememiz gerekir.günde 2-3 saat izleyin.temizlenin temizlenin.temizlendikçe gülümseyeceksiniz.kendinizdeki değişimi farkedeceksiniz.

işte "Merkezlenme" bu noktada çok işimize yarayacak.Merkezlenme içimizdeki özümüzden temizlenme aşamasında yardım almaktır.

Baknız size insanın 2 mekanizmadan oluştuğunu anlattım.birincisi ego ikincisi varlık.ego olmadan yaşayamayız dedim.rami olmayan bir bilgisayar gibi oluruz.peki ego tamamen yokolabilirmi?

evet.sadece ölüm tehditi,korku panik ve aşırı heyecan durumlarında varlık bize destek olmak için egoyu tamamen saf dışı bırakır düşünce kabiliyetimizi 0 a indirir ve bizim yerimize düşünür.bu geçici bir durumdur.tehlike geçince eski haline döner.peki nasıl bir tehlike?örnek vereyim.

birisi sizi öldürmek için kovalıyor elinde bıçak var sizi yakaladı.bıçağı boğazınıza dayadı.artık ego yokolur.siz eski sevgilinizi düşünemezsiniz o anda.yada yarın yatıracağınız kredi kartı faturanızı.o anda varlık devreye girer ve size en mantıklı hamleyi sizin yerinize yaptırır ve en gerekli cümleleri kurar.

lunaparka gitmişsinizdir.gondol vardır kamikaze yada.adrenalin dolu şeyler.adrenalin egoyu yokeder.bu yüzden bağımlılık yapar.uyuşturucu kullanan insanların bağımlı olma sebebi budur.direk harddiskten düşünürler.ego yok olur.

bir çok ünlü bestekarın en iyi bestelerini uyşturucu kullanrak yaptığı bilinmektedir.tabiki uyuşturucu kullanmak geçici bir farkındalık yaratır.kontrolsüz bir farkındalık ve düşüşünde ego geri dönünce acısını sizden fena çıkartır.

gondola bindiğinizde çığlık atmak istersiniz.o anda yine eski sevgilinizi düşünemezsiniz.sadece korkarsınız heyecanlanırsınız.birden karnınızda bir gıdıklanma hissedersiniz.göbek deliğinizin orda.karnınız tuhaflaşır.işte o tuhaflaşma sizin enerjiniz.size burdayım diyor.o enerji sonsuza kadar sizinle olacak .o gerçek sizsiniz.o sizin harddiskiniz.onun içinde tüm bilgiler kayıtlıdır.siz sadece hatırlarsınız.kimse yenibirşey öğrenmez sadece hatırlar.çünkü içimizdeki yaratıcının parçası herşeyi bilmektedir zaten.

bazen arabayla giderken yokuştan inerkende karnınız bir tuhaf olur.heyecan sebebiyle ego yok edilip geçici olarak varlık devreye girer ve karnınızdaki çakradan size sinyal gönderir.sinir sisteminizi kullanarak yönetimi ele geçirir.sonra normale döner.

eğer varlık yönetimi devralmazsa ne olur?

akli dengenizi kaybedersiniz.çünkü komutu yazılmamıştır egoda o olayın.ego if komutuyla yazmadığı şeyleri yapamaz.gondola 5. 6. kez bindiğinizde artık korkmazsınız.varlık egoya sizin yerinize if le başlayan komut yazarak o hareketi tanıtır.bugün hastanede yatanların büyük bir kısmının delirme sebebi budur.bu delirme türüne otizm denilmektedir.sinir sistemi enerji desteği alamadığı için felç geçirir.

merkezlenme işte bu karnınızdaki gıdıklanmayı sürekli olarak yapmanız ve o enerjiyle yaşamaya alışmanızdır.o enerji siz istemediğinizde sadece belli durumlarda devreye girer.

peki bir düşünün siz bir ressamsınız diyelim.ya o enerjiyi resim çizerken devreye sokarsanız ne olur?

van gogh olursunuz =)

ya müzikle uğraşırken devreye sokarsanız?

bethooven olursunuz

ya fizile uğraşırken?

einstein yada edison

ya siyasetle uğraşırken ?

atatürk olursunuz.

(ilerde atatürkün bunları bildiğini size kanıtlayacağım kendi sözleriyle)

öss ye hazırlanan bir öğrenci olursanız?
derece yaparsınız
.
.
.

ben samimi olduğum kişilere farkındalığı öğrettim.ama öğretmek zordur.tepki verirler size.tavsite etmem.bana sorucaksınız sen kaçıncı oldun =) ben ünviersiteyi kazandıktan sonra farkındalığı öğrendim.bir işe yaramadı sınav kısmında.bende iş hayatıma uyarladım.

merkezlenme nasıl olucak peki?

o kadar kolayki bumuydu diyeceksiniz.nefesinizi bir süre izleyin.yavaşlatın.sonra nefes alın mavi hava doluyor içimize sonra verdikten sonra nefesi tekrar almadan bekleyin 2-3 saniye hava tamamen boşalsın.karnınız gıdıklandı bile =) bunu sürekli yapın.

birde kendinize farklı kamera açılarından bakmaya çalışın yukardan aşağıdan arkadan.hissetmeniz yeterli.astral seyahatteki ters düşünme gibi.

Aynaya bakın.Sinirlendiğiniz zaman yada içinizde bir üzüntü olduğu zaman hemen koşup aynaya bakın.Baktığınızda yüzünüzde pis bir gülüş pis bir ifade göreceksiniz.O gülüş size ait değil.Şeytan içinizde ve sizi kontrol ediyor.Bunu kesinlikle göreceksiniz.Aynadaki görüntünüzden korkacaksınız.Sizi ego ne hale getiriyor daha net göreceksiniz.

Nedir kendini izlemek? Kendini izlemek yunus emrenin deyimiyle kendini bilmektir.Kendinizi bilmeniz için önce kendinizi tanımalısınız.Yazının en üstünde ilk mesajlarımda bu başlıkta yaratılış sürecini ve hastalığın ne olduğunu anlattım.Hastalığı biliyorsanız artık kendinizi bilmeye başlamışsınız demektir.Çünkü bir kez çukura düştünüz zaten bir daha aynı çukura düşmezsiniz.Düşüncelerinizin size ait olmadığını biliyorsanız büyük ilerleme katetmişsinizdir.

Kendinizi izleme egzersizlerini toparlayacak olursak.Uyandığınız anda kendinizi izleme başlar.Uyandınız.Dikkat edin bırakın bakalım ne yapacaksınız?Bir uyur gezer gibi rutin olarak gündelik faaliyetleri yapacaksınız.yüzünüzü yıkayıp kahvaltı edeceksiniz.sonra ya okula yada işe gideceksiniz.peki bu yaptığınız eylemleri neden yaptığınızı biliyormusunuz? Daha doğrusu ne yapmaya çalıştığınızın farkındamısınız?

Ben söyleyeyim.Farkında olmadan SÜRÜYE KATILDINIZ bile.Sürü egosuna yenilen insanlar topluluğudur.Sürünün ortak bir amacı vardır.Bu amaç kapitalizm de kendini bulur.Amaç biliçsiz olarak içinizdedir.İlerde... olmak.

Birşey olmak istiyorsanız artık özgür değilsinizdir.Siz zaten aratılanların en şereflisisiniz.Nasıl bir kalıba girmek istediğinizi seçiyorsunuz şu anda.

Ben doktor olacağım.Okula gidiyorum.Derslerime çalışıyorum.Sonra öss yi kazanacağım sonra üniversiteyi okuyacağım sonra doktor olacağım.

sonra?

para kazanacağım...evleneceğim zengin olacağım..

sonra?

ÖLECEKSİNİZ.

Gideceğiniz yeri bilmiyorsanız vardığınız yerin önemi yoktur diyor Drucker.Kendisini tanımam ama farkındalığı bildiği apaçık ortada.

Artık nereye gittiğinizi biliyormusunuz?

ÖLÜME gidiyorsunuz.Farkında olun.Ölüm tıpkı doğum gibi bir gerçektir.Fakat siz sanki hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarsınız.Kısacık ömrünüzü mahvedersiniz.Size birisi bir ay sonra öleceğinizi çok hasta olduğunuz söyleseydi ne yapardınız?

hala liseye gidip derse girermiydiniz?

elbette hayır.ne yapardınız? bir düşünün?

yapamadığınız şeyleri yapmaya çalışırdınız.belki korkudan dua ederdiniz.belki ağlardınız.ego hala devrede.öleceğinizi bilmenize rağmen.demekki egodan ölümlede kurtulamazsınız.

"Olup biten şimdidir ve olması gereken zaten oluyor" (incil , ecclesiastes , 3:15)

Şimdiye dönmelisiniz.Anın tadını çıkarmalısınız.Kaçırdığınız her anın suçlusu egodur.Pişman olmayın üzülmeyin.Sizin bir kabahatiniz yokki.Ego sizi üzmek için pişman eder.Keşke..ile başlayan bir cümle kurduğunuzda bilinki ego devreye girmiştir bile.

Neden keşke dersinizki?

Keşke biraz daha çalışsaydım.. boğaziçini kazansaydım.

Pişmanlığın sebebine bakın.Ego sizi ilk önce boğaziçine gitmelisin diye doldurdu şimdide başaramadığınız için aynı yerden sizi bir kez daha vuruyor.Başaramamak?

neyi başaramadınız?

Okula gitmek nedirki.Size kitapalr verirler onları okursunuz sonrada sınavda onları sorarlar.Bu kadar basit ve saçma birşeyimi kafanıza takıyorsunuz.Kendinizi izleyin.

Kendini izlemek TEPKİLERİ İZLEMEKTİR.

Olaylara nasıl tepkiler veriyorsunuz?

Bankada kuyruk var sıraya girdiniz.Hemen yüzünüz asılır.Neden içinizde bir sııntı oluştu sizce.Hemen izleyin içinizi.Sebebi yokki sıkılmanızın saçmalık bu.Sıra varsa var size ne.Siz anı yaşamaktan kaçtınız.O an sırada bekleme anınız.Etraftaki insanlara bakın banka kuyruğunda hepsinin yüzü asık hepsi stresli . ne için stres yapıyorlar? onlar ölümü unutmuşlar bile.Onlar yolun sonunu bilmiyorlar gittikleri.Siz biliyorsanız yolun sonunu üzülmek için hiçbir sebep olmadığınıda bilin.

İçtiğiniz çayı izleyin,oturduğunuz sandalyeyi tuşlarına bastığınız kılavyeyi.baktığınız monitörü.herşeyi izleyin.yaptığınız olaylarla bütünleşin.sadece yaptığınızı yapın.foruma bir yazı yazın sadece.başka hiçbirşey düşünmeden.hiçbir kritere takılmadan insanlara birşey kanıtlama çabası gütmeden.

Şuan benim yaptığım gibi kelimeler dökülüvericektir özünüzden.Bu yazdıklarımın hepsini sizde yazabilirsiniz.Yeterki farkında olun.Benim hiçbir insandan farkım yok.eksikliğimde yok.Hepimiz aynıyız ve eşitiz...


DURMAYIN.ODANIZDA SAKLADIĞINIZ SİZE HEDİYE GELEN KIRMIZI KALP ŞEKLİNDEKİ KOKULU KÜÇÜK MUMLARI YAKIN.BEKLEMEYİN.

neyi bekliyorsunuz?

Mevlana dönerken herşeyi olduğu gibi kabul etmiştir.isa peygamberde klasik çarmaha gerilme pozisyonunda teslimiyeti gösterir.Herşey duarağan ve dingin.bir uyum içinde olduğu gibi kabul ettiğinizde kuşların cıvıltısını havanın temiz kokusunu hatta ışıkların gülümsemesini görürsünüz.daha önce hiç dikkatinzi çekmeyen bir tabelaya bakıp gülümseyebilirsiniz.yaşlı bir teyzeye küçük bir çocuğa bir kediye bakıp huzur hissedersiniz.Ana teslim oldunuz işte.

İlişkilerde olduğu gibi kabul etmek çok önemlidir.Duygusal ilişkilerde başarısızlığın temel sebebi olduğu gibi kabul edememektir.Bazen sohbet ederken birisi gelip anlatıyor.Kız arkadaşım böyle böyle yaptı kavga ettik diyor.Birincisi özel hayatınız olmalı ve kimseye ilişkilerinizi anlatmamalısınız.Siz varlığın bir parçasısınız.Birilerine birşeyler anlatmak zorunda değilsiniz.Birilerine birşey kanıtlama egosunun altında gizlidir bunlar.bu egoda şeytan tarafından gönderilen düşüncelere maruz kalır.

Bir erkekle birlikte bir kızı ele alalım.Erkek ona diyorki saçını şöyle yapsana , konuşurken şöyle konuşmasana , biraz kısa giyinmişsin ne gerek vardı..gibi sıralamaya başlar.Erkeğin şeytani egosu kızı yumruklamaya başlamıştır.Evet o erkek o kızı sevmiyor.Hepsi yalan =)

Birini sevmeniz için onu o olduğu için sevmeniz gerekir.Olduğu gibi kabul etmeniz.Bir cep telefonu almaya gidiyorsunuz özelliklerine bakıp alıyorsunuz.Sonra o cep telefonuna diyebilirmisiniz kameran daha iyi çeksin ? O telefonu o özelliklerde olduğu için aldınız.

Kız arkadaşınızı değiştirmeye çalışıyorsanız siz aslında onu değil hayalinizdeki kızı seviyorsunuz demektir.Çünkü sizin hayalinizdeki kız sarışın düz saçlı vucudu güzel bir kızdır.Eğer siz kız arkadaşınıza spora git zayıfla diyorsanız onu sevemezsinizki.O zaten öyle.Madem onu beğenmiyorsunuz onun eksikleri var neden onunlasınız.

Olduğu gibi kabul etmelisiniz.Ve o size bu tepkiyi verirse bunların bilincinde olup "sen olduğun gibi güzelsin seni böyle olduğun için seviyorum" demelisiniz.o sizin sevgilinizdir.ne eksik ne fazla.tam olması gerektiği gibidir.eğer olduğu gibi kabul ederseniz şeytan yenilir.çünkü elinde kozu kalmaz.Eğer siz birine saçını söyle yap diyorsanız siz saçı öyle olan birini hayalinizde istiyorsunuzdur.Eğer siz ona zayıfla diyorsanız onu değil zayıf birini beğeniyorsunuz demektir.

Her insanı olduğu gibi kabul edin.O öyledir.Ne eksik ne fazla.Tam olması gerektiği gibi.

Farkındalık Uygulamaları


İzlemek aslında tanık olmaktır.Aslında herşey bir mücizedir..Fakat siz yaşamın bu döngüsüne sıradan olaylarmış gibi bakıp farketmediğiniz için bu mucizeleri göremezsinizYuarıda kendimden örnekler vererek teslimiyetin tam olarak ne olduğunu izah etmeye çalıştım.Hiçbirşey düşünmemekten kastımızı,düşünceleri izlemenin ne olduğunu.Peki düzenli bir şekilde neler yapabilirizi yazmak istersek..

1)Düşünceleri İzlemek: Düşüncelerimizi izlerken dikkat etmemiz gereken nokta teslimiyettir.Düşüncelerimizin bize ait olmadığını etrafımızı çevreleyen bir varlık tarafından bize fısıldandığını izlemektir.İzleyince onlar silinir ve bir kez daha o düşünceler aklımızdna geçmez.

Nasıl izleriz? Sessizce oturun.dik bir şekilde.gözlerinizi kapatın (isterseniz uzanabilirsinizde)nefesinize odaklanın.tıpkı meditasyondaki gibi.burnunuzdan mavi hava giriyor bir ışık hüzmesi gibi bedeninize doluyor sonra çıkıyor.bunu bir dakika kadar yaptığınızda şeytan hemen devreye girecektir.birden saçma sapan bir düşünce gelecektir etrafınıza.o düşünce inanamayacağınız kadar alakasız bir düşünce olacaktır.nefesinizi izlemeye devam edin.o düşünceyi şeytan size yolladığında görecektirki siz acı çekmediniz tepkisiz kaldınız,hemen bir sonrakini yollayacktır bir anda düşünce değişecektir.bir sonraki ... böyle gidercektir.bu.o anda aklınızdan geçenleri sildiniz.bir daha aklınıza siz istemediğiniz sürece gelmeyecek.Çünkü artık kontrol sizde.geçmişi düşünmeyi sadece siz istediğinizde başaracaksınız.Silinen düşünceler değil onların size hissettirdiği duygular olacaktır.Mesela o anda eski sevgilinizle ayrılmanız geliyorsa aklınıza ilk etapta şeytan sizi haklı çıkarmaya çalışan şeyler gösterir.baktınız siz tepki vermiyorsunuz onunla yaşadığınız güzel günleri gösterirki canınız yansın gözleriniz dolsun.hala tepki vermezseniz konuyu değiştirir.

Bir boks maçı düşünün.Bir taraf diğerine sürekli vuruyor.Rakibi ise heykel gibi duruyor.Vuran taraf ne yapar.Vurmayı keser ve durur.Hey kardeşim vursana bana manyakmısın der.Baktı hala vurmuyor sinirlenir saçma sapan hareketler yapar ve maç biter.İşte size şeytan her vurduğunda tepkisizce durmalısınız.Bunu tüm hayatınıze uyarlayın.

Eve geldiniz.Dışarıda bir sürü şey oldu moraliniz bozuk diyelim.Yada yorgunsunuz sinirlisiniz.Anneniz babanız geldi nerdesin sen saat kaç manyakmısın diye başladı.Size vurmaya başladı.Hemen pozisyonunuzu alın sakın cevap vermeyin ama odayada kaçmayın.Tepkisizlik.

Bakın sonra ne olacak =)

Bağıracaklar size bağıracaklar alakasız yerlere konuyu getirecekler sonra gidecekler.Tam 10 dakika sonra anneniz gelip size güzel şeyler söylemeye başlayacak.Pişmanlık çektirecek şeytan ona.Karnın açmı bari diyecek.ne yaptın anlat bari diyecek ve size sarılacak.

ONLAR BİLMİYORLAR.BİLSELER YAPARLARMIYDI!

Siz farkında olun yeter.Onlar bilmiyorlar.Böyle düşünmelisiniz.Hata yaptıklarının farkında değiller.Bu bir hastalık onlar hastalar.Onları tedavi etmeye çalışmayın.Onlara sen hastasın demeyin.SAKIN AMA SAKIN AİLENİZE VEYA HOCANIZA VEYA ŞEYTANİ EGOSU YILLARCA DOLUP TAŞMIŞ SİZDEN YAŞÇA BÜYÜK BİRİNE bunları anlatmayın.Birşey söylemek zorunda değilsiniz.Bu bireysel bir ibadettir.

Farkındalığın hiçbir dinle alakası yoktur.Tamamen psikolojik birşeydir.Ama bütün dinler ve inanışlar farkındalık hakkında bilgi vermişlerdir.

Sevgilinizle olan ilişkilerinize gelelim.Onunla konuşmalarınızı izleyin.Evet o hatalı davranıyor size göre.Çünkü egonuz her zaman sizi haklı çıkartır.Aslında kimin hatalı davrandığı önemli değil.Önemli olan tepkisizlik.Sevgilinizi aradınız telefonu açmadı.2 sat oldu.Haber de vermedi.Hemen şeytan dereye girecektir.Nerde acaba yoksa geçen gün gördüğüm çocukta varmıki yanında .. şeklinde darbeler geliyor suratınıza.Tepkisizlik.

Bakın tepkisiz olmazsanız size neler olacağını anlatayım =)

telefonu açınca sizi arayacak ve arkadaşlarlaydım bilmemnerdeydim filan falan diycek.sizde diyeceksiniki insan bi haber verir kim arkadaşların ... sonra o diyecekki işte arkadaşlar..sonra siz bağıracaksınız..sonra oda aynen şu cümleyi kuracak;

"sende geçenlerde ... yapmıştın sende yapıyorsun ...."

sonra siz sende zaten ... yapmıştın asıl sen yapıyorsun...

...

böyle gidecek bu.sonra kazanan kim olucak ? şeytan
Kıskançlık egonun en büyük silahıdır.Kıskanırsınız.Ama farkında bile olmadan.Kimdi o telefondaki,dün yanında biri vardı... gider.. sonra egonun en öldürücü darbesi gelir ve hayatınızı mahveder ;

"benden önce birlikte olduğun çocuk kimdi? , o mu geldi onunla neler yaşadın..."

bu cümleyi duyduysanız ilişki bitmiş ego kazanmış demektir.İlişkinizi bitirin.artık yapabilcek birşey yok.sadece acı çekiceksiniz.

bitirmezseniz kendini şöyle savunacaksınız.ben seni çok sevdiğim için oldu bunlar.bırak baştan adam gibi başlayalım filan falan.hepsi hikaye.egonuz size onun eski sevgilisiyle birlilkte olduğunu eski sevgilisini sizden daha çok sevdiğine inandırdı bile.yılalrda geçse eninde sonunda ayrılırsınız.

iş buralara kadar gelmeden önce TEPKİSİZLİĞİ uygulamanız gerekirdi.


Bu söylediklerimi her öreneğe her diyaloğa her insan ilişkinize uyarlayabilirsiniz.Artık biliyorsunuz.Mutluluğun sırrını..

Kısaca değinecek olursak , farkındalık yapılan her işi atılan her adımı “farkında” olarak yapmaktır.Yani anda kalmaktır.Mesela çay içiyorsunuz.Sadece çay için.Eylemle bütünleşin.Çay bardağına dokunuyorsunuz elinizle alıyorsunuz yudumluyorsunuz midenize iniyor.İşte farkında olarak çay içtiniz.Farkında olarak yapılan eylemlerde düşünemezsiniz.Sadece anı yaşarsınız.Çay içme anını.İçtiğiniz en güzel çayı içtiniz.

Yürüyorsunuz yolda.Farkında değilsiniz ne yaptığınızın.Çünkü farkında olmanız için durmanız gerekir.Ancak durduğunuz zaman yürüdüğünüzü fark edebilirsiniz.Bunu deneyin.Yolda yürürken birden 15 saniye kadar durun ve bekleyin sonra yürümeye devam edin.bilinciniz tazelenecektir.


Aslında sürekli olarak aklımızdan düşünceler geçiyor.Hepsi gereksiz hepsi boş.Ve bütün enerjimizi bu gereksiz düşünce emiyor.Zihnimizin neredeyse yüzde 80 i bu düşüncelerle dolu.Bu yüzden yaptığımız işlerde dikkatimiz dağılıyor.Sınavlarda başarılı olamıyoruz. Okuduğumuzu anlamakta güçlük çekiyoruz hatalar yapıyoruz vs.. Bu gereksiz düşüncelerden arındığınızı düşünün.Tertemiz bir zihniniz var artık.Bomboş.Bir kez okuduğunuzu anlıyorsunuz .Dikkatiniz dağılmıyor.Neye elinizi atsanız başarıyorsunuz.İşte hastalık ve tedavisi bundan ibaret. Tedavi sürecinde yapmanız gereken şeyleri ele alırsak;

1) Düşünceleri izlemek
2) Bedenimizi İzlemek
3) Duygularımızı izlemek


Evet, Hep izlemek ile bitiyor.Neden izlemek.Bir aynaya baktığınızı düşünün arkada bir hırsız var evinize girmiş.Eğer hırsız sizin onu aynadan gördüğünüzü fark ederse kaçacaktır yakalanmamak için.Ama siz hırsıza müdahale ederseniz beklide sizi öldürecektir.

(Alıntıdır
“Oğuzhan Korkmaz - Kişisel Gelişim Uzmanı”

1 yorum:

  1. www.emeksaglik.net sitesi çalışanları olarak yazınızı beğendik ve bilgilendirici bulduk. Teşekkür ediyoruz

    YanıtlaSil